KKTC’de Başkanlık Sistemi için özet değerlendirme - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

KKTC’de Başkanlık Sistemi için özet değerlendirme

Onur BormanOnur Borman

KKTC’de gerek siyasal gerek sosyal gerekse ekonomik ve mali konularda her sıkışıklığa girildiğinde ortaya atılan ‘hal çaresi’ veya çözüm şekli diyelim ‘Başkanlık sistemi’ne geçelim oluyor!

Sanki Başkanlık sistemi sihirli bir değnekle her türlü olumsuzlukları ortadan kaldıracak ve güllük gülistanlık bir ülke olarak icraatları yürütecek bir sistem gibi lanse ediliyor!.


Sistemleri iyileştiren ve kötüleştiren insanlardır, yöneticilerdir, halkın seçtikleridir, bu ortamı destekleyenlerdir.

Bu konu şimdilerde yine gündeme gelmiştir ve hatta gündemi tartışmak için konferanslar vb  düzenleneceği haberleri duyulmaktadır.. Tartışılsın tabii ki .. Kamuoyunun bilgilendirilmesi, aydınlatılması için tartışılması demokrasinin gereğidir. Ancak burada bu konudaki bilim insanlarının da katılımıyla tarafsız bir şekilde iyisi ile kötüsü ile bunu tartışması da esastır.

Halkın tek yönlü bilgilendirilmesi ve sadece bu sistemi arzu edenlerin doğrultusunda seçilecek temsilcilerin tebliğleri ile değil, Devlet Sistemleri üzerinde uzman olanların, ve Mukayeseli Devlet Yönetimleri bilimlerini iyi hazmeden yerli ve hatta uluslararası uzmanların da bu konferanslara davet edilmesi lâzım.

Bu konuda bir kamuoyu oluşturulmasına çalışılacağı cihetle hem  bilimsel hem de sosyal yapı ile devlet ve siyaset yapımıza da hakim olması gerekmektedir.

Başkanlık sistemine geçişte en çok dikkat edilmesi gereken tehlikeli durum, ‘doğu demokrasilerinde’ ve demokrasiyi tam özümseyememiş Yönetimlerde hakim olan, demokrasinin bir kısmını rafa kaldırmak olacaktır.

Nitekim orta doğu, Brezilya vb gibi kalkınmakta olan ülkelerin demokratik kurumlarını ve Devlet’i, Hükümeti ile Devleti Devlet yapan  Denetim ve Anayasal tüm organların layıkıyla adil biçimde çalışamaması veya çalıştırılamaması durumuna da düşürebilir ki bu da tek kişi hakimiyetini getirebilir.

Öncelikle Parlamenter sistemdeki Parlamento ağırlığı da zayıflayacaktır. Çünkü Hükümet Parlamentodan çıkmadığı cihetle halkın bütününü ve Ülke’nin  genel menfaatleri yerine seçilecek Başkan’ın takdirine göre tüm kabine’ye  siyasi partiler dışından Bakan’lar atanacağı cihetle, halktan gelmediği ve seçimi halktan olmadığına göre, halkın genel menfaatlerine karşı fazla duyarlı olması beklenemez. Zümre menfaatlerinin ön plana geçebilme olanağı yüksektir.

Bu, bizim gibi hem küçük ve birbirine çeşitli yoldan bağlı ve gelişen sektörler dolayısıyla kurulan meslek Birlikleri tarafından, Kabineyi oluşturmada seçilecek Başkan’ın da baskıya maruz kalması söz konusu olduğu cihetle, halkın seçmediği şahısların Devletin üst Yönetiminde Yönetici ve Politika oluşturucu bir yapıya gireceğimiz için, halktan kopukluk olabileceği gibi, halk iradesine dayalı batı demokrasisinden gittikçe uzaklaşan bir zihniyete doğru gitmemize yol açacaktır.

Başkanlık sistemine geçmek için,  öncelikle şimdiki Devlet yapımızın güçlendirilmesi ve demokrasi anlayışımızdaki icraatlara yansımasındaki aksaklıkların düzeltilmesi kaçınılmazdır. Çünkü sonrasında Parlamentoyu devreden çıkaracak veya etkisini azaltacak bir sisteme gidileceği de kuvvetle muhtemeldir.

Şimdi, ‘işte ABD ‘de ve Güney’de bu sistem var’ denildiğini duyar gibiyim.

Ancak bu ülkelerde Hükümet dışında diğer tüm Anayasal organların güçlü idaresi, iradesi, sözünü yürüten, fonksiyonlarının ve Denetim organlarının etkinliği, bürokrasinin kalıcı ve tecrübeye dayalı olması  ve Başkan’ların yönetiminde icraatlarına karşı denge getirecek Kurumsal pozisyonları vardır. Yerleşmiş, tecrübeli, değişmeyen, ehliyete dayalı sağlam Devlet bürokrasisi, her parti ile değişmeyen ve her siyasi değişiklikle değişmeyen Devlet yapısı ve bürokrasisi vardır.

Senato, Temsilciler Meclislerinin, Başkanı kontrol ve zararlı bulunan kararlarını engelleme fonksiyonları  vardır.

Bunların hangisi KKTC’de çalışacak?   ABD dışında Başkanlık sistemi ile yürütülen Ülkelerden demokrasiyi özümsememiş Güney Amerika ülkeleri, ( Brezilya, Bolivya vd ) Afganistan ve birçok Afrika ülkelerinde Başkanlık sistemi ile durumları malûmdur.

ABD’de de, Başkanlık sistemi dengeler üzerine kurulmuş olmasına göre çalışmasında demokratik sorunlar yoktur.  Ancak sosyal devlet anlayışından uzak, her şeye para öncelikli olarak bakan bir ülkedir.. Derin bir gelir uçurumu olan ülkelerden de biridir. Bir taraftan dünyayı sallayacak sermayeye sahip şirketler, diğer yanda köprü altında yaşayan insanlar.

Bence KKTC, devlet yapısındaki irade eksiklikleri, bürokrasi zafiyetleri, ve sosyal yapı , Anayasal tüm bağımsız Kurumların irade kullanmadaki yapısı dolayısıyla yeterli güce sahip olamaması, yaptırımlar açısından zafiyetler, demokrasi ve siyasal partilerin aşırı partizanlıkları ve bürokrasinin değişmez ve tecrübelilik durumunun yasal değişiklilerle oldukça zaafiyete uğratılmış haliyle, ‘Başkanlık Sistemi’ne geçiş çok daha fazla sorunlar doğuracaktır.

Kısacası kanaatime göre  Başkanlık sistemine hazır değiliz.

Önce Devlet bürokrasisini güçlendirmek, Anayasal Kurumların irade ve yaptırım gücünün ve süratinin sağlanması, Parlamentonun da daha etkin çalışması ve Hükümeti etkin kontrol etmesi sağlanmalıdır.

KKTC’de zaman zaman gündeme gelen Başkanlık sitemine geçilmesi için öne sürülen en büyük gerekçelerden biri, Hükümetin Parlamentodan çıkması sonucu eksilen Meclis üyeleri dolayısıyla Parlamento çalışmalarının aksadığı, ve seçimle geldiği için bir daha seçilsin diye popülizm uyguladığı gibi daha ziyade iki ana unsura dayandırılıyor.

Halbuki buna karşılık Başkanlık sisteminde de, dar zümre menfaatlerinin dıştan gelen Bakanların yönlendirmesi ile icraatlara yansıma ihtimali daha güçlüdür.. Çünkü seçilecek siyasi Başkan’lar da kabineyi oluştururken, kendi seçimleri için meslek kuruluşlarından gelecek baskı ile bu kuruluşların Temsilcilerini atama yönüne daha sempati ile bakabilecektir. Yani her iki sistemin de yarar ve eksiklikleri ve dejavantajları vardır.

Onun için zihniyetleri değiştirmek ve şimdiki yapıyı bozan kamu reformunu, ve tüm Anayasal kuruluşların idaresinin güçlendirilmesi, bu kurumların işleyişindeki kopuklukların  giderilmesi ile iradenin güçlendirilmesi ve süratin arttırılması KKTC demokrasisi açısından daha yararlıdır kanaatindeyim.

Ayrıca Devletin icraat bütünlüğü içinde süratin arttırılmasını kısıtlayan KKTC Meclisi ve Yargı tatillerinin de Anayasa’da değişiklikle 4 ay yerine iki aya indirilmesi çalışma ortamını rahatlatacaktır. 4 ay tatil de özellikle genç ve gelişme trendinde olan  Devletimizde çok uzun bir süredir.

Meclis’imizin özellikle son yıllarda  8 ay zarfında da oldukça az gün ve saat mesai yaptığı kamuoyu tarafından izlenmektedir.

Kanaatim o dur ki aksayan devlet hizmetleri için Parlamenter sistemden başka sistemlere kaymak demokrasinin özünden uzaklaşmaktır.  Aksaklıklarımızı düzeltelim,  ama halkın ağırlıklı temsil edildiği Yasama ve Yürütmedeki avantajı olan Parlamenter sistemden ayrılmayalım.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar