2022 Yılı dar ve sabit gelirlilerin geçim sıkıntısını en çok hissettiği yıllardan biri oldu. Enflasyon(TÜFE) yüz baz puanı aşmış asgari ücretli ilk 6 ayda oluşan enflasyonun 15 puan gerisinde maaş almış, alım gücü bu kadar erimişken dar ve sabit gelirli kamu görevlilerinin maaşları yanında ezilmiştir. Biz bu olguyu yani asgari ücreti sürekli gündemimizde tutuyor ve sürekli konuşuyoruz. Dünyanın hiçbir ilerlemiş ülkesinde asgari ücret bu kadar konuşulmaz. Asgari ücretle çalışanların oranı bir çok toplumda %2-3’tür. KKTC’de bu oran %50-60’tır.
Biz aslında asgari ücreti konuşurken ortalama ücreti konuşuyoruz. Asgari ücreti konuşurken aslında devletin toplumla yaptığı en büyük sözleşmeyi konuşuyoruz. Bu bakımdan bu sözleşme son derece önemli.
Asgari ücreti konuşurken hatta saptarken enflasyonun reel ücreti gerileten katkısını ortadan kaldıran bir ücret olmalı. Asgari ücretin alım gücü olağanüstü düşmüştür. KKTC’nin asgari ücretliler toplumu olmaktan kurtulması lazım.
KKTC’DE ASGARİ ÜCRET AVRUPA’YA KIYASLA NE DURUMDA?
AB’ye giren gelir düzeyi düşük ülkeler ortak pazar ve emeğin serbest dolaşımının bir parçası haline gelmesiyle, bu ülkelerde asgari ücretin artmaya başladığını görüyoruz.
2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022
Bulgaristan 210 230 260 290 320 340 360
Yunanistan 700 700 700 700 760 760 830
Polonya 430 490 490 490 600 630 630
Macaristan 350 410 430 430 500 520 530
Romanya 280 310 400 450 470 480 500
Türkiye 510 450 380 400 390 330 350
K.K.T.C. 490 420 372 440 364 292 430
Kaynak: Eurostat KKTC DPÖ veriler Euro cinsindendir.
Avrupa istatistik ofisi Eurostat’ın verilerine göre AB’de yer alan 27 ülke içinde Türkiye en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke birinci ülke Arnavutluk olurken, K.K.T.C’de en düşük ücreti veren diğer ülkeler arasındadır.
AB ülkelerini bir tarafa bırakalım Doğu Avrupa ülkelerinin bile gerisinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tabi burada Türk lirasının büyük değer kaybı etkili olmaktadır.
Ücretler baskı altında kaldı ve yoksullaşma artmıştır.
Gelin gelişmiş ülkelerin asgari ücretlerine bakalım;
Aylık brüt asgari ücret
İspanya 1200,00
Fransa 1600,00
Almanya 1700,00
Hollanda 1750,00
İrlanda 1800,00
Belçika 1850,00
Türkiye 310,00
K.K.T.C. 502,00
Kaynak; Eurostat KKTC DPÖ rakamlar Euro cinsindendir.
Tabi sendikalaşmanın ve toplu iş sözleşmesinin önemine değinmek gerekiyor. Örneğin Fransa’da çalışanların %90 ‘nı toplu iş sözleşmesi kapsamında. Asgari ücretin en az dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının %60’şı kadar olması gerekiyor. Böylece iki kişinin çalıştığı iki çocuklu bir ailenin yoksulluk sınırı üstünde kalabilme ve yaşayabilmesi olmalı.
Şu anda K.K.T.C.’de 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 25,422.00 TL’dir. Bunu %60’şı 15,253.00 TL ediyor.
İstatistik kurumunun açıkladığı enflasyon rakamı güvenirliği tartışmalıdır ve/veya genel enflasyon sepeti kullanılmadığı için tartışma yaratmaktadır. Hissedilen enflasyon açıklanan oranlardan daha fazladır.
Asgari ücretin nominal olarak ne kadar arttığının bir kıymeti yok. Asgari ücretin alım gücünün ne kadar arttığı önemli. Son zamanlarda asgari ücret alım gücünü artırmıyor.
Bir siyasi erkin esas amacının halkın refahını yükseltmek olmalı. Bu yüzden enflasyonun kontrol altına alınması lazım hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde enflasyonu kontrol altına alamazsak yapılacak olan her artış etkisini birkaç ay içinde yitirir. Elde edilen gelir ihtiyaçları karşılamaya yetmeyecektir.
Avrupa ülkelerinde asgari ücretlilerin oranı çok düşük oysa bizde işçi sınıfının ve/veya özel sektör çalışanlarının ekseriyeti asgari ücretli.
Avrupa ülkelerinde temel ücret belirleyici yöntem toplu ücret pazarlıkları iken bizden asgari ücret temel ücret belirleyicisidir.
Bu bir tuzak ve çok ciddi bir tuzak.
Asgari ücret giriş seviyesinde, deneyimi olmayan kişilerin kazandığı maaştır. Fakat günümüzde K.K.T.C.’de kalifiye insanlar bile asgari ücret alıyorlar. Bu sürdürülebilir değildir.
Bu durumun toplu iş sözleşmesi yöntemiyle değiştirilmesi gerekiyor. Ayrıca vergi sisteminde de değişikliğe gidilmesi şart.
Yani harcanabilir gelirin artırılması gerekmektedir. Bu tabi ki sadece asgari ücretli için geçerli değildir. Sabit gelirli çalışanlar içinde aynı sorun karşımızda durmaktadır.
Türk lirasının yabancı paralar karşısında değer kaybı satın alam gücümüzü ciddi anlamda etkilerken asgari ücretli veya sabit gelirli insanlar ciddi anlamda alım gücünü kaybediyor. Türk lirası her yüzde 10 değer yitirdiği zaman bu enflasyona %3 artış sağlıyor. Bu sürdürülebilir olmaktan çok uzak.