Savaş yılları, insanlarda uzun vadeli hatıralar, unutulmayacak tecrübeler kazandırır.
Biz Kıbrıslı Türkler uzun bir süreden beri savaşlı, gettolu yaşamı ya yaşadık ya da büyüklerimizden dinledik.
Savaşlı yıllar ve getto yaşamında toplumsal dayanışma ve disiplin sayesinde , zorlukların üstesinden gelmeyi alışmıştık. Şimdi Koronalı günlerde bunun faydasını görmekteyiz.
Bu dönemde çoğumuz işlerimize gidememenin sıkıntılarını mutlaka yaşıyoruz. Ancak hayat sadece işe gitmek değildir.
Bu dönemde öncelikle kendimizi dinleme ve ihmal ettiğimiz hobilerimize dönme şansını yakalamak, bize çok değerli katkılar yapacaktır.
Günlük hayatın koşuşturmaları, insanları birçok alandan kaçışa da sürüklemekteydi. Düşünmek ve kendini dinlemek, bu dönemde daha sık yaptığımız işler arasına ister istemez daha yoğun bir şekilde girdi.
Hayat’ta sağlığın önemi ve onu korumak artık tüm insanlığın sorunu. Bu sağlık alanında yapılan hatalarla insanların yüzleşmesini tetikledi.
Bu zorunlu tatil döneminde, zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Sağlık sisteminin niye bu kadar zora girdiğini, insanların doğru bir sağlık hızmeti alamadıkları için, ölmelerinin saçmalığını görmek yetmez.
Gelecekte de, insanlığı tehdit edebilecek çevresel felaketler ve salgın hastalıklar mutlaka olacaktır. Bu insanlığın yaşamını derinden etkileyecek felaketleri yenmenin, bir sistem sorunu olduğunu kavramak, bu dönemde zamanı iyi değerlendirmekle mümkündür.
Boş zamanınızda, bu korona günlerinde nelerle uğraşıyorsunuz? Bu soruya doğru bir cevap vermek zorundayız.
İletişim çağında, araştırmalarımızı derinleştirme şansımız, eski yıllara göre daha fazladır.
Dünyada , eski çağlardan günümüze birçok salgın hastalıklar, tüm insanlığı tehdit etmişti. Bu salgın hastalıklardan hemen sonra, eski çağlarda bile, insanoğlunun yaşamında büyük değişiklikler olmuştu.
Bu korona günlerinde, elimizdeki iletişim olanaklarıyla, bu salgın hastalıkları ve sonuçlarını yeniden inceleyip, önemli dersler çıkartabiliriz.
Kara veba tüm Avrupa’yı kırıp geçirdikten sonra, demokrasi alanında ve bilimsel alanda birçok ileri hamleler yapılarak yeni çıkış yolları bulunmuştu. Şimdi de yine aynısı olacaktır.
Korona günleri başlamadan, tüm dünyada, aşılara karşı sistematik bir saldırı başlamıştı.
Ancak şimdi, tüm dünya, Korona’ya karşı bir aşı geliştirmek için, var gücüyle uğraşmaktadır. Artık aşıların yaşamsal önemi daha derinden kavranacak ve bu alana yapılan müdahaleler azaltılacaktır.
Kıymetli zamanlarda, kitap okumak, felsefeye daha fazla ağırlık vermek, ön plana gelmektedir.
Felsefe , hayatın yeniden sorgulanmasını gündeme getirecek en önemli uğraştır.
Kitaplar ise, insanlığın ortak birikiminin yeniden paylaşılmasıdır.
Eşinizle, ailenizle geçmişten geleceğe yapılacak sohbetler ve bu sohbetlerden önemli sonuçlar çıkartmak, korona günlerinin en büyük kazancıdır.
Bu dönemde, Rum dostlarınızın, Türk dostlarınız kadar, sizi aramaları da, dar milliyetçiliğin yenilgiye uğratılması çalışmalarına güç vermektedir.
Zaman en büyük sermayedir. Bu dönemde, elimize geçen zaman sermayesini doğru kullanabilmek, yeni dünyanın kurulmasına konacak bir tuğla görevini görecektir.