KİM VAR İMİŞ… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

KİM VAR İMİŞ…

Ahmet OkanAhmet Okan

Ve mevsim dönüp yağmurlar yağdığında,

Ve efkalipto, servi, çam ve akasya ağaçları ıslandığında,


Ve bu eskitilmiş kentin sokakları sanki içinde hiç kimse yaşamıyormuş gibi sessizliğe gömüldüğünde,

Ve sessizlik bir kahraman edasıyla sokaklarda dolaştığında,

Ve hisaraltarından çocuklar çekilip hisarların üstü de altı da tenhalaştığında,

Ayasofya’nın minareleri dibelik yalnız kaldığında,

Meyhaneler ve kahvehaneler tahta masaları ile hasır sandalyelerini içeriye aldığında,

Bedevi pastanesinde baharatlı çayların dumanı tütmediğinde,

Ve gündüzler kısalıp geceler uzadığında,

Ve salepçinin el arabasındaki hazırlıkları yarım kaldığında,

Ve sinemalar gösterimlerine ara verdiğinde,

Çocuk Bahçesi’nde fıskiyeler akmadığında,

Seyyar satıcılar sokaklara çıkmadığında,

Sardunyalar, feslikanlar ve yaseminler açmadığında,

Ve kadınlar kapıönlerinde oturmadığında,

Arasta ve Bandabuliya’da işler azaldığında, hatta kepenkler indiğinde,

Ve hafta sonları Boğaz yolunda tek tük arabalar olduğunda,

Piknik alanları boşalıp tekmil ovalar yalnızlaştığında,

Ve radyolarda çatışma, ölüm ve kayıp haberleri çoğaldığında,

Ve yel değirmenleri ağıt yakar gibi döndüğünde,

Benzin ve lambasuyu karneye bağlandığında,

Hisarlara hendekler, kentlere sığınaklar kazıldığında,

Mektuplarda ayrılık ve hasret türküleri çoğaldığında,

İnsanlar ve sokaklar ve mahalleler birbirlerine düşürüldüğünde,

Ve sokaklar bölündüğünde,

Her genç erkeğin bir elinde kitap, bir elinde silah olduğunda,

Saklambaç, pirili, lingiri, holahop, topaç ve bir ayak oynayan çocuklar sokakları terk ettiğinde ve geceleri mevzilere çorba taşıdıklarında,

Ve karartma günleri olduğunda,

Televizyonlara parazit konulduğunda,

Ve ara sıra havan topları düştüğünde ve çocuklar ağladığında ve geceleri atılan kurşunlar gökte yıldız gibi kaydığında,

Ve kadınlar evlerde mücahit elbiselerinin söküklerini diktiklerinde,

Ve dağdaki mücahitler kalın paltolarını giydiklerinde,

Ve kocalarına ağlayan kadınlar çoğaldığında,

Sevgilisini göremeyenlerin yüreği paramparça olduğunda,

Ve ekmekler peksemet haline getirildiğinde,

Ve mevzilerde sessiz şarkılar söylenip şiirler yazıldığında,

Ve mevziden mevziye çarpışmalar olduğunda,

Ve kimin ölüp kimin kaldığı bilinmediğinde…

Böyle zamanlardı,

Kışöncesiydi,

Kocaman bulutlar toplanmaktaydı,

Zemheriye hazırdı herkes,

Kana ve baruta da, ölüme de, hasrete de, ayrılığa da,

Kaderlerini böyle yazmıştı yazıcılar,

Kimse geleceğin ne olacağını bilmiyordu,

İnsanlar da yalnızdı, Lefkoşa da, diğer şehirler, köyler ve kasabalar da,

Kimseler yoktu tek başlarınaydılar; umut denilen şey gözlerinde sıcak duruyordu hâlâ, fakat geceler ve tekmil hayatın her saniyesi zehir zıkkım…

Böyle geçti onca yıl…

Karacaoğlan söylemiştir:

“Kim var imiş biz burada yoğ iken…”

Tarihi sen bileceksin imam…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar