“Kıbrıslı Türklerin Bir Facebook Grubu Aracılığıyla Sanal Dünyada Kimliklerini Yeniden İnşası” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

“Kıbrıslı Türklerin Bir Facebook Grubu Aracılığıyla Sanal Dünyada Kimliklerini Yeniden İnşası”

Bedia Balses

Gönül Reyhanoğlu Gökdemir benim yakından tanıdığım, çalışmalarını takip ettiğim güzel bir insan, güzel bir dost. Onunla tez çalışmaları zamanında hem annem, hem ben ve ablam, hem de çocuklarım üç kuşak masal anlattık… Masallarımıza, çocukluğumuza karışan bu güzel insan yine akademik çalışmaları ile insan hayatlarına dokunuyor. Geçenlerde bir çalışmasına rastladım. Çok kıymetli ve Kıbrıslı Türkler’in özellikle çok dikkatini çekecek olan bu makaleyi özellikle okumanızı tavsiye ederim.


Kıbrıslı Türklerin Bir Facebook Grubu Aracılığıyla Sanal Dünyada Kimliklerini Yeniden İnşası” adlı makale, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinin yılda dört sayı olarak çıkan dergisi, FOLKLOR/EDEBİYAT’ın 2018 yılının 94. sayısında Gönül REYHANOĞLU  ve Alim Koray CENGİZ adıyla yayımlanmıştır

Sanal dünya denilince sadece Türkiye’de değil dünyanın hemen her tarafında akla gelebilecek en önemli sosyal medya sayfalarından birisi Facebook olsa gerek. Bu alan, geçirdiğimiz zaman miktarının günbegün daha da artmasıyla birlikte hem gündelik yaşamın hem de kişilerarası ilişkilerin taşındığı yeni bir mecra olma özelliğini koruyor. Bu çalışma, bireyin kendini temsiliyeti, grup içi davranış tarzları, söylemi ve grup içerisindeki paylaşımlarının izlenmesini kapsayacak şekilde Kıbrıslı Türkler tarafından oluşturulan bir facebook grubuyla ilgili gözlem yapılmasına dayanmaktadır. Bununla birlikte Kıbrıs’taki kültür ve yaşam tarzıyla ilgili belirli aralıklarla yapılmış gözlemlerle de sembollerin anlam ve önemi konusunda değerlendirme yapılmıştır. Çalışma kapsamında 2015-2017 yıllarını da içine alarak iki yıl boyunca katılımlı gözlem yapılarak grup üyelerinin paylaşımları takip edilmiştir. Grup üyelerinin, Kıbrıslı olma’ya vurgu yapan halk edebiyatı örnekleri, el sanatları, köy yaşantısı, geçmişe ait imgeler, çocuk oyunları, mekânlar, yiyecek ve içecek gibi tüketim malzemeleri ile ilgili konularda yoğun paylaşımlarda bulundukları dikkati çekmektedir. Çalışmada, Kıbrıs ağzının kullanımıyla her seferinde Kıbrıslı olmayı yeniden kuran paylaşım ve söylemlerin sanal dünyada kimliğin oluşumuna katkısı halk bilimsel ve antropolojik bakış açısıyla ele alınmıştır.

Çalışmanın ortaya çıkış hikayesi, Kıbrıs Türk kültürünün değerlerini yaşatmak ve paylaşmak adına Pervin KIZIL ve Hüseyin Cengiz BOZALANLAR’ın kurduğu ve yönettiği ORİJİNAL KIBRIS KONUŞMALARI adlı grupla başladı. Grubun doğal üyesi olan araştırmacılar Kıbrıs Türk kültürünü yaşamak ve paylaşmak adına gruba katkı koyan grup kurucularının ve üyelerinin emeklerini takdir ederek, bu çalışmaya bir de akademik katkı koymak istemiş ve grubun doğal üyesi olarak buradan hareketle bu alanla ilgili literatürden okumalar yaparak bu gayreti akademik camiaya farklı bir perspektifle taşımışlardır.

Grubun kurulması ve kültürel değerlerin yaşanarak aktarılması konusunda hassasiyet gösteren  Pervin KIZIL ve Hüseyin Cengiz BOZALANLAR’a, grubun tüm üyelerine ve araştırmacılara, kültüre ve bilime yaptıkları katkıdan dolayı teşekkür ederiz.

Makaleye aşağıda verilen linkten ulaşılabilir:

http://www.folkloredebiyat.org/Makaleler/2104250732_fe94-7.pdf

 

ORİJİNAL KIBRIS KONUŞMALARI buram buram Kıbrıs tüten bir grup. Orda sohbet, gerçek hayattaki gibi kahve ile başlıyor. Buyrun gave içelim diyerekten bir kahve fotoğrafı atılır ve sohbet koyulaşır. Ülkemizden olduğu kadar yurt dışından, gurbetten de insanlar büyük bir ilgi ile bu grupta  kültürümüze ait güzellikleri paylaşırlar.

 

——————————————————————————————————

 

 

6 Ekim 1990’da öldürülen Bahriye Üçok’a saygıyla…

Bahriye Üçok

Türk tarihçi, siyaset bilimci, akademisyen Bahriye Üçok kimdir? İşte Bahriye Üçok biyografisi…

Bahriye Üçok, 1919 tarihinde Trabzon‘da doğdu.

Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Türk-İslam Tarihi Bölümü‘nden ve Devlet Konservatuarı Opera Bölümü‘nden mezun oldu.

1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi‘nde öğretim üyesi olarak fakültenin ilk kadın akademisyeni oldu.

Aktif siyasi yaşamına Senatör olarak başladı.

CHP‘ye 1977 yılında katıldı. 1983 yılında Halkçı Parti‘nin kurucusu oldu.

1984 yılında yapılan seçimlerde Halkçı Parti‘den Ordu Milletvekili olarak TBMM’ne girdi.

Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990 yılında evine gönderilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.

ESERLERİ

İslam’dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler

İslam Devletinde Kadın Hükümdarlar

İslam Tarihi

Emeviler – Abbasiler ve Atatürk’ün İzinde Bir Arpa Boyu

Cumhuriyet yazarı Mine Söğüt, 6 Ekim 1990’da öldürülen Ankara Üniversitesi ilahiyat fakültesinin ilk kadın akademisyeni ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Bahriye Üçok’un neden öldürüldüğünü sordu.

Söğüt’ün Cumhuriyet’te “Bir Bahriye Üçok öldürüldü bu ülkede” başlığıyla (6 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Muammer Aksoy, Çetin Emeç ve Turan Dursun’dan sonra;
Uğur Mumcu ve Hrant Dink’ten önce…
6 Ekim 1990 tarihinde…
Bir Bahriye Üçok öldürüldü bu ülkede.
Cinayeti İslami Hareket Örgütü üstlendi.
Cumhuriyet’i telefonla arayan kişi Üçok’un “Tesettür konusundaki düşünceleriyüzünden” cezalandırıldığını söyledi.
Ve ekledi: “İslama sınır koyanları idam etmeyi borç biliriz.”
Bugün orta yaşını ve yaşlılığını sürenler…
Ne Bahriye Üçok öldürüldüğünde ne de öncesindeki ve sonrasındaki siyasi cinayetlerde öğrenmeleri gerekeni öğrenmediler; korkmaları gerekenden korkmadılar; görmeleri gerekenleri görmediler.
Sanki her şey olağanmış gibi yaşamaya, tercihlerini ona göre yapmaya devam ettiler.
Şu anda eğitimden hukuka, Meclis’ten sokağa dini politikaya alet edenlerin elinde ve dilinde oyuncak olan bu ülkede..
Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ortacağ Türk-İslam Tarihi Bölümü’nü bitiren…
Aynı zamanda Devlet Konservatuvarı Opera bölümüne de devam eden…
On bir yıl lise öğretmenliği yaptıktan sonra 1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne ilk kadın öğretim üyesi olarak giren…
Politikayla uğraşan, milletvekilliği yapan, köşe yazıları, araştırma kitapları yazan…
Ve hayatı boyunca yobazlığa savaş açıp kadın haklarını savunan;
Dini çağdaş, gerçekçi ve hoşgörülü bir felsefeyle yorumlayan bir kadın ilahiyatçının…
1989’da televizyonda yapılan bir açık oturumda, “İslamda örtünmenin zorunlu olmadığını” açıklamasından sonra yoğun tehditler almasının;
Ve nihayetinde evine gönderilen bir bombalı paketle öldürülmesinin korkunç gölgesinin…
Bir gün kendi çocuklarının üzerine bir kâbus gibi çökeceğini hesaplayamadılar.
Başörtüsü sorununun inançla değil doğrudan siyasetle ilgili olduğunu ta en baştan söyleyen bir bilim insanının ne hayatından ne de ölümünden ders aldılar.
Üçok’un kitaplarını, köşe yazılarını bulun okuyun.
Kadınların kapanmasının İslam tarihindeki yerinden, Atatürk heykellerinin put denilerek kırılmasına…
O yıllarda din derslerinde çocuklara öğretilenlerden, iktidar heveslilerinin şeriat özentiliğine kadar…
Bugün bu ülkeyi tehdit eden ne varsa hepsi üzerine daha en baştan, tehlike henüz uzaktayken yazan, konuşan ve düşünen bir insan…
Bundan çeyrek asır önce bu ülkede evine gönderilen bombalı bir paketle neden öldürüldü… çok net göreceksiniz.
O öldürüldüğünde doğan çocuklar bugün 27 yaşındalar.
O çocuklar ve onlardan sonra doğanlar belki de Üçok’un adını hiç duymadıkları…
Bu cinayetin diğerler cinayetler gibi rejimi yıkmaya yönelik ilk adımların zeminini hazırladığını sezemedikleri…
Kendi geleceklerini derinden etkileyen bu miladın anlamını düşünmeye hiç yönlendirilmedikleri için…
Bugün bu kadar korunaksız ve savunmasızlar.
Onlar…
Eğer bu bilginin ışığında aydınlanan doğru bir refleksle büyüyebilselerdi…
Geleceklerinin hangi tehditlerin hedefinde olduğunu net bir şekilde öğrenebilselerdi…
Bu yaşadığımız ülke, hatta dünya… emin olun, şu an bambaşka bir yerdi.
Hadi bari şimdi gidin anlatın çocuklarınıza.
Bundan 27 yıl önce…
Çok kıymetli bir Bahriye Üçok neden öldürüldü bu ülkede?

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar