Politikacılar, doğru hamleleri, uzun vadeli çıkarlarına göre planlayarak, gerektiğinde erken, gerektiğinde ise zamana yayarak yaparlar.
Onlar için esas olan, kendi güçlerini koruyacak adımları doğru zamanda atabilmektir.
Risk gerektiren kararları ise, uzun bir zaman aralığı olan dönemlerde almayı tercih ederler.
Kıbrıs Sorununun şimdiye kadar çözümlenmemesinde de, politikacıların kendi güçlerini koruma stratejilerinin önemli bir payı vardır.
Şimdi, Türkiye’de BAŞKANLIK sisteminin referandumla kabul veya retti süreci vardır.
Türkiye’de EVET çi ve HAYIRcı kanatlar kıyasıya mücadele ederken, Kıbrıs gibi, çözümü taraflarca istismar edilebilecek önemli bir konunun 2-3 ay içerisinde sonuçlandırılmasını beklememeliyiz.
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Anastasiyadis de, Rum sözcü Hristodulidis de, bu süreçten bahsederek, Referandum yapılana kadar, görüşme sürecini kopartmama stratejisine dönüldüğünü açıkladılar.
Nisan sonuna kadar, perde arkasındaki görüşmeler devam edecek, Anastasiyadis ve Akıncı, sık sık görüşecek, ancak son adım atılamayacaktır.
Mart başında Garantör ülkelerin Kıbrıs Zirvesinde de, sürecin daha hızlı ilerletilmesinin çalışmaları yapılacak, ancak önemli kararların açıklanması Nisan sonuna bırakılacaktır.
Kıbrıs’ın Kuzeyinde de, Güneyinde de ekonomik yıkım devam etmekte ve özellikle kuzeyde ekonomik kriz gittikçe derinleşmektedir.
Her iki tarafta derinleşen ekonomik kriz, çözüm yanlılarını güçlendirmekte ve statikocular, mevcut durumu savunamaz duruma gelmektedirler.
Anastasiyadis, Rum Hayır’cılarına karşı, akıllı ve sonuç alıcı hamlelerle tavır almayı sürdürmektedir.
AKEL’in de EVET kanadında etkili çalışmalar yapması ve Yunanistan’daki HAYIRcı politikacılardan etkilenmemesi, sevindiricidir.
Türkiye’de, EVETci kanadın esas olarak AK PARTİ de olması, bu sürecin kesilmeden sürdürülmesinde belirleyicidir.
Sözümona Sosyal Demokrat olduğunu söyleyen CHP nin ve diğer SOL KANAT liderlerinin, Kıbrıs konusundaki aşırı FAŞİST söylemlerini , Kıbrıs’ın ilerici kesimleri HAYRETLE izlemektedirler.
Kıbrıs gibi önemli bir konunun çözümlenmesi ve Türkiye dış politikasının, içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulma yönünde olumlu adım atması, bu çevrelerce önemsenmemekte ve kısa vadeli politik çıkarlar için Kıbrıs istismar edilmektedir.
Kıbrıs Rumları bile, Kıbrıs sorununun, referandumdan etkileneceğini düşünerek, Türkiye’ye zaman kazandırma yoluna giderken, Kıbrıs’taki çözüm karşıtı güçlerin HAYIRcı çalışmalara hız vermesi düşündürücüdür.
Türkiye’deki Referandum dan hemen sonra, Kıbrıs Sorununun nereye varacağı da iyice ortaya çıkacaktır.
BM nin bu süreçte Türkiye ve Yunanistan ile daha sonuç alıcı çalışmalar içerisinde olacağı, yeni BM genel Sekreterinin ve Eide’nin önümüzdeki günlerde, Türkiye’yi ziyaret edeceklerini açıklamalarıyla belli olmuştur.
Kıbrıs Sorunu, tarihteki sürecini tamamlamış bir sorundur.Bu sorun, uzatmalar olsa bile, kısa bir zaman aralığı içerisinde şekil değiştirip, gündemden düşecektir.Bu şekil değiştirme, yeni bir uzlaşma şeklinde olacaktır.
