Arslan Yürekli Richard İngiltere’nin en saygın krallarından biri sayılır ama ülkesine zerre kadar katkısı olmayan bir kraldı. İngiltere’de tek bir dikili taşı yoktur ve ülkesine bir avuç toprak kazandırmamıştır. Savaşmayı seven biriydi ve çok savaştı ama sonuç nanay.
İngiltere’ye 10 yıldan fazla krallık yaptı ama bu süre içinde altı ay bile o ülkede kalmadı. Ömrünü Normaniya’da geçirdi. Üstüne üstlük doğru dürüst İngilizce de bilmiyordu. Ülkesini bir inek gibi sağdı ve topladığı vergileri savaşlara harcadı. [Bizim padişahların çoğunun annesinin yabancı olduğunu öğrenen insanlar, bu duruma şaşırıyorlar. Bari bizimkiler doğru dürüst Osmanlıca Türkçesi biliyorlardı. O kadar ki bazılarının şiir kitapları (divanları) bile var.]
Üçüncü Haçlı seferi için yola üç kral çıkmıştı. Richard, Sicilya ve Kıbrıs’ta oyalanırken Fransa kralı Filistin’e ulaşmıştı. Kara yolunu tercih eden Almanya kralı ise Antalya yakınlarında serinlemek için girdiği nehirde boğuldu. Ölüm haberi üzerine ordusu dağıldı ve askerler ülkelerine döndü.
Başkomutan konumunda olan Richard, 1191 yılı ortalarında Filistin’e ulaştı. Giriştiği ilk savaşta Salahattin Eyyubi ordusunu yendi ve Akra’yı Müslümanlardan geri aldı. Ne var ki kendisini Kudüs kralı kim olacak tartışmalarının ortasında buldu.
Guy de Lusignan, dul Kudüs Kraliçesi Sibylla ile evlendiği için krallığın yasal varisi sayılıyordu. Ne var ki Guy, Salahattin’i Filistin’den söküp atmak hatta Mısır’ı ele geçirip Salahattin belâsından kurtulmak amacıyla büyük bir orduyla harekete geçer. Salahattin, Hattin civarındaki su kuyularına ulaşmasını önlemek için tedbir alır ve Haçlı ordusunu iki gün susuz bırakır. Ondan sonra da saldırarak orduyu yok eder. Guy’ı da esir alır. Suriye kalelerinden birine onu hapseder. Bir yıl sonra da onu affedip serbest bırakır.
Bu arada, 1190 yılında genç kraliçe, ilk kocasından olan iki kızıyla birlikte bir salgın hastalık sonucu ölürler. Bunun üzerine ülkedeki ileri gelenler ve komutanlar Sibylla’nın üvey kızkardeşi İsabella’yı kraliçe ilan ederler. Ne var ki 11 yaşında iken evlendirildiği kocasının, krallığa uygun olmadığına karar verildi. Kitabına uydurup onu kocasından boşattılar ve 45 yaşındaki Tire komutanı Conrad ile evlendirdiler. Sibylla 18 yaşındaydı. Evlilik yasal mı diye başlatılan davalar 17 ay sürdü.
Esaretten kurtulan Guy, krallığın yasal varisinin kendisi olduğunu iddia etti ama kendisini dinleyen pek olmadı. Fransa kralı ve Avusturya dükü, Conrad’ın krallığını destekliyorlardı. O da adamlarını toplayıp Kıbrıs’a Richard’a yardıma gitti. Nitekim İsaac Komnenos’un peşine düşen askerlerin komutanı Guy’dan başkası değildi. Bunun sonucunda Richard’ın şahsında Guy, güçlü bir destekçi bulmuş oldu.
İsabella’nın kocası Conrad, taç giymeden bir gün önce, Hasan Sabbah’ın kurduğu Haşhaşin tarikatına bağlı iki fedai tarafından hançerlenerek öldürülür. Fedailerden biri anında öldürülür, öteki de işkence altında kendilerinin Richard tarafından tutulduklarını söyler. Bu olaydan sonra Fransa kralı ile Avusturya dükü Filistin’den ayrılırlar. (Avusturya Dükü Leopold daha önce de Richard tarafından hakarete uğramıştı. Akra zaptedilince burçlara İngiltere, Fransa, Almanya ve Avusturya bayrakları çekilmişti. Richard, bunu görünce Avusturya bayrağının indirilmesini emretmişti. Bayrak indirilip çamurların içine atılmıştı. Bunu unutmayan Avusturya Dükü, daha sonra Richard, eline geçince onu hapse attı ve serbest kalması için 150,000 Mark fidye talep etti. Bu para, İngiliz bir tarihçinin yaptığı hesaplamalara bakılırsa 2010 yılı değerlerine göre, 2 Milyar Sterlin’in karşılığı idi. Şimdi Viyana’da herkesin hayran kaldığı binaların birçoğu, bu parayla inşa edilmişti.)
Hamile olan Kraliçe İsabella’ya yeni bir koca bulmak gerekiyordu. Bu şanslı kişi de, ne rastlantıdır ki, Richard’ın genç ve yakışıklı yeğeni Henry’den başkası değildi. Richard şimdi iki arada bir derede kalmıştı. Yeğeninin krallığını desteklememezlik edemezdi. O da Guy’a Kıbrıs krallığını önerdi. Ölünceye kadar Kudüs Kralı unvanını da kullanabilecekti. Böylece Guy, 350 civarında yakını ile birlikte Kıbrıs’a geldi ve Kıbrıs kralı oldu.
Richard artık esas işi olan Kudüs’ü ele geçirmeye odaklanabilirdi. Henüz Müslümanların eline geçmemiş olan kalelerdeki şövalyeleri de toplayıp büyük bir ordu ile Kudüs’e hareket etti.
Salahattin ordunun geceleyip dinlenme ihtimali olan kasabayı boşalttı ve oradaki kaleyi de yıktırdı. Richard oraya varınca ne insan bulabildi ne de erzak. Tuzağa düştüğünü anlayıp geri çekilmeye karar verdi. Bu sırada Salahattin saldırıp ordusunu dağıttı. Richard geriye 50 şövalye ve 2,000 askerle dönebildi.
Bu işin zorla olmayacağını anlayınca Salahattin’e bir öneri yaptı: Kızkardeşini Salahattin’in kardeşi Adil ile evlendirecekti. Düğün hediyesi de Kudüs olacaktı. Öneri reddedildi. (İkisi arasında karşılıklı bir saygı vardı. Daha önceki bir savaşta, Arsuf savaşında, Richard’ın atının öldürüldüğünü duyunca Salahattin ona iki tane saf kan Arap atı göndermişti. Kaliteli atlar konusu, Salahattin’in ilk gençlik yıllarından beri uzmanlık alanıydı. Richard’ın da Salahattin için “En asil prenslerden daha asildi” dediği rivayet edilir.)
En sonunda bir anlaşma yapılır ve Richard Fllistin’den ayrılır. Anlaşmaya göre, Hristiyanlar rahatsız edilmeden Kudüs’e gidip hacı olabileceklerdi. (Anlaşmadan bir yıl sonra 1193 yılında Salahattin Şam’da hummaya yakalanır ve orada ölür. Richard ise 1199 yılında, babasının ve iki kardeşinin intikamını almak isteyen 16 yaşındaki bir çocuk tarafından öldürülür. Ölümü üzerine vakanüvistler şöyle yazmıştı: “Bir karınca, Arslan’ın başını yedi.”)
Kudüs Kralı Henry bir gün balkonda otururken balkon çöker ve ölür. 25 yaşındaki İsabella dördüncü defa evlenir. Son kocası, Guy’ın kardeşi Amalric’tir. Bu arada Guy da öldüğü için Amalric, Kudüs ve Kıbrıs kralı olarak taç giyer. Onun sulbundan gelenler, 300 yıl boyunca Kıbrıs’ı yöneteceklerdi.
Kudüs’ü Müslümanlardan geri almak için yola çıkan Katolikler, Ortodoks Bizans’a bağlı olan Kıbrıs adasını ele geçirmiş ve buraya yerleşmiş olurlar.
