KAPISIZ ŞEHİRLER - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

KAPISIZ ŞEHİRLER

Ahmet OkanAhmet Okan

Lefkoşa surları Bizans döneminden sonra Lüzinyanlar tarafından yeniden düzenlenmişti.

Kral II. Peter (1369-1382) dönemiydi ve o sıralarda kralın başı annesi ile dertteydi.


Anne ile gelin bir türlü anlaşamıyorlardı ama bu kavgada zafer Kraliçe Valentina’nın olacak, ana kraliçe adadan sürgün edilecekti.

Lefkoşa surları bu aile kargaşası içerisinde düzenleniyordu.

Birçok boş ev (saray) ve şehir içinde kullanılmayan duvarlar yıktırılarak taşları yeni yapılan Lefkoşa surlarında kullanılmıştı.

Kral çok kararlıydı.

Bu iş bir yıl içinde bitmeliydi.

Bunun için kesin kurallar koymuş; zenginleri de işin içine katmıştı.

Surların yapımında Cenevizli esirler kullanılıyordu çoğunlukla.

Ayaklarında zincirleri ile çalıştırılıyor ve zorlu iş şartlarında yaşamakla ölmek arasında kalıyorlardı.

Nitekim dönemin tarihçileri birçok esirin surlarda çalışırken öldüğünden söz ederler.

Kralın kararlılığı sonuç vermiş ve o dönemki surlar bir yıl içerisinde tamamlanmış, II. Peter’den sonra gelen Kral James ve Kral Janus’a çok az iş kalmıştı.

Henüz dönemin topları icat edilmemişti ama eli kulağındaydı.

Bu yüzden surlar toplara göre yapılmamıştı.

Lüzinyanlardan sonra memleket Venediklilerin eline geçince, zaten top da savaş meydanlarında yerini almıştı.

Bu sefer iş Venediklilere düştü.

Onlar da Ortodokslara ait kiliseleri yıkarak taşlarını yeniden düzenleyecekleri surlar için kulandılar.

Ve surları içini toprak doldurarak genişletip bugünkü şekline soktular.

Osmanlılar geldiğinde önlerine çıkan surlar 11 tabyadan ibaret olan şimdiki surlardı.

Tabyaların stratejik özelliği vardı.

İki tabya arasına ilerleyecek olan düşman askerleri, tabyaların arasında kalacağından onları etkisiz hale getirmek kolaylaşacaktı.

Ancak Lefkoşa’nın 1570 yılındaki alınışı surların stratejik özelliklerine rağmen kolay olmuştu.

Bunun nedeni Venediklilerin beklediği yardımın gelmemesine bağlanır…

Ondan sonra Osmanlılar geldi.

Onlar surların mevcut yapısına dokunmadılar.

Üç kapısı varsa, üç kapı bıraktılar; Venedikliler gibi kapıların sayısında oynamadılar.

Top atışlarıyla açılan gedikleri onardılar; tabyalara toplarını yerleştirdiler.

Devran döndü bu sefer ada İngiliz’lerin eline geçti.

Yeni gelenler buharlaşma çağını başlatan “medeni” bir dünyadan geliyorlardı.

Bunlar bisiklet, araba, tren, telgraf, telefon, radyo, gramafon falan kullanıyorlar; pantolon, etek ve şapka giyiyorlardı.

Kapılar yüzyıllarca tutulmuştu; güneş battığı anda şehrin üzerine kapanıyordu.

Kapısız bir hayat düşünülemezdi.

Ne var ki,

İngilizler kapısız şehirler planladılar ve nihayetinde çok geçmeden böyle yaptılar.

Başka bir hayat.

Otobüs denen bir şey vardı.

O otobüsler bu kapılardan geçmiyordu.

Yollar açıldı, kapılar iptal oldu.

İnsanlar bir müddet kapısız şehirlerde yaşadı.

Sonra…

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar