Daha önceleri de defalarca yazmışımdır. Kan, sadece insan vücudundan temin edilen, sanayide üretilmeyen hayati bir sıvıdır. İçerdiği canlı hücrelerden dolayı insandan insana transferi, tıp uzmanlarınca bir nevi organ nakli olarak da kabul edilir ki bu hakikaten de pratikteki en kolay organ naklidir. Bir insandan kan alma işlemi, tercihen koldaki geniş bir damara iğne ile girilmesinden sonra en fazla otuz dakikada tamamlanmaktadır
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan elim trafik kazasında gördük yaşadık. İnsanımız kan vermekten kaçınmıyor. Ancak bilgi eksikliği ve organizasyon yetersizliğinden dolayı yeterince bağış yapamıyor.
Her iki konuda da yönetici olan bizlere görev düşmektedir. Bilgi verme anlamında ki eksikliğimizi giderirken daha uygun organizasyonlarla kan bankamızı devamlı dolu tutmamız şarttır. Ancak bunu yaparken de vatandaşımızın bize yardımcı olması gerekmektedir.
İdare ve vatandaş olarak en uygun ve seri şekilde organize olmamız elzemdir. Zira ülkemizde devamlı kana ihtiyaç duyan, yaşamını bu hayati sıvının dıştan alınmasına bağlayan yüz elli kadar Thalasamialı vatandaşımız vardır ve tam anlamıyla destek almaları için her birinin ayda ortalama dört ünite kana ihtiyacı vardır. Bu kardeşlerimizin yanı sıra zaman zaman diğer kan hastalıkları kanserli veya yaralı vatandaşlarımızın da kana ihtiyaç duyacağı unutulmamalıdır.
Elim kaza günü binlerce insan, kan bankası önünde toplandı. O gün herkes kan vermek istiyordu. Ancak biz diğer hastanelerden de gelen bilgiler ışığında üç yüz ünite kan toplandığını öğrendikten sonra yüzlerce vatandaşı geri çevirmek zorunda kaldık. Bir kısmı bize kızdı. Bir kısmı anlayışla karşıladı formları doldurup oradan ayrıldı.
Bu ara bir soru ile çok karşılaşıyorum. Madem ihtiyaç vardı, insanlar oraya gelmişken neden kanlarını almamıştık ve insanları gerisin geriye göndermiştik. Bu soruya çok muhatap oldum ve izninizle ayrıntılı açıklamak istiyorum: Çünkü bir kanı kaynağından aldıktan sonra en geç otuz beş gün içinde kullanmak durumundasınız. Kan, neticede canlı hücreler taşır ve bu hücrelerin ömrü bu sürede biter. Yani Otuz beş gün sonra aldığımız kanın kullanma tarihi biter. Bizim hesaplarımıza göre Üç Yüz Ünite kan bize bir ay bol bol yetmekteydi ve bunun üstünde alacağımız kanı kullanamayacak boşu boşuna kaynak rezervimizi tüketmiş olacaktık. İşte tamda bu sebepten üç yüz sayısında durduk.
Buna karşın insanlarımızın doldurduğu formları topladık. İhtiyaç duyduğumuz kan gurubuna göre onları arıyoruz ve müsaitseler kan vermeye davet ediyoruz. Aralarından pek çoğu bu davete icabet ediyor. Bu organizasyon sayesinde fazla da beklemeden ihtiyaç sahibine kan veriyor.
Kan vermenin hayat kurtarmaya yönelik olduğu kadar, verenin kendi sağlığı için de çok faydalı olacağını da belirteyim. Bu sayede hem kan tahlilleriniz yapılıp kontrolden geçmiş oluyorsunuz hem de kemik iliğinizin aktive olmasını sağlıyorsunuz.
Kısacası sizleri sisteme kayıt olup atı ayda bir kan bağışına çağırıyorum. İhtiyaç duyana yardım için. Kendiniz için…
GEÇEN HAFTANIN EN ÖNEMLİ OLAYLARI
- İstanbul’da gerçekleştirilen alçak terör saldırısı
- Sendikal platformun, Çarşamba Cuma günleri genel grev yapılacağını açıklaması
- İngiltere Dış İşleri bakanının Kıbrıs’ı ziyaret etmesi.
- KKTC 112 ekibinin, Bodrum’da yapılan yarışmada “Özel Jüri ödülü” kazanması
ANLAYAMADIKLARIM
Bir karışıklık var ki anlayamıyorum. Millet hükümetin açıkladığı saatte işe başlıyor, sendikanın açıkladığı saatte ise mesaiyi bitiriyor. Bu duruma da ne hükümet ne sendika ses çıkarmıyor ama mesaiden de resmen bir saat çalınıyor. Nasıl olacak bu iş anlayamıyorum…
