KALK AYAĞA - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

KALK AYAĞA

Acı der: YIKIL! (F. Nietzsche)

Adan/m/ın gözleri, silik ışıkların gömüldüğü isli tepelerde oluşan karaltıların izini sürmeye yarayan bir pusula gibi uzanmakta. Gölgeler, bir labirentin giriş kapısı gibi salınmakta. Kaybolan ada/m/, kimliğini gövdesinde taşımaya gücü kalmayan bir ağaç gibi döküyor yapraklarını. Vurgun yemiş; Akdeniz’in kanlı beşiğinde sallanmaya devam ediyor hala. Rüzgarın soğuk ıslığından arta kalan son aydınlık duruşunu da kurban ediyor. Havada naftalin kokusu. Bulanıklığın karmaşasında dolanan ruh hali belki daha çok. Bozulmamış zamanları saklama dürtüsüyle duyulan ve naftalini çağrıştıran koku. Acıma kovuğuna sinmiş bir tat, acı. Tatsızlık; aşksızlık; sonbahara gizlenmiş, bir ortada kalmışlık…
“Açılmamış bir şarap şişesiydim
Ki öyle kaldım
Acımı köpürtmedim”
sözleriyle araya giren Edip Cansever’in sesiyle göz göze geldi ada/m. Geçmişin gölgesinde oturmuşluğun bıkkınlığıyla, yaklaştıkça uzaklaşan bir çizgiden bir düş uçurdu havaya. Uçuşan ve uzaklaşan “O” hayalin peşinde, kendinden bağımsız, başına buyruk bir kimlikti kaçırdığı elinden, biliyor ve bakıyordu ardından. Ayakları yerdeyken, ruhu toprak kokusuyla yükseliyordu. Düşmekle uçmak arasındaki çizgide nefesi tıkanıp, yalancı bir kalp krizi ve alaycı bir oksijensizliğin verdiği bozuk ritimle gitti-geldi; gitti-geldi; gitti- …


“O” düşün, düşünselliğin öznesi, olmak ve olamamak arasında, kipi, di-si, miş-i, bütün tekil, çoğul şahıslarla ve bütün zamanlarda çekti kendini bütün hallerden ve sürülü hayallerden… Uçmakla kaçmak arasında, kanatsız ve çıplak asıldı acılarına. Yaprakların solgun ve ölgün ürkekliğinden kanat örmeyi denedi. Dehşetle fark etti: rüzgarda eriyişini bir yaprak gibi. Kopmanın bu kadar yumuşak başlı, munis bakışlı, kabullenir olmasından ürperdi…. Derinlerden rüzgarın uğultusuna savurdu şairin(*) sözlerini:
“İşte Rüzgar! Senin gibi ben de deliyim.
Islıklarım senin gibi inlemelidir,
Herkes beni ürpererek dinlemelidir.
Rüzgar! Sana, yalnız sana benzemeliyim”
Bu sözlerden sonra rüzgarlı ellerinde yanık kalemlerin derecelendiremediği acılarıyla, köklerinde gizlenen bakışlarla göz göze geldi. El uzatmış nice yüz tek bir yüze çıkmakta ve SOS vermekteydi… El uzatanlar, dil uzatanlar, düş uzatanlar birbirine karıştı. Düşünmeyi bırakıp üşümeye geçeli kaç ömür geçtiğini düşündü. Anımsamadı. Tersine zamanlara döndü yüzünü. Kımıldayamadı. “O” Akdeniz’de, yanık harnıp kökünde gizli herhangi bir aday/m/dı. Şimdi demode anıları havada boşluğun açmış olduğu mezarlarda yatıyordu. Yine de, kaybettiği heyecanları bakışlarını, boynunu, ruhunu acıtıncaya kadar, her kıpırdandığında onu ait olduğu köklere daha çok bağlıyordu. Bir yanında toprağının yutan ve tutan kahvesi, bir yanında bilinmezliğin verdiği saydamlığın davetkar sesi.
Acıların renkleri vardı… Peki ya sevdaların, peki ya kopmaların? Şimdi ne demeliydi bu kesiklerle dolu yaşamdan kalana… Acı dese de eğil, acı dese de yıkıl, kalk diyecekti kalk ayağa, dayan, yıkılma!
(*) Sabahattin Ali

TERÖR
Geçen hafta Fransa’nın ünlü mizah dergisi Charlie Hebdo 250 yıllık Fransız basın tarihinin en vahim terör eylemine hedef oldu. Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun Paris‘teki bürosuna düzenlenen silahlı saldırıda 10’u gazeteci, ikisi polis olmak üzere 12 kişinin yaşamını yitirdi. Yapılan saldırıda hayatını kaybedenler arasında Fransa’nın ve derginin en önemli karikatüristlerinden Charb, Jean Cabu, George Wolinski, Bernard Maris ve Tignous da yer alıyor. Dünyaca ünlü karikatürist Georges Wolinski’yi Türkiye ve Kıbrıs karikatür çevresi yakından tanıyor. Daha önce ünlü mizah dergisi Leman‘ın konuğu olarak Türkiye’ye gelen karikatür sanatının usta ismi Georges Wolinski’nin sanatını karikatürist dostlarımız aracılığı ile daha yakından tanıma fırsatı buluyorduk. Bugün Yeniboğaziçi Festivali kapsamında düzenlenen karikatür festivalinde ağırladığımız dünyaca tanınmış isimlerin sosyal paylaşım sitelerinde paylaştığı bazı karikatürleri paylamak istiyorum sizlerle..FEKO Kıbrıs tarafından da kınanan bu olayla ilgili Kıbrıs’taki karikatüristlerden de tepkiler geldi.
Bu işin acı bir yanı daha var ne yazık ki. Bu terör saldırıları Avrupa ülkesine ve vatandaşlarına olunca dünya ayağa kalkıyor. Yine öyle oldu. Aşağıya alıntıladığım haberi kaç kişi duydu, kaç kişi kınadı. Hoş kınasa ne olacaktı? Bu şiddet eylemlerini durdurmak için bir şey yapamadıkça.
İşte o haber:
“Nijerya’da arka arkaya gerçekleştirdiği kanlı saldırılarla gündeme gelen Boko Haram terör örgütünün, bir haftada ikinci kez saldırdığı ülkenin kuzeydoğusundaki Baga kasabasında 2 bin kişiyi katlettiği iddia edildi. BBC’ye konuşan bölgede görev yapan üst düzey yetkili Musa Elhacı Bukar, cumartesi günü kasabadaki askeri bir üssü ele geçiren militanların önceki gün ise kasabaya baskın düzenleyerek neredeyse tüm binaları yaktıklarını anlattı. 10 bin nüfuslu kasaba tamamen boşalırken saldırıdan kaçan halk, defnetmeye dahi fırsat bulamadan geride bıraktıkları yakınlarının bedenlerinin sokaklara dağıldığını aktardı. Ülkede yaşayan Müslümanların dini lideri Muhammed Said Ebubekir, Müslüman ve Hıristiyanların birleşerek Boko Haram terörüne karşı durması çağrısında bulundu. 2009 yılından bu yana binlerce kişinin katledildiği büyük saldırılar düzenleyen terör örgütü Boko Haram’ın ülkenin kuzeydoğusundaki pek çok kasaba ve köyü kontrol altına aldığı belirtiliyor. 2013 yılında bölgedeki üç eyalette ilan edilen olağanüstü hale rağmen örgütün katliamları devam ediyor. Gelecek ay gerçekleştirilecek genel seçimlerin de güvenlik nedeniyle bu bölgede askıya alınması bekleniyor. “
İnsani anlamdaki duyarlılıklarımız nasıl da iki yüzlü değil mi?
2015 yılını kanla, kinle, terörle karşıladık yine ne yazık ki. Yani Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli oldu. Yeni umutlar, daha güzel yarınlar diye diye kutladığımız yeni yılda anladık ki tarihlerin yeni olması hiçbir değer taşımıyor. İnsan aynı insan. Öfke, kin aynı yerde duruyor. Tahrik vardı, şuydu buydu  kimse kusura bakmasın. Terörün ne olursa olsun hiçbir dayanağı olamaz. Kalemden çıkan kanla cevaplanamaz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar