İtirazlar müzakerelerde elimi güçlendiriyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Güney Kıbrıs

İtirazlar müzakerelerde elimi güçlendiriyor

İtirazlar müzakerelerde elimi güçlendiriyor

 

Mutabakat metninde özlü belirsizlikler bulunduğunu da kabul eden Anastasiadis Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ortak açıklamayı kendince yorumlamasının doğal olduğunu, Rum iç cephesinde dile getirilen itirazların, müzakereler öncesinde elini güçlendirdiğini belirtti.


Anastasiadis “Egemenlik, geçmişte kabul edildiği gibi iki toplumdan değil, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerden eşit kaynaklanacak. Bu başarı sayılmalıdır çünkü 1960 Anayasası’nda da toplum olarak tanınanlara değil, Kıbrıs halkını teşkil eden temel unsurlara atıfta bulunuyor” dedi.

Gazeteler Anastasiadis’in dünkü basın toplantısını ön sayfalarından ve çoğunlukla manşetten değerlendirdi.

Politis’in “Çözüm İstemeyen Söylesin… Başkan Anastasiadis Muhaliflere Meydan Okudu” başlıklı manşet haberine göre Anastasiadis’in dün gece düzenlediği basın toplantısı “iki bölgeli iki kesimli federasyon çözümü istemeyen söylesin” cümlesiyle özetlenebilir çünkü yapılan itirazların gerçek nedeninin ortak açıklama metninin içeriği değil, görüşülmekte olan çözüm şeklini istemeyen politikalar olduğu görüşünün altını çizdi.

Açıklamasının birçok noktasında 1960 Anayasası’nın maddelerine ve diğer Rum Yönetimi başkanlarının geçmişte kabul ettiklerine vurgu yapan Anastasiadis’in kendisini eleştirenlere karşı ses tonunu yükseltmemesinin ve en az üç kez, farklı görüşlere saygılı olduğunu söylemesinin dikkat çektiği belirtildi.

Anastasiadis’in Rum siyasi partilerinin tamamına ve Rum Ulusal Konseyi’ne teşekkür ederek “ortaya koydukları itirazlarıyla bile, Kıbrıs Türk tarafının kabul etmediğimiz taleplerini başarıyla göğüslememize katkı koyuyorlar” dedi.

Güçlü dünya devletlerinin çözüm çabasına müdahil olmasına da işaret eden Anastasiadis, görevi devraldığı an itibarıyla, ekonomik sorunların göğüslenmesi haricinde,  ABD, İngiltere, İsrail ve Avrupa’daki bütün ortaklarıyla ilişkilerini iyileştirmeyi başardıklarını anlattı. Anastasiadis adını saydığı ülkelerle ilişkilerin iyileşmesinin Rusya, Çin gibi büyük güçler ile Arap ülkeleriyle aralarındaki dostluk ilişkilerini bir miktar etkilediğini anlattı.

Uygulamakta olduğu politika ekseninin bölgede çıkarı olan ve gelişmeleri etkileyebilecek ülkelerin ilgisinin değerlendirilmesi olduğuna işaret ederek, Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözümün bölgede barış ve istikrar yanında Doğu Akdeniz’deki doğal zenginliğin değerlendirilmesi olanağına da katkı koyacağını söyledi.

Kıbrıslı Türklere de seslenen Anastasiadis “Kıbrıs sorununa en kısa zamanda, bütün Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının insan haklarını ve temel özgürlüklerini tesis edecek şekilde bir çözüm bulmak samimi niyetim ve arzumdur” dedi.

ORTAK MENTE İTİRAZLARA 16 MADDEDE CEVAP

Gazete Anastasiadis’in, Rum tarafında ortak açıklama metninin içeriğine yapılan itirazlara 16 maddede topladığı şu cevapları verdiğini yazdı:

“1-Ortak açıklamada fiili durum reddediliyor, işgal ordularının mevcudiyetinin, süregelen bölünmüşlüğün, Kıbrıs Rum mallarının yasadışı değerlendirilmesinin,  insan hakları ihlallerinin, kolonizasyonun, malların haraç mezat satılmasının, vb. reddine atıf yapılıyor.

2-Çözümün temel ilkelere, insan haklarına ve AB içerisindeki temel özgürlüklere saygılı olacağı güvence altına alınıyor.

3-AB’nin üzerine bina edildiği ilke ve değerlere saygı gösteriliyor.

4- BM ve AB üyesi olarak Birleşik Kıbrıs’ın tek ve bir uluslararası temsiliyeti, tek egemenliği ve tek vatandaşlığı olacak

5- Dar takvimler dışarıda bırakılıyor

6- Her şey üzerinde anlaşmaya varılmazsa hiçbir şeyde anlaşılmış olmayacak

7- Hangi şekilde olursa olsun hakemlik reddediliyor.

8- Herhangi bir ülkeyle tamamen veya kısmen birleşme veya hangi türde olursa olsun bölünme veya ayrılma ve/veya herhangi tek yanlı bir statü değişikliği kesin bir dille yasaklanıyor.

9- Devletin üstün/amir kanunu federal Anayasadır

10- Federal hükümetin yetkilerinde uzlaşıldıktan sonra, arta kalan yetkilerin (eğitim, sağlık sistemi, sosyal sigortalar, vb.) artık olarak eyaletlere verileceği kesin bir dille belirleniyor. Bu, AB’nin uygulamakta olduğu ve federal devletlerin ezici çoğunluğunda yürürlükte olan yetkinin dağıtılması politikasına uygundur.

11- Oluşturucu eyaletlerin önceden bağımsız devlet hakkı yoktur sadece federasyonun özlü parçası olarak edindikleri nitelikleri vardır.

12- Federal devlet ile oluşturucu devletler veya eyaletlerin birbirleri arasındaki her türlü ihtilaf Federal Anayasa Mahkemesi tarafından çözülür.

13- Her vatandaşın etnik, dini ve kültürel kimliğinin ve bütünlüğünün korunmasına karşılıklı saygı şarttır.

14- Müzakereler sırasında özlü yönler birbirine bağlantılı ve paralel görüşülecek, bu nedenle geçmişteki, diyalogun belirli bir yön üzerinde yoğunlaşması taktiğinden kaçınılıyor.

15- Cesur güven yaratıcı önlemler benimsenmesi gerektiği tezimiz kabul ediliyor.

16- Ortak açıklama çözüm değildir, nihai çözümün içerisinde aranacağı temel parametrelerdir.”

Gazete Anastasiadis’in basın toplantısına ilişkin detayları ise özetle şöyle aktardı:

“Anastasiadis karşı görüşe tamamen saygılı olduğunu belirtti ve yapılmaya çalışılan manipülasyonu eleştirdi: Bunun; ortak açıklamanın içeriğinden değil, Kıbrıs sorununa aranmakta olan çözüm şekline itiraz eden politikalardan kaynaklandığını birkaç kez vurguladı.

“EGEMENLİĞİN İKİ TOPLUMDAN DEĞİL KIBRIS HALKININ ANA UNSURU OLAN KIBRISLI TÜRK VE RUMLARDAN KAYNAKLANACAK OLMASI BAŞARIDIR”

Ortak açıklama metninin tek egemenliği tek uluslar arası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı güvence altına alıp almadığı konusunda ortaya atılan itirazlara özellikle ağırlık veren Anastasiadis tek uluslararası temsiliyetin, herhangi başka bir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça belirtildiğini vurguladı.

Tek egemenlik üzerinde de duran Anastasiadis egemenliğin, geçmişte kabul ettiğimiz gibi iki toplumdan değil Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerden kaynaklandığını belirterek, bunun bir başarı addedilmesi gerektiğini çünkü 1960 Anayasası’nın da tanıdığı toplumlara değil, Kıbrıs halkını oluşturan iki ana unsura göndermede bulunduğunu kaydetti.  ‘Dolayısıyla, bir devletin halkını oluşturan eyaletlere hiçbir şekilde ayrı egemenlik verilmiyor’ vurgusunu yaptı.

Ayrı referandumlarla ilgili madde nedeniyle ayrı egemenlik tehlikesiyle ilgili endişelere de değinen Anastasiadis, ayrı seçmen listeleriyle ilgili maddenin 1960 Anayasası’nda da var olduğunu, 2004’te zamanın başkanı Tasos Papadopulos’un da ayrı referandumları kabul ettiğini kaydetti.

“YENİ DEVLET KURULMAYACAK, KIBRIS CUMHURİYETİ FEDERASYONA DÖNÜŞECEK”

Anastasiadis ‘iç vatandaşlık’ konusunda ortaya konulan itirazlara da ortak açıklamanın ilgili paragrafına ve 60 Anayasası’na atıfta bulunarak cevap verdi. Federal yasa tahtında Birleşik Kıbrıs vatandaşı değilse kimsenin iç vatandaşlık alamayacağını söyledi. İlgili madde, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değilse kimse ne Rum ne Türk toplumu üyesi olabilir diyen Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın geçerliliğine atıfta bulunuyor.

Etnik temizliğin meşrulaşması ihtimali tehlikesine işaret eden bazı itirazlara da cevap veren Anastasiadis ‘Bana göre olduğu gibi kalırsa, asıl etnik temizliği gündeme getirecek olan mevcut durumdur’ dedi ve şöyle devam etti:

“Yeniden iskânları iki oluşturucu eyaletin siyasi eşitlik hakkını değiştirme tehlikesi yaratmayacağından, ancak müzakerelerin başlaması ve Kıbrıs sorununa kesin çözüm ile göçmenlerimizin geri dönüş ve serbest yerleşim hakkının güvenceye alınması hedefini başarabiliriz.”

Üst Meclis veya Senato için oy hakkının ikamet yeri değil her bir oluşturucu eyalet vatandaşının özelliği bazında kullanılacağını kabul eden Anastasiadis, ‘korkunç tez’ diye nitelediği partenojenezi ise Kıbrıs Türk tarafının benimsediğini ancak bunun ortak açıklama metnine girmediğini anlattı.

Anastasiadis Kıbrıs’ın BM’de ve AB’deki varlığının devamının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni düzenin dönüşmüş şekli, yani federal yapı vasıtasıyla devamını açıkça ortaya koyduğunu vurgulayarak “Aksi olsa,  ülkenin BM üyesi olması için yeni başvuru, aynı şekilde AB’ye girmek için de yeni başvuru ve meşakkatli müzakereler gerekecekti” ifadesini kullandı.

Aleksander Downer’ın ayrılmasına da dolaylı atıfta bulunan Anastasiadis daha önce yapılan istişareleri işaret ederek, “BM Genel Sekreteri’nin özel danışmanının oynaması gerektiğini düşündüğümüz rolünden uzaklaştığı ortadaydı. Hassas ancak doğru icraatlarla, prosedürü zedelemeden sorunu aşmayı başardık” dedi.

Basın toplantısında kendisine yöneltilen soruları da cevaplayan Anastasiadis, yeni bir reddetmenin ertesi günü ne olacağı sorusuna, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos’a gönderdiği mektuba da atıfta bulunarak “Geçmişin deneyimi ve BM tarafından önerilen ve yüzde 76 ile reddedilen bir plan olduğu gibi veya kozmetik değişiklikler yeniden Kıbrıs halkının önüne konulmamalıdır. Çünkü ikinci defa reddetmek taksimi, bugünkü yasadışı rejimin tanınması ihtimalini, MEB’te hak tanınması ihtimalini gündeme getirir” dedi.

Bunun için hepimizin birlik olması ve Kıbrıs halkının önüne koyamayacağımız bir planı savuşturmak ve içeriği çoğunluğu tarafından kabul edilebilecek bir plan koyabilmek için mücadele etmemiz gerektiğini vurguladı.

Dünkü açıklamalarında dahi iki kurucu devletçik olduğundan söz eden Eroğlu’nun tezlerini yorumlaması ısrarla istenen Anastasiadis, “öteki tarafın istekleri ve talepleri başka, ortak açıklamanın içindekiler başka şey. Ortak açıklamanın ve neler kazandığımızın büyük değeri burada da ortaya çıkıyor çünkü müzakerelerin, Eroğlu’nun tekrarladığı tezlerindeki gibi önceden var olan iki egemen devletçik arasında değil, iki toplum arasında yapıldığı belirtiliyor” dedi, devamla şunları vurguladı:

“Eroğlu başka ne diyor. Sayın Eroğlu’nun kendi tezleri olacak, işine geleni söyleyecek. Bu yüzden hepimizin güçlerini birleştirip bunları ve diğer birçok şeyi birlikte göğüslememiz gerektiğini söylüyorum.”

“ORTAK AÇIKLAMANIN HİÇBİR YERİNDE BİRLEŞİK KIBRIS BM’YE VE AB’YE YENİDEN ÜYELİK BAŞVURUSU YAPACAĞI SÖYLENMİYOR”

Ortak açıklamada, gelecekteki devletin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü ve devamı olacağını açıkça ifade noktanın hangisi olduğu sorusuna da muhatap olan Anastasiadis, ‘BM ve AB üyesi olarak Birleşik Kıbrıs’ın tek ve bir uluslararası temsiliyeti, tek ve bir egemenliği, tek ve üniter vatandaşlığı olacak’ ifadesinin yer aldığı 4’üncü paragrafa atıfta bulundu. Bu (madde) ne kastediyor? diye soran Anastasiadis, “Kıbrıs Cumhuriyeti BM ve AB üyesi olarak tek ve bir egemenliğe sahip olacak. Diğer ifadeler de yeni devlet kurulmasına değil devamına işaret ediyor.”

Bir gazetecinin, bu izahlarının ortak açıklamada neden açıkça belirtilmediğini ısrarla sorması üzerine “Halen BM’nin ve bütün olarak girdiği AB’nin üyesi olan Birleşik Kıbrıs’ın üyelik için yeni başvuruda bulunacağı hiçbir yerde söylenmiyor” cevabını verdi.

EURO GRUBUNDA VE DESTEK MEKANİZMASINDAYIZ, AVRUPALILARIN BU OLGULARI ALAŞAĞI ETMESİ MÜMKÜN MÜ?

Kıbrıs’ın Euro Bölgesi’nde ait ve destek mekanizmasında olduğuna da işaret eden Anastasiadis, “Söyleyin bana, Avrupalıların bu olguları –sadece bunlar da değil- alaşağı etmesinin nasıl mümkün olabilir?” vurgusunu yaptı. Bu konuda bazılarının ortaya attığı iddiaların mantıksız olduğuna işaret ederek, “Olacak olan, 1977 Doruk Anlaşmaları’ndan bu yana var olan, devletin iki bölgeli iki toplumlu federasyona dönüşmesidir” dedi.

Anastasiadis Türk tarafının ortak açıklamaya rıza göstermesi için bizim tarafın tavizler vermiş olması ihtimali konusunda da, ülkelerin prosedürü nüfuzlarıyla etkileme çabasına işaret ederek, son derece kesin konuştu.

“İSRAİL İLE FİLİSTİN ARASINDA OLAN OLACAK”

Güven yaratıcı önlemler konusunda Beyaz Saray’ın ve Obama’nın açıklamasına atıfta bulunan Anastasiadis, “Güven yaratıcı önlemlere diğer açıklamalarda ortak açıklamada da atıfta bulunuluyor. Olacak olan, İsrail ile Filistin arasında olandır.  Aynı zamanda Türkiye’ye nüfuz uygulayan ülkeler devam eden diyaloga dinamik katabilirler” dedi.

Anastasiadis doğal gaz konusundaki endişelerle ilgili “hidrokarbonlarla ilgili planlamalarımız ertelenmemekle kalmıyor, aksine ENI gibi şirketler bize, araştırma prosedürlerini hızlandıracağını bildirdi’ dedi.

Prosedürün devamı konusuna da değinen Anastasiadis, iki müzakerecinin Türkiye ve Yunanistan dışişleri bakanlıkları genel müdürleriyle görüşeceklerini söyledi.

Alithia Anastasiadis’in basın toplantısında söylediklerini “Ortak Açıklamayla İlgili Yanılgılara İkna Edici Cevaplar… ‘Kazananı ve Kaybedeni Olmayan Çözüm… Nikos Anastasiadis: İtirazlar Elimi Güçlendiriyor” başlıklı manşet haberinde detaylandırdı.

Simerini “Nikos Anastasiadis Belirsizlikler Olduğunu Kabul Etti… Ortak Açıklamayı Kendi Anladığı Şekliyle Analiz Etti” başlıklı haberinde Anastasiadis’in ortak açıklama metninde, müzakerelerin zemini konusunda belirsizlikler olduğunu açıkça kabul ettiğini, ortak açıklamayı kabul etme kararını haklı göstermeye ve metnin içeriğiyle ilgili endişeleri dağıtmaya çalıştığını ancak net cevaplar veremediğini yazdı.

TÜRKİYE’DEN OLUMLU İŞARETLER GÖRÜYOR

Fileleftheros manşet haberine “Yorumlar Savaşı… Başkan Kendi Versiyonunu Anlattı” başlıklı haberinde Anastasiadis’in dün geceki basın toplantısında ortak açıklama metnini kendine göre yorumladığını, Cumhurbaşkanı  Eroğlu’nun daha erken saatlerde yaptığı analizde, iki devlete atıfta bulunduğunu yazdı.

Gazete dün akşamki açıklamasında Maraş’ın ismini zikretmemesine karşın kendisine bu konuda birçok soru sorulduğuna işaret ederek, Anastasiadis’in güven yaratıcı önlemlerin üçüncü tarafların müdahalesiyle ileri götürülmesini beklediği imasında bulunduğunu yazdı.

Gazeteye göre Anastasiadis, Türkiye’nin tavrına değinirken, Ankara’nın tavrını Eroğlu’ndan ayırarak,  Rum müzakereciyle görüşmeyi kabul ettiğini hatırlatarak, bazı noktalarda Türkiye’den olumlu işaretler olduğunu, ortak açıklamanın da kabul edildiğini vurguladı. Anastasiadis müzakere prosedürünün varacağı nokta konusunda da temkinli iyimserlik belirtti.

Ortak açıklama kabul edildi diye Türkiye’ye dondurulmuş müzakere başlıkları konusunda vaatler verilmediğini de söyleyen Anastasiadis, başlıkların açılması için Türkiye’nin Ankara Protokolü’nü uygulamasının şart olduğunu anlattı.

II. HRİSOSTOMOS ORTAK AÇIKLAMAYI “DÜNYANIN SONU” GÖRMÜYOR, BUGÜN ANASTASİADİS İLE GÖRÜŞECEK

Politis Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri görüşmek üzere bugün öğlen saatlerinde Anastasiadis’le bir araya geleceğini yazdı.

Kilise’nin bugüne kadar ortak açıklama metninin içeriğiyle ilgili görüş belirtmekten kaçındığını hatırlatan gazeteye göre Başpiskoposluktan bir kaynak, II. Hrisostomos’un ortak açıklama mutabakatını “dünyanın sonu” olarak görmediğini, Anastaiadis’in ortak açıklamanın resmileştirilmesinin ardından II. Hrisostomos’la telefon görüşmesi yaptığını söyledi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar