Mükemmel bir hava ve zeminde karşılaşan Esentepe ile lider ve namağlup Türk Ocağı takımları sıcak havanın rehavetinden olsa gerek heyecansız, zevksiz bir performans sergilediler. Netice itibari ile Türk Ocağı takımı istediğini alarak Süper Lig yolunda hem puan farkını 12’ye çıkardı hem de yenilmezlik unvanını korumayı başardı.
Karşılaşma öncesinde Esentepe takımına şans vermediğimi etrafımdaki kişilere telaffuz etmiştim. Esentepe takımı Türk Ocağı takımını mağlup edecek güce aslında sahip ama Esentepe sezon başından bu yana forvetsiz oynadığı karşılaşmalarda orta alandan çıkacak Vurkan, İlyas ve Kaan'ın atacağı golü bekleyecek ya da defansın arkasına atılacak uzun toplarda Deniz süratini kullanarak gol bulacak. Yok böyle bir şey! Tabii ki teknik patronun elindeki malzemeye göre ancak bu kadar olur. Mücadele ve hırs takımın tüm oyuncularında var fakat forvetiniz yoksa işiniz hiç de kolay değildir. Forvetin olması, gol atmaya katkısının yanı sıra topu ayağında tutacak ve orta alandaki futbolculara destek verme şansıyla defansında orta alana çıkmasına fırsat verecek. Ama olmayınca ceza alanı üzerine kadar gidersiniz ve duvara çarpmış gibi geri dönersiniz.
Türk Ocağı takımına bakacak olursak; her zamanki gibi ayağa futbol olmadığını söylemem mümkün. Defanstan alınan tüm toplar, ileride bulunan Özgür'e uzun atılıp Esentepe defans oyuncuları ile kaderine terk ediliyordu. Esentepe takımının yan toplarda zayıf olduğunu bilen Hasan Topaloğlu bu düşüncesinde haklı olsa da; atılan toplar cepheden geldiği için Esentepe defans oyuncuları çok rahat bir şekilde ilk hamleyi yapmayı başardı. Halbuki kanatlara inmeyi başarsa ve kanatlardan orta yapsa, düşüncesinde başarılı olacaktı. Tabii ki eksik oyuncuları olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
Türk Ocağı takımı en yakın takipçisine 12 puan fark yaparken; üçüncü sıradaki rakibine de 16 puanlık bir fark yapması hem Süper Lig’e çıkmayı garantilemiş gibi hem de şampiyonluğu bence garantilemiş durumdadır. Fakat lider bir takım bence daha güzel futbol oynamalıdır. Futbol netice oyunu ama güzel futbol oynamalarını beklemek futbolculara haksızlık sayılmaz.
Bir tarafta lider Türk Ocağı bir tarafta ev sahibi Esentepe fakat tribünlere bakıldığı zaman tribünlerde ne ev sahibi seyirci baskısı ne de lider bir takımda olması gereken coşku ve seyirci topluluğunun olmaması gerçekten futbolumuz nereye gidiyor sorusunu sormamıza neden oluyor. Günü özetleyecek olursak; bir tarafta istikrarlı sonuçlarla ve emin adımlarla yoluna devam eden Türk Ocağı ve diğer tarafta istikrarsız sonuçlar alan Esentepe.
Karşılaşmanın hakemleri kanımca çok iyi bir karşılaşma çıkarırken; dördüncü hakem Mehmet Sezener’in Esentepe teknik patronu Cemal Kır'ın yoğun ve bence gereksiz sürekli itirazlarına rağmen oyun alanında tutması ne kadar sabırlı olduğunu gösterdiğini düşünüyorum…
