240 milyar Euro dış borcu olan Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkıp kendi parasını kullanmaya başlaması Yunanistan için riskli bir hareket. Bunu yapması, Yunanistan’ın borçlarını ödeyememesi; daha da önemlisi belki de çok uzun bir zaman uluslararası finans piyasalarına ulaşamaması anlamına gelecek. Bu Yunanistan’ın sorunu.
* * *
Alacaklı durumdaki Avrupa Birliği (AB) içindeki zengin ülkelerin yetkilileri, özellikle de Almanlar, doğrudan itiraf etmeseler de Yunanistan’ın Euro Bölgesinden çıkmasını kendileri için riskli bir hareket olarak görüyorlar. Bunun gerçekleşmesi baştan yanlış inşa ettikleri sistemin çalışmadığının kanıtlanması anlamına gelecek. Bir de Yunanistan’ın Euro Bölgesinden çıkması İspanya, İtalya, Portekiz gibi diğer ülkelere de kapı açmış olacak. Yani işin çorap söküğü gibi ilerleyip büyüme ihtimali de yok değil.
* * *
Durum böyle iken, gelin görün ki baştan beridir AB ve Yunanistan adına görüşmeleri yapanlar sanki bir anlaşmaya varmak için değil de tam tersi bir niyetle görüşüyorlarmış gibi bir tavır sergileyip durdular. Öncelikle, AB’nin kabul etmeyeceğini bildikleri halde Yunanlıların sunduğu önlem paketi sadece yetersiz bulunmakla kalmadı, aynı zamanda Yunanistan’daki durumun daha da kötüleşmesine yol açtı. Birincisi, Ocak ayında iktidara gelen Syriza hükümeti döneminde toplanan vergilerin miktarı düştü. İkincisi, devlete servis veren, mal satan özel kişi ve işletmelere yapılması gereken ödemeler yapılamıyor. Üçüncüsü ise Yunan bankalarındaki paralar yurtdışına kaçıyor. Yunanistan’ın bir aydan kısa bir süre içerisinde nakit para sorunu ile karşı karşıya kalacağı yönünde ciddi endişeler var.
* * *
Bu olumsuz gelişmeler esnasında, işsiz, evsiz ve aç Yunanlıların durumu pek iyileşmiyor hatta daha da kötüye gidiyor. İşte bu yüzden, geçtiğimiz hafta içinde Alman Şansölye Merkel ve Yunan Başbakanı Çipras’ın da katıldığı görüşmelerde az da olsa ümit verici gelişmelerin olması artık zorunluydu. Nitekim Merkel ve diğer AB yetkilileri Yunanistan’da bir insanlık krizi yaşandığını ilk kez kabul ettiler. Fakirlere yardım ve gençler arasındaki işsizliği azaltmak için Yunanistan’ın kullanımına 2 milyar Euro tutarında bir “gelişme fonu” açma sözü verdiler. Bunun karşılığında ise, Yunan Başbakanı Çipras da çok kısa sürede vergi toplamayı nasıl iyileştirecekleri ve özel sektörün önünü açacak reformları nasıl yapacakları konusunda daha kapsamlı bir paketi hazırlayıp sunacağı sözünü verdi.
* * *
Yunanistan ve AB yetkilileri arasında gerçekleşen görüşmelerdeki bu değişiklik, yani saygısız davranışlar sergileyip, birbirlerini suçlamak yerine karşılıklı anlayış göstermeye başlamaları son derece ümit verici. İşsiz, evsiz ve aç Yunanlıların durumunun iyileşme ihtimali az da olsa artmış görünüyor.
* * *
