Dün bir gazetede okudum. Türk Lirası bazında %83 kar etmiş bankalarımız! Hem de bu kriz dönemini henüz atlatmış sayılmazken!
Neden?
İşin kökenine inelim:
Çok önceleri, 16 Kasım 1944 tarihli Fasıl 150 İnterest Law vardı. Bu yasaya göre borçlara uygulanacak faiz oranı senevî AZAMİ %9 idi.
Sonra bu yasa, 26.6.1987 tarihinde yürürlüğe giren 35/87 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırıldı. Buna göre 1991 yılında Türk Lirası borç ve mükellefiyetler için faiz birikimi olarak dava yolu ile tahsil edilecek miktarı faizin ödendiği anapara borç ve mükellefiyet miktarının 4 katı ile SINIRLAMIŞTIR.
2000 yılında bu sınır ARTIRILARAK 10 katına yükseltilmiştir. 2001 yılında ise SINIRLAR SERBEST bırakılmıştır. Daha sonra da 23.11.2001 yılında 41/2001 sayılı yasa ile bu yasa da yürürlükten kaldırılmıştır. Yalnız yasaya aykırı olmamak kaydı ile eski tüzükleri yürürlükte bırakmıştır.
Bugün yürürlükte olan ve bu işleri düzenleyen yasa: KKTC MERKEZ BANKASI YASASI isimli yasadır.
Bu yasanın 11(5) ve 24’üncü maddelerine göre; FAİZ ORANLARINI SAPTAMA YETKİSİ, “MERKEZ BANKASI İDARE MECLİSİ”ndedir. Saptama yetkisi ise SINIRSIZDIR. Hal maalesef bu iken Anayasanın 58’inci maddesi GÜÇSÜZLERİ KORUMAKLA, 65’inci maddesi ise TÜKETİCİLERİ KORUMAKLA ilgili amir hükme sahiptir.
KKTC’de YASAMA yetkisi, Anayasa ile SADECE ve SADECE Cumhuriyet Meclisi’ne verilmiştir. 41/2001 sayılı yasa 11(5) ve 24’üncü maddesi ile “faizlerin kısmen veya tamamen serbest bırakılmasını ve yürürlük zamanlarını saptamaya yetkilidir” yetkisini başka bir kuruma devretmektedir. Bu durum; Meclisin YASAMA YETKİSİNİ düzenleyen ve bu yetkiyi münhasıran Meclise veren Anayasa’nın 4’üncü maddesine AYKIRIDIR. Ayni nedenlerle Anayasanın 1, 78 ve 89.’uncu maddelerinin RUHUNA DA AYKIRIDIR.
35/1987 ve halen yürürlükte olan 41/2001 sayılı yasa yürürlüğe girinceye kadar yüz yıldan fazla zamandır FAİZ DÜZENLEMELERİ hep yasa ile yapılmıştır. MECLİS ANAYASAL KURALLAR ÇERÇEVESİNDE SINIRSIZ OLARAK BU YETKİYİ BAŞKA BİR ORGANA DEVREDEMEZ.
Evet. Çok açık ve net. Yoruma da açık değil. Bu “özetle” yazılanlar, Anayasa Mahkemesinin 8 Mart 2007 tarihli ve 4/2006. D.1/2007 sayılı kararında yer almaktadır.
Peki, yüz yıl önce yapılanı yüz yıl sonra 2007 ve sonrası hükümet ettiklerini iddia edip HÜKÜM EDEMEYENLER şimdi ne cevap verecekler? NE BEKLEDİNİZ? NE BEKLİYORSUNUZ? 2007 yılından günümüze Anayasa Mahkemesi kararından sonra hükümete kimler geldi kimler geçti?
Karar üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen hala daha kılınızı kıpırdatmadınız!
STÖ’lerin baskısı sonucu ağır aksak yapmaya mecbur kaldığınız PANSUMAN tedbirleri hayata geçirmeniz sayesinde bile, büyük oranda yol aldığınıza göre, tam olarak bu işe el atıp sorunu kökünden çözmek demek ki pek kolay.
Bu halkı, “Borç İlişkilerinden Kaynaklanan Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Ekonomik İyileştirme Kapsamında Yeniden Yapılandırılması” Yasası ile,” işte FAİZ YASASI budur ve düzeltilmiştir” diye ALAY ETMEYE devam mı edeceksiniz? Yoksa gerçekleri görüp, halkın yanında halk yararına yer alıp, SÖMÜRÜCÜLERİN ve KAN EMİCİLERİN bol geçim kaynaklarını kısacak mısınız?
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARINI YERİNE GETİRMEK ÇOK MU ZOR? Hiç zor değil aslında… Amacınız bu vurgun ve talan düzenini devam ettirip, arada RANTLANMAK. “Beslem kaynaklarınızı” daha çok doyurmak değilse, haydi göreve!
Yeni yılda ilk iş FAİZ YASASI’nı yapmak olsun!
