Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Yunanistan’da gerçekleştirilecek seçimler sonrasında Kıbrıs sorununun çözümü çabalarına yeni bir ivme verileceği iddiasını dile getirdi.
Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, “Kathimerini” gazetesinde yer alan söyleşisinde, Kıbrıs sorunu, Türkiye’nin Akdeniz’deki sondaj girişimleri ve iç siyasete ilişkin soruları yanıtladı.
Söyleşisinde Türkiye’nin Akdeniz ve Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde (MEB) yürüttüğü doğal gaz sondaj faaliyetleri konusunda AB’nin izleyeceği tutuma ilişkin soruları yanıtlayan Hristodulidis, AB’nin artık Türkiye’ye karşı uygulanması muhtemel önlemleri ele alma aşamasında olduğunu belirtti.
Hristodulidis, AB Komisyonu’yla sürekli temas halinde olduklarını ve alınacak önlemlerin Türkiye’nin faaliyetlerini durdurmasını sağlamasa da Türkiye gibi tüm komşularıyla açık cephesi bulunan bir ülke karşısında alınacak her türlü önlemin önemli olduğu iddiasında bulundu.
Kapalı bölge Maraş’ın açılmasının “Türk işgalinin genişlemesi” anlamına geleceğini öne süren Hristodulidis, böyle bir girişimin Türkiye ve Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın iki devlet hedefini yürürlüğe koydukları anlamına geleceğini iddia etti.
Hristodulidis,Özersay’ın Maraş açıklamasının 2020 seçimlerine yönelik kampanyasının başlangıcını teşkil ettiğine inandığını iddia etti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis’in kapalı bölge Maraş için ortak komite kurulması önerisini kabul etmesinin, sadece Özersay’a değil, Kıbrıs sorununun çözümünü veya iki toplumlu iki kesimli federasyon çözümünü istemeyenlere en iyi mesajı göndereceğini savundu.
Anastasiadis’in, desantralize federasyon veya parlamenter demokrasi önerilerinin, çözüm sürecinin ilerleyebilmesi amacıyla yapıldığını öne süren Hristodulidis, BM Genel Sekreteri’nin neden henüz yanıt vermediği sorusuna ise, Yunanistan’daki seçimlerin tamamlanmasının ardından müzakerelerin yeniden başlaması çabalarına ivme kazandırılacağına inandıkları yanıtını verdi.
Hristodulidis, bulunacak bir çözümün referandumlara sunulacağını ve Türkiye’nin müdahale ve garantörlük haklarının devam ettiği bir çözümün Kıbrıslı Rumlar tarafından onaylanmayacağını da sözlerine ekledi.
