Bu yıl da, her 8 Ağustos’da olduğu gibi DEVLET BÜYÜKLERİMİZ Erenköy’de, halkın yaşamadığı bir bölgede kahraman köylülerin ve oraya çıkan talebelerin fedakarlıklarından söz ettiler.
Erenköy bölgesinin Kıbrıs Türklerinin mücadelesinde dönüm noktası olduğunu, bölge insanının fedakarlıkları olmasaydı, Kıbrıs Türklerinin direnişlerinde önemli bir eksikliğin olacağını yine tekrarladılar.
Bir Erenköy’lü olarak, köylülerimize yapılan haksızlıklardan sık sık bahsetmemize rağmen, yöneticiler kahramanlı söylemlerine devam ediyor.
Erenköy ve yöresinin istekleri ve uğradıkları mağduriyetler nelerdir diye soran olmadı.
Gerçekte politikacıları anlamak zor. Konuşmak, bir bölgeyi sadece 8 Ağustoz’da övmek ve diğer günlerde unutmak nasıl bir davranış…
Erenköy’den gelip Kıbrıs’ın değişik bölgelerine yerleşen insanlarımız var. Ancak ÇOĞUNLUK esas olarak Yeni Erenköy(Yalusa) bölgesine yerleştirildiler.
Her nedense Dillirgalıların kendi ana yurtlarında bıraktıkları mallar çok değersiz ve Rum malları aşırı değerli gösterilerek Dillirgalılar alabildiğine MÜLKSÜZLEŞTİRİLDİLER.
Daha sonra iktidara yakın olanlar bir yolunu bulup birçok Rum malına konarken, DİRENİŞÇİLER ve ONLARIN ÇOCUKLARINI alabildiğine fakirleştirdiler.
Dillirgadaki 7 dönüm araziye karşılık Rum mallarından 1 dönüm alabilen çok köylü var. Sayısız kere bu konuyu gündeme getirmemize rağmen, kimse ilgilenmedi.
Erenköy’e 1964 savaşlarından sonra civar köyler olan Mansura, Bozdağ, Piy, Selçuklu, Küçük Selçuklu ve ALEVKA’dan göç eden insanların konut sorununu çözmek için, boş tarlaları olan insanlara gittiler.
Köyü yöneten KOMUTAN boş arazileri isteyince, hangi mülk sahibi HAYIR diyebilirdi.
Köylülerin tarlaları üzerinde prefabrik binalar inşa ederken, mal sahiplerine 300 Kıbrıs lirası civarında bir para verdiler. Mal sahiplerinden de arazilerini vakıflara sattıklarına dair imza aldılar. Bu tam bir fırsatçılık örneğidir. İnsanlar, o dönemde komutana, hayır malımı vermiyorum diyebilir miydi?
Bu konuda, Yeni Erenköy’e yerleşen köylülerin çeşitli çevrelere yaptıkları talepleri hiç dikkate alınmadı.
Devlet Büyükleri Dillirga halkının fedakarlıkları yetmezmiş gibi, mallarını değersiz gösterdiler. Göçmenlere ev yapmak için arazilerini ele geçirdiler.
Her 8 Ağustoz’da Erenköy’de yapılan kutlamaları izlerken, işin perde arkasını bilen bizler gerçekten çok acılar çekiyoruz.
Aslında, Kuzey Kıbrıs’ta her şey BİR GÜNLÜKTÜR. Yöneticiler yaptıkları konuşmaların da durumu geçiştirme olduğunu çok iyi bilmektedirler.
Sorunların üstüne gitmeyenler, yağcıların sözlerini dikkate almakla hiçbir yere varılamayacağını hala öğrenemediler mi?
Artık, Erenköy’lülerin fedakarlıklarını, kahramanlıklarını dinlemek bize gerçekten BATIYOR.
