“Hayat Öpücüğü” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Magazin

“Hayat Öpücüğü”

“Hayat Öpücüğü”

Hayat Öpücüğü, 2015 yapımı bir Türk filmi. Şenol Sönmez’in yönettiği filmin başrollerini Ali Sunal ve Hatice Şendil paylaşıyor. Hatice Şendil’in ilk sinema deneyimi olan film, duygusal bir aşk hikayesini konu ediniyor. Buraya kadar her şey normal… Fakat filmi izlediğinizde ikilinin alışılmışın dışında bir performans sergilediğini görüyorsunuz. Şendil’in ilk deneyimi olmasına rağmen, Sunal’a bu kadar başarıyla eşlik etmesi takdire şayan.

Filmin hikayesi nasıl ortaya çıktı?
Ali Sunal: Bir film yapmaya karar verdim. En büyük hayallerimden biriydi. Aklımdaki fikri, filmin senaristleri Saygın ve Fethi’yle paylaştım. Hem çok iyi dostlarım hem de kalemine çok güvendiğim adamlardır. Üçümüzün konuşmalarına istinaden bence şahane bir senaryo yazdılar. Ve öyle yola çıkıldı.


Hatice ile bir araya geliş hikayeniz nasıl gelişti?
A.S.: Hatice’nin devreye girmesine daha beş yıl var. Ben sana hikayenin ilk ortaya çıktığı zamanı anlattım.

Bu beş yıl önce ortaya çıkan bir proje miydi?
A.S.: Evet, senaryo yazıldı ve biz düşünmeye başladık. Sonra BKM, filmi yapmaya uygun gördü. Yönetmen, mekan derken en merak ettiğimiz konu Hayat karakterini kimin canlandıracağı oldu. Tam o aşamada, Hatice aklımıza düştü. Daha önce hep ağır dramlarda oynadığı için elbette düşünceliydik. Ama o bir geldi, pozitif enerjisiyle, profesyonelliğiyle ve karakteri sahiplenip çalışmasıyla aldı rolü gitti.

Siz senaryoyu okuduğunuzda aklınızdan neler geçti?
Hatice Şendil Sağyaşar: Senaryoyu okuduğum sırada uzun ve zor bir sezondan çıkmıştım. Aklımda sadece dinlenmek vardı. Ancak öyle bir şey oldu ki, bu senaryoyu okuduğumda dinlendiğimi hissettim. Okurken hem beni gülümsetti hem de bana gülümsedi. O andan itibaren Hayat, aslında uzun zamandır kendi hayatımda kaybettiğim ve adını koyamadığım bir boşluk hissini bana hatırlattı. Ve dedim ki ‘Hayat’ın bana ihtiyacı var, benim de ona.’ Bir de tabii ki Ali Sunal fikri çok cazip geldi.

Birlikte çalışırken birbirinize dair keşfettiğiniz en enteresan bilgi nedir?
H.Ş.: Ali bütün samimiyetini ve enerjisini karşısındaki insana geçirdiği için izleyici de ekrana yansımayan bir şey görmeyecek diye düşünüyorum. Ama birbirimizin çok komik ve eğlenceli taraflarını keşfettik, aynı şeylere güldüğümüzü fark ettik. Ayrıca Ali Başak burcu yani Metin karakteri kadar titiz, hassas, özenli, tertipli ve düzenli.

Kavga ettiniz mi hiç sette?
A.S.: Bir kere tartıştık. Saat geç olmuştu ve sahneyle ilgili gerilmiştik. Ama bu tartışma çok işimize yaradı çünkü ertesi gün geldiğimizde onun benim için çok değerli olduğunu biliyordum. İlişkimiz daha başka bir boyuta geçmişti. Ayrıca sette Hatice ile ilgili fark ettiğim en önemli konu; baktıkça her gün daha da güzelleşiyor olması. Böyle tuhaf bir durum var yani. İnsanın koşa koşa sete gidesi geliyor. Hepimiz bir film kazandık ama ben çok değerli bir insan da kazandım. En ufak bir sıkıntımda, mutluluğumda artık yanımda birinin olduğunu biliyorum. Bu samimi duygumdur.

Filmdeki aşk hikayesinin temelinde acıma, yardım etme ya da birine bağlanma arzusu saklı mı dersiniz? Bundan doğan bir aşk mı anlatılıyor?
H.Ş.: Sonsuz olmak, sonsuz kılmak anlatılıyor. Dokunmadan, temas etmeden, sadece hissederek aşık olmak… Aslında hepimiz temeldeki ilkel duygularımızı unutmuş, düşüncelerimizin bizi yönlendirdiği bir süreç yaşıyoruz. Bu filmse, samimiyeti, insani duyguları, en ilkel haliyle karşılıksız, beklentisiz ve sonsuz olabilecek bir şekilde anlatıyor. Senaryo zaten bu yüzden etkileyici. Hayat’la Metin arasındaki durum o yüzden çok çılgın. Aslında ikisi de çok sıradan ama birbirlerine bir hayat bahşeden de iki insan. Biz bu filmi böyle yorumlamayı tercih ettik. Ortaya eğlenceli, mizah duygusu baskın bir hikaye anlatmayı seçtik. Eğer dramatik çalışması daha sağlam bir iş gibi çekseydik bir festivalde yarışıyor olurduk.

Yaş aldıkça aşık olmanın daha zor olduğuna inananlardan mısınız?
A.S.: Zorlaştıranın aynı sebepten biz olduğunu düşünüyorum Düşüncelerimiz bizi ele geçiriyor. Aşka her daim kapıyı açık tutmak gerek. Daha önce kötü ve üzücü tecrübeler yaşamış olabilirsin. Arkadaşın, hatta annen-baban da yaşamış olabilir. Oysa aşk çok güzel bir duygu. O yüzden kapanmak kendine verdiğin en büyük zarar. İnadına o kapıyı açık bırakmak gerek.

Filmde aslında bir erkeğin bir kadına ne kadar ihtiyaç duyabileceği de anlatılıyor. Siz bir ilişki yaşarken her durumda erkek olarak güçlü gözükmek gerektiğini düşünüyor musunuz?
A.S.: Kesinlikle hayır. Erkeğe kendini iyi hissettiren zaten kadındır. Çok ciddi oranda erkeği hem moral olarak hem de fiziksel olarak etkileyen en güçlü etken yanındaki kadın. Ve ancak erkek duygularını göstermekten çekinmediği zaman yanındaki kadınla organik bir bağ oluşabileceğini düşünüyorum.

Kadınların en çok hangi özelliğine hayranlık duyuyorsunuz?
A.S.: Her şeyine. Benim hep söylediğim bir şey var; kadın erkeğin bir üst modeli bence. Biz iPhone 6 isek kadınlar 6S gibi düşünebiliriz. Biz olaya tek bir açıdan bakıyoruz, onlar binbir açıdan bakıyor. Zekaları, seviş biçimleri, annelik duyguları, hayata karşı duruşları, hayatı göğüsleme biçimleri… Kadının yaptığı çoğu şeyi erkek yaparsa erkek çatlar diye düşünüyorum.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar