Günlük ekonomi değerlendirmesi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Ekonomi

Günlük ekonomi değerlendirmesi

ECB toplantısı öncesi gelişmekte olan ülke para birimlerinde görülen bozulma ve Başbakan Erdoğan’ı TCMB’yi hedef alan açıklamalarını dün de devam ettirmesi kur üzerinde baskı yarattı

Perşembe günü sonuçlanacak ECB faiz toplantısı ve Cuma günü açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verisi haftanın en önemli gelişmesi olarak takip edilecek


USD/TL kurunda 2,12 seviyesinin üzerinde bir kapanış 2,15 seviyesini radar sahasına alacaktır

 

 

 

Günün Grafiği

 

USD/TL kurunda daralan üçgen formasyonu dikkat çekiyor. Üçgenin üst tarafının kırılması (2,12 seviyesinin üzerinde gecelik kapanış) 2,15 seviyesine varan bir yükselişin önünü açabilir.

Piyasa Özeti ve Yorumu

 

Dün gelişmekte olan ülke para birimleri satıcılı bir seyri geride bıraktı. Son dönemde neler yaşadık kısaca bir toparlayalım.

 

Avrupa cephesinde uzunca bir süredir enflasyon düşük seyrediyor. Hatta bazı ülkelerde enflasyon negatife bile geçti (yani dezenflasyon süreci başladı – Yunanistan, Portekiz). Uzunca bir süredir Avrupa Merkez Bankası (ECB) da enflasyonun düşük seyretmesi ve bunu yanısıra EUR/USD paitesinin yüksek seyri karşısında sözlü yönlendirme ile önlem almaya çalışıyor. ECB Başkanı Draghi, Mayıs ayında düzenlenen olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında aksiyon almak için Haziran ayını işaret etmiş ve yarınki toplantıya atfedilen önemi de ciddi anlamda artmıştı.  ECB’nin yarın atması muhtemel 3 tane adım bulunuyor. (1) Refinansman faiz olan ve politika faizi olarak kabul edilen % 0,25 faiz oranını % 0,10 seviyesine kadar indirmesi (2) Bankaların ECB’ye park ettikleri depo faiz oranını mevcut % 0 seviyesinden negatife indirerek paranın reel ekonomiye dönmesini sağlaması (3) FED’in uygulamış olduğu gibi tahvil alım programı açıklaması bekleniyor. Draghi’nin 1. ve 2. seçenekleri devreye sokacağına yönelik beklentiler fiyatlanmış durumda. Şimdi bir adım geri atarak bu beklentinin aylardır nasıl fiyatlandığına bakalım. FED’in bilançosunu 600 milyar dolardan 4,3 trilyon dolara yükselttiği 2008 yılından günümüze kadar olan süreçte artık bu kadar büyük bir bilançoyu taşıyamayacağının sinyalini vererek normalleşme sürecine girmesi ardından ECB’den beklenen genişlemeci politikaların nihayetinde bol ve ucuz para döneminin devam edeceğine yönelik inanışları artırmak suretiyle gelişmekte olan ülke para birimlerine ve enstrümanlarında uzunca bir süredir alımları tetikledi. Basit anlatımla FED parayı kesmeye başladığı bir noktada ECB’nin devreye gireceği beklentisi risk iştahını artırmak suretiyle gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik ilgiyi canlı tuttu. Hatırlanacağı üzere TCMB’nin Ocak sonu ara toplantı düzenleyerek faiz oranlarını agresif bir şekilde artırması ve Mart ayında yerel seçimlerin tabir yerinde ise kazasız belasız atlatılması ardından çok ciddi anlamda satış baskısına maruz kalan TL ve TL cinsi yatrım araçlarına yönelik talep de tekrar canlanmış oldu. Yurtdışı kaynaklı getiri peşinde koşan paranın hem reel hem nomimal anlamda yüksek getiri sağlayan hatta ucuz olarak görülen TL cinsi enstrümanlara yönelmesi ile Borsa Istanbul çok ince hesaba girmeden 60binli seviyelerden 80bin seviyesine yükselirken; benzer bir şekilde tahvil faizleri de alımların eşliğinde % 8,4 seviyesine kadar geriledi. Elbette USD/TL kuru da bant aralığı değiştirerek 2,16 – 2,25 bandından yönün aşağıya çevirmek suretiyle 2,06 – 2,12 aralığına yerleştiğini not edelim.

 

Bu senaryo analizi ardından Cuma gününden itibaren gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik satış baskısının hafif de olsa yeniden hissedildiğine bültenlerimizde yer vererek özellikle USD/TL kurunda 2,08-2,10 aralığının taban oluşturmaya başladığını ve döviz kurunun yukarıya gitme isteği içinde olduğuna yer verdik. Netice itibarı ile Borsada 80,000 seviyesine yaklaşıldıkça satışların artması veya yukarı doğru hareketin zorlanmaya başladığı, enflasyon beklentilerine göre gösterge faizin % 8,40’li seviyelerin altına doğru hareketini anlamlı bulmadığımızı belirtmiştik. Kur cephesinde ise 2,08 seviyesinin altında kurun kalıcı olabilmesi için yeni bir hikayeye ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Kısa vadede canlı duran risk iştahı ve para kazanma arzusu ile ciddi anlamda teknik seviyelerde tıkanan gelişmekte olan ülke para birimlerinin düzeltme ihtyacı içinde olduklarını düşünüyoruz. Elbette bunu kısa vadede trend değişikliği olarak görmemek gerekiyor ama orta vadeli risklerin tamamen göz ardı edildiği bugünlerde temkinli olmakta fayda görüyoruz.

 

Dün TÜİK tarafından Mayıs ayı TÜFE enflasyonu % 9,66 olarak açıklandı. Enflasyonun her ne kadar bir önceki aya nazaran yükseliş kaydetmeye devam ettiğini görsek de, baz etkisi nedeniyle yaz aylarında gerileme kaydetmesi ihtmali belirmiş durumunda bulunuyor. Enflasyonun yüksek seyrine rağmen Türkiye’’nin risk primini yansıtan 5 yıl vadeli CDS göstergelerinde yaşanan toparlanma ve elbette siyasi cepheden gelen baskının da yardımı ile Mayıs ayında 1 yıl aradan sonra politika faizini indiren TCMB’nin 24 Haziran toplantısında da faiz indirimine devam etmesi bekleniyor. Bu noktada TCMB ile Hükümet arasında devam eden faiz indirimi konusunda yatırımcı gözünde kredibilite kaybına neden olan tartışmaların da bir türlü bitmediğine de şahit oluyoruz. Enflasyon ve faizi arasındanki ilişkiye farklı bir pencereden bakan Başbakan Erdoğan ve ekonomi bakanı Zeybekçi’nin her ortamda faiz indirimi çağrısı yaparak ardından da TCMB bağımsızdır demelerine pek de anlam veremiyoruz. Türkiye’de ekonomi anlamında güvenin çıpası olarak görülen başbakan yardımcısı Babacan ve maliye bakanı Şimşek’in denge kuran açıklamaları ardından bakanları kuruluna ekonomi dersi veren Başçı’nın sunumunun olumlu etkileri yarım gün sürdü. Dün bültenimizde de yer verdiğimiz üzere hızlı faiz indriminin enflasyon hedefinden sapma ve uzun vadeli faizlerde yükseliş yaratması nihayetinde faiz ve enflasyonun yeniden sıçramasına neden olacağının grafiksel olarak açıklayan TCMB Başkanı Başçı’nın faizlerin ölçülü bir şekilde indrileceği mesajını paylaşmıştık. Dün enflayon verisinin bir miktar da olasa beklentilerin altında kalması ardından gelişmekte olan ülke para birimlerinde artan satış baskısı yetmezmiş gibi Başbakan Erdoğan’ın yine TCMB ve Başkanı Başçı’yı faiz konusunda eleştirmesi, TL ve TL cinsi yatırım araçlarına satış getirdi. USD/TL kuru enflasyon verisi ardından 2,0950 seviyelerine kadar gerilemesi ile birlikte öğle saatlerinde Başbakan‘dan gelen açıklamalar ile yönünü tekrar yukarıya çevirerek akşam geç vakitlerde 2,12 seviyesini test etti. Benzer bir şekilde yine enflasyon verisi ile gün ortası % 1 prim yapan Borsa Istanbul’un da kazanımlarını geri verdiğini gördük.

 

Haftanın geriye kalanını ECB PPK toplantısından çıkacak sonuçları ve ABD tarım dışı istihdam verisinin şekillendireceğini tahmin ediyoruz. ECB Başkanı Draghi’nin hayal kırıklığı yaratması USD/TL kurunda ve EUR/USD paritesinde yukarı yönlü hareketi tetikleyebilir. Böyle bir gerçekleşme özellikle EUR/TL kurunda ciddi bir hareketi de beraberinde getirebilir. USD/TL kurunun güne 2,12 , EUR/TL 2,8850 , GBP/TL 3,5450 , Sepet kurun ise 2,50, XAU/TL (altın gram) 85 seviyelerinden başlamasını bekliyoruz.

Kıbrıs İktisat Bankası – Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar