Güneşle birlikte yürümek -2- Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Güneşle birlikte yürümek -2-

Ahmet OkanAhmet Okan

 

Günün bir yarısı yağmurlu bir yarısı güneşli olurdu ve bu vakitler günün ikinci faslıydı.


Sabah yağmurla evlerine girenler, öğleden sonraları güneşle birlikte çıkarlardı evlerinden.

Bir kapının önünden geçerken kapı saygıyla ve güler yüzle açılır; gelen geçeni selamlardı.

Sanki sabah yaşananlar hiç yaşanmamış, sanki bulutlar hiç toplanmamıştı; gök mavi, güneş pırıl pırıldı ve sanki insanların hiçbir gailesi yokmuş gibiydi, halbuki durum hiç de öyle değildi, memleketin geleceği asla gelmeyecek gibi görünüyordu ve zaten gelse bile gelecek olanın ne olacağını kimse bilmiyor, kestiremiyordu…

Erkek lisesi ile kız lisesinden çıkan öğrenciler çoktan evlerine gitmiş, kıyafetlerini çoktan değiştirmiş olurlardı.

Sivil kıyafetleri içinde onları tanımanın pek mümkünü yoktu.

Dönemin modası neyse podyuma çıkar gibi giyinirler ve güneşli vakitlerin tadını çıkartmak için pastanelere akın ederlerdi.

İşte tam o anlarda Girne Kapısı renklenirdi.

Şahin Sinemasına girip çıkanlar, sinema afişlerini seyredenler, Ford garajında usta çırak ve müşteriler, gruplar halinde Girne Kapısı’nın sağından solundan geçenler, seyyar satıcılardan alış veriş edenler, ellerinde çantaları ve her ihtimale karşı şemsiyeleri ile Arasta’ya yol alan kadınlar, hisarüstünde çamura aldırmadan oynayan çocuklar,  tek yol olmadığından aynı yoldan gidip gelen arabalar, yolun içinde durup birbiri ile muhabbet eden şoförler ve onların ardına dizilip sabırla bekleyen araçlar ve motosikletliler ile bisikletliler alanın her yanına bir film setinde olduğu gibi özenle kondurulmuş gibiydiler.

Güneş bu tabloya tanık olsun diye açmıştı sanki ve sokağa çıkanlar onunla birlikte çıkmış; pastanelerde kahvehanelerde oturanlar onunla birlikte oturuyordu sanki…

Zaman keşke dursaydı, büyüdükçe kirlenmeseydik…

Böyle bir zamandı,

Siyasetin değil sokakların ve insanların gürültüsü vardı ama gürültü demişsek kulakları tırmalayan değil, kendi müziğini yaratmış bir şehrin melodisiydi bu, ki, geriden gelen sesler kuş sesleriydi…

Güneşle birlikte yürürdü insanlar ve kentin her yerine dağılırlardı.

Saatler ilerleyip güneş iyice ufka çekildiğinde eve dönüş vaktiydi.

Herkes sözleşmiş gibi çekilirdi sokak ve caddelerden.

Aynı manzaralar tekrarlanırken bir film şeridi geriye sarılır gibiydi adeta.

Ufkun papatyasarısı ışıkları ödünç alınırken, avuçlarında güneşten topladıkları sıcaklık kalırdı…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar