GERİYE NE KALDI - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

GERİYE NE KALDI

Ahmet OkanAhmet Okan

Selimiye civarında gezinirken ister istemez eski hayatlardan iki anı takılır peşinize.

Biri bandonun sokaklardan akıp giden yürüyüşü, diğeri cenazelerdeki ağlaşmalar.


Bando kışlada görev yapardı ki kışla Kıbrıs Türk Lisesi binası olarak inşa edilmiş ve 1929 yılının 29 Ekim’inde açılmıştı.

Bando o kışladan çıktığında istikamet önce Ayasofya Meydanından İdadi Sokak, daha sonra ara sokaklardan Girne Kapısı’ydı.

Trampet seslerinden çıkan ritmik vuruşlar eşliğinde bir yol alır giderdi bandocular Zeki Taner şefliğinde…

Geriye o sesler kaldı…

Cenazeler Ayasofya’dan yani Selimiye’den kalkardı, yüzyıllar boyu böyleydi.

Yakın bir geçmişte bu köklü geleneğe dinamit atılarak nice nesillerin yarattığı kültür paramparça edildi.

Taş duvarların bile saygıda kusur etmediği cenaze vakitlerinde Selimiye çevresine hüzün yağmurları yağardı.

İnsanlar birbirlerine sokulur, acıyı paylaşırlardı…

Geriye o hüzün kaldı…

Çağlayan yolunda kaldırımlardan yürürken, o bayram günlerinin neşeli gürültüsü uğuldar kulaklarınızda.

Sinemalardan çıkan sesler, seyyar satıcıların bağrışmaları, bayram yerini doldurun kalabalığın neşeli çığlıkları harmanlanıp bir Lefkoşa türküsü söylenir sanki dudaklarınızın arasında; efkalipto, akasya ve biber ağaçlarının fısıltıları eşlik eder bu anılara…

Geriye o anılar kaldı…

Arabahmet’te Cirit Sahası (Taksim) “milli günler” de ve futbol müsabakalarında büyük kalabalıklara sahne olurdu.

Yer gök insanla dolardı.

Tekmil ahali bir sahada toplanmış hissine kapılırdı insan, lakin bahtının rüzgarına kapılacaktı!

En yetenekli futbol oyuncuları da o yıllarda ün kazanmışlardı.

O dönemlerde herkesin tuttuğu bir takım vardı ve onların coşkulu taraftarları olur, aralarındaki rekabetin heyecanı, sırasında, bütün memleketi kaplardı…

Geriye o günleri içine hapseden talihsiz bir saha kaldı…

Yolunuz Girne Kapısı’na düştüğünde geceleri düzenlenen fener alayları, hafta sonları düzenlenen bayrak merasimleri, Kuğulu Park ile Mücahitler Parkında düzenlenen müzikli geceler anımsanmaz mı?

Sadece bunlar değil.

Lefkoşa Türk Lisesi ile Lefkoşa Kız Lisesi’nden çıkan öğrenciler Girne Kapısı’nı kalabalık bir kent görünümüne sokarlardı.

Otobüsler, arabalar, bisikletler ve öğrenci kalabalığı birbiri içine girerdi adeta.

Lefkoşa denilen Lüzinyan ve Venedik’ten kalma şehir kapalı bir dönemi yaşamaktaydı ama sanki ahali hiç de oralı değilmiş gibi yaşardı her şeyi!

Hayat, Kanlı Dere’ye su gelmiş gibi akıp giderken, Venedik duvarları bile bu işe şaşar kalırdı!

Bir parkta Becerikli’nin şarkıları cümbüşü eşliğinde yükselirken, diğer tarafta Küçük Aysel’in şarkıları yankılanırdı…

Geriye o şarkılar kaldı…

O günlerden geriye bunlar kaldı ama,

Galiba bu günlerden geleceğe hiçbir şey kalmayacak!

Ve bu şehir yine aynı şehir olarak kalacaksa,

Ve adı Lefkoşa olarak bilinecekse,

Venedik duvarları yine şaşıp kalacak!

(2019)

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar