Garanti yok, asker yok, ümit de yok - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Garanti yok, asker yok, ümit de yok

Bekir Azgın

Aşağıdaki makalenin yazarı Yorgos Kumullis (Gerge Koumoullis) ’Sıfır garanti, sıfır asker’ sloganı, bir yaz gecesi rüyasıdır” diye not etmişti. Türkçeye daha uygun olur düşüncesiyle ben “sıfır” kelimesinin yerine, bu makalede, “yok” kelimesini tercih ettim. Temmuz ayına uygun bir yazı olduğunu sanıyorum.

XXXXX


Garantilerin kaldırılmasını ve tüm yabancı askerlerin adadan çekilmesini istemeyen tek bir Kıbrıslı Helen olduğuna inanmıyorum. Kıbrıs Tarihi’nin belki de en korkunç yanı, sözde Garantör Güçler olan ülkelerin davranışlarının yıkıcı sonuçlar ortaya koymuş olmasıdır.

*

Bu korkunç deneyim, Ezop’tan (Esopos) esinlenilmiş bir masalla açıklanabilir: Üç tilki, kendi kendilerini, kuluçkadaki yeni doğmuş ve henüz kanatlanmaya başlayan bir civcivin koruyucusu olarak tayin ettiler. Ancak hayvanlar aleminde doğanın yasaları acımasız ve ölümcüldür. Bu cihetle, bir yazın ortasında, birinci “koruyucu” tilki, civcivin tümüne sahip olmak amacıyla ona saldırdı. Ama ikinci tilki de kendi payını istedi ve şiddetli bir şekilde talebini açığa çıkardı. Üçüncü tilki ise olanları umursamadı çünkü o ganimetten kendi payına düşeni çoktan almıştı. Sonuçta, güvenliğinin “garantili” olduğu yanılgısına kapılan cahil civcivcik parçalara ayrıldı.

*

Kıbrıslılar için ne yazık ki, üç garantör ülkeye müdahale hakkı veren ve ayrıca askerlerini Kıbrıs topraklarında bulundurmalarını sağlayan 1960 Garanti Antlaşması, başka bir anlaşma veya antlaşma ile değiştirilemez veya iptal edilemez. Hükümleri, uluslararası hukuk açısından dört taraf için de yasal olarak bağlayıcıdır ve kuşkusuz, antlaşmayı imzalayan dört devletin hepsi de onu yürürlükten kaldırmayı veya değiştirmeyi kabul etmedikçe garanti antlaşması süresiz olarak yürürlükte kalacaktır. (Garanti Antlaşması’nı dört değil, beş taraf imzalamıştı. Taraflardan biri galiba unutuldu. –BA)

*

Bu nedenle, Garanti Antlaşması’nın yürürlükte kalacağı gerekçesiyle bir çözümü reddetmek, Türkiye’nin müdahale hakkının ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Başka bir deyişle, mevcut statüko devam ettirilirse, Türk ordusunun Kıbrıs’taki varlığının ve Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkının sürekli var olmasını sağlıyoruz. Akıllı politika, manipülatif haklar içerse bile, bir çözüm statükodan daha iyidir. Herkesin kabul ettiği gibi, mevcut statüko Kıbrıslı Rumlar için ölümcül riskler taşımaktadır. Bunu göz önünde tutarsak, “Asker yok ve garanti yok” sloganı kulağa kahramanca gelebilir ve Kolokotronis ile Karaiskakis‘i anımsatabilir, ancak reelpolitike uygun değildir. Hiçbir Türk hükümeti, Garanti Antlaşması’nın feshedilmesini kabul etmez. Ancak zamanla belirli koşullar oluşursa. Politikacılarımızın bu gerçeğin farkına varmamaları durumunda Kıbrıs sorununun çözümü tümden imkânsız hale gelir.

*

Çözümü inkâr edenlerin başpapazı Tassos Papadopulos bile garantilerin kalkmaması ve askerlerin kalacağı bir çözümü tercih ediyordu, yeter ki o durum bugünkü statükodan daha iyi olsundu. Askeri birliği ve garantileri içeren Zürih ve Londra Antlaşmalarının mevcut duruma kıyasla bir nimet olduğunu kendisi biraz geç anladı. Ocak 2005’te yaptığı açıklamada, antlaşmalar “daha sonra oluşan duruma kıyasla bir lütuf idi… Kıbrıs halkı kendilerinin istemediği ve peşinde koşmadığı bir Anayasa ile karşı karşıya kaldılar, ayrıca anayasanın yararlarını ve avantajlarını görebilmeleri için halka zaman tanınmadı. Yunanistan ile Enosis olmuyordu ama ondan daha iyi bir yanı bulunuyordu: Tüm halka bağımsızlık getiriyordu…”. Keşke her an adada veya Ege’de oluşacak talihsiz bir olay sonucu faaliyete geçebilecek bir yanardağın üzerinde oturmak yerine, 650 kişiden oluşan Türk askeri birliğinin mevcudiyetini ve müdahale hakkını sağlayan Zürih ve Londra Antlaşmalarına geri dönebilsek.

*

Daha önceki makalelerimde de vurguladığım gibi Türkleri ve Kıbrıslı Türkleri garantilerin ve müdahale haklarının kaldırılmasına ikna edebilmek için süresi belirsiz bir zamanın geçmesi gerekmektedir. Bu süre içinde Kıbrıslı Türklerin güvenlik duygusunu pekiştirmek için Kıbrıslı Helenlerle Kıbrıslı Türklerin 1955 yılından önce olduğu gibi, barış içinde kardeşçe yaşamaları gerekecek. Bu gerçekleşirse müdahale hakkı otomatik olarak kâğıt üzerinde bir yazı olarak kalmış olacak ve Antlaşma’nın feshedilmesini kabul etmesi için Türkiye’yi ikna etmek nispeten kolay olacaktır. Aksi takdirde “Garanti yok, asker yok” sloganı sadece politik açıdan olgunlaşmamış ve naif olan insanları etkileyecek duygusal ve hayali bir slogan olarak kalacaktır. Üç yıl önce yapılan bir ankette, Kıbrıslı Türklerin %89’unun Türkiye’nin müdahale haklarının korunmasından yana olduğu sonucu, Kıbrıslı Türklerin hissettiği güvensizliğin göstergesi olsa gerektir.

*

Ne yazık ki, biz de Kıbrıslı Türklerin güvenlik duygusunun yerleşmesine hiçbir şekilde katkı koymuyoruz. Arabalarıyla Lefkoşa’daki bir futbol kulübünün binasının önünden geçerken taşlanma ihtimali olduğuna göre garantilerin kaldırılmasını nasıl kabul edebilirler? Madem ki hiçbir hükümet bir Kıbrıs Milli marşı, daha doğrusu, devlet marşı oluşturmaya cesaret edemiyor ve biz Yunan milli marşını kullanmakta ısrar ediyoruz. Bu ise bizi “bir ulus-iki devlet” fikrine götürmekte ve esasen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni “ikinci bir Yunan devleti” olarak yorumlamamıza yol açmaktadır. Madem ki daha geçen ay iki Kıbrıslı Rum, televizyonda 1964 yılının Mayıs ayında, onlarca Kıbrıslı Türk’ü soğukkanlılıkla öldürdüklerini söyleyerek övünmüşlerdi. Buna karşılık bizim partilerimiz ve polisimiz hiçbir tepki göstermemişler ve Türkleri öldürmenin suç olmadığı mesajını vermişlerdi. Bu nedenle de cezalandırılamazlar. Katillere karşı gösterilen bu kayıtsızlık, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde mutlak bir hukuksuzluk düzeni, mutlak bir haksızlık adaleti ve mutlak bir ahlaksızlık düzeninin hakim olduğunu göstermektedir. Bu ise Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin barış içinde bir arada yaşamalarını düzenlemenin imkânsız olduğunu göstermektedir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar