Floransa’dan Roma’ya giden yolun geçtiği yer: Orvieto - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Poli

Floransa’dan Roma’ya giden yolun geçtiği yer: Orvieto

 

 


Tözer Karafistan
Tözer Karafistan
Gezip gördüklerim

11 Nisan Sabah saat dokuzda otobüsle Floransa’dan Roma’ya doğru yola çıkıyoruz. Bir saatlik otobüs yolculuğundan sonra tarihi şehir Orvieto’da duruyoruz. Öğleye kadar burada kalacak ve 21 bin kişilik nüfusu olan bu güzel şehri adım adım gezeceğiz.

Orvieto, İtalya’nın Umbria bölgesinin güney batısında yer alan Termi iline bağlı, Volkanik kalıntıların oluşturduğu dik uçurumlar üzerindeki yaylaya kurulmuş ve savunma amaçlı şehri çevreleyen dik kayalar üzerine yapılan kale duvarları da aynı taştan örülmüş ve uzaktan görüntüsü üzücü diye nitenen bu antik şehrin kuruluşu İsa’dan Önceki Etrusonlar’a (Etrüskler) kadar gider. Roma’dan Floransa’ya giden yolun control noktasına kurulan Orvieto, gerek stratejik ve gerek dini açıdan hep önemli olmuş.

Otobüs, gurubumuzu tepe üzerindeki şehre götürecek olan raylar üzerinde hareket eden elektrikli insansız aracın (Finiküler) kalktığı durakta indirdi. Hep birlikte araca binip yukarıya tırmanıp guruba öncülük edecek rehberle buluştuk.

Şehrin güneybatısında yer alan kale duvarları ve aşağıdaki ovanın manzarasını izledikten sonra bizi şehir merkezine götürecek otobüs durağına yüdük. Üçretsiz servis veren otobüsle kısa bir zamanda Katedralin önüne vardık. Orvieto Katedralinin inşaatı 1290 yılında başlamış. Beyaz traverten ve volanik taş olan bazaltın kullanıldığı kilise birçok açıdan Siena Katedraline çok benziyor. Binanının en ilginç yanı süphesizdir ki 1308 ile 1330 yılları arasında mimar ve heykeltıraş Lorenzo Maitani tarafından yapılmış ve ölümünden sonra da inşaatı devam eden ön cephedir.

Orvieto Katedrali

Orvieto’da görülmeğe değer yerler çoktur. Şehir olduğu gibi bir açık hava müzesidir denilebilir. Vakit gerektiren ve görülmeye değer yerlerden birisi de yeraltı tünel sistemidir. Volkanik taşın oyulmasıyle kazılan tüneller korunma amaçlı kazılmış, 1200 tüneli aşan tünelin biraraya gelmesiyle oluşan sistemde galeriler, basamaklar, kuyu ve kilerler,su depoları ve yüzyıllar boyu gereksinim duyulan odalar vardır. Tünel sistemi ancak organize edilen rehberlerle gezilebilir. City Palazzo,dan (Şehir Sarayı) başlayan tünel, şehir duvarlarının dışına kadar gider.

Orvieto’dan ayrılıp Roma’ya doğru yola koyuluyoruz.

Roma, İtalya’nın Lazio Bölgesinin başkenti olduğu gibi İtalya Vatikan Devletinin de başkentidir. Diğer bir deyişle Dünyamızda iki devletin başkenti olan tek şehirdir. Nüfusu üç milyona yakın olan şehrin çevresiyle nüfusu 4.5 milyona yakındır. Roma mitolojisi Roma şehrinin İsa’dan Önce 753 yılında kurulduğunu anlatıyorsa da Roma’nın 2500 yılı aşan bir geçmişi vardır. Avrupa’nın en eski yerleşim kentlerinden biri olan Roma, Latinler, Etrüskler, Sabinler ve sonra Roma Kırallığı, Roma Cumhuriyeti ve Roma İmparatorluğu izlemiş. 1871 yılında oluşturulan İtalya Kırallığının da başkenti olan Roma, İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1946 yılında İtalya Cumhuriyetinin Başkenti oldu.

2014 yılında Dünyanın en çok ziyaret edilen Şehirleri listesinde on dördüncü sırada yer alan Roma, UNESCO Dünya Mirası Sitesidir. Yıllar önce bir hafta sonu tatili dolayısıyla Roma,ya gelmiş ve ancak turistik otobüs turu yapabilmiştik. İkinci gelişimizde ise birkaç gün kalıp eşimin rehberliğinde epey yürümüştük. Bence Roma yürüyerek gezilmelidir. Bu sefer de öyle olacak ve üç gün boyunca yürüyeceğiz.

Otobüsümüz Kolezyum (Colosseo) önündeki park yerinde durdu ve bizleri bekleyen rehberle buluştuk. Buluşma yerimiz Kolezyum’un yanındaki Konstantin’in Kemerli Kapısının önünde oldu. 315 yılında tamamlanan ve Koezyum ile Palatine Tepesi arasında yer alan yapı 1’inci Konstantin’in 312 yılında Milvian Köprüsü Savaşında Maxentius’u mağlup etmesinin anısına yapılmış ve Dünyanın en büyük zafer kapısıdır. Kolezyum’un inşaatı ise İmparator Vespasian döneminde 72 yılında başlamış ve 8 yıl sonra Titus tarafından açılmıştır. İmparator Domitian döneminde (81-96 yılları) de bazı eklemeler yapılmış ve 50 ile 80 bin arasında yarışmacıyı ve 65 bin seyirciyi barındırabilecek büyüklükte bir yapıdır. Kolezyum’un uzunluğu 188 metre ve genişliği ise 156 metredir. Açılışında 5 binden fazla hayvan ve binlerce insan öldürülmüş olup, köle ve mahkumlardan oluşan gladyatör döğüşlerini de içeren ölümcül sahneler hayli ilgi gören eğlence türleri arasında yer almış.

Roma Forum’una (Foro Romano) doğru ilerliyoruz. Roma İmparatorluğu’nun siyaset, ticaret ve hukuk dünyasının merkeziydi. Resmi davaların görüldüğü ilikalar en büyük yapılara sahiptiler. İsa’dan Önce beşinci yüzyıldan İsadan sonraki beşinci yüzyıla kadar olan bin yıllık dönemde inşa edilen en önemli anıtlar burada yer alır. Bin yıl boyunca Roma’nın en önemli bölgesi olan Forum, bugün yukıntılar içinde olsa da rkeolojik olarak çok önemli sayılmaktadır. Forumda Septimius Severus Zafer Takı, Vesta Tapınağı ve Vesta Bakireleri Evi, Curia, Kastor ve Polluks Tapınağı, Titus Zafer Takı, Maxentius ve Constantinus Bazilikası, Vespasianus Tapınağı, Satürn Tapınağı, Antoninus ve Faustina Tapınağı yer alan önemli yapılardır.

Roma’yı değil üç günde üç ayda da dolaşsanız tümünü görmek mümkün değil. Bizlerin gezdiği en çok ziyaret edilen yerlerden bazıları hakkında kısaca yazmak istiyorum.

Fontana di Trevi (Trevi Çeşmesi ve Türkçe’de bilindiği üzere; Roma Aşk Çeşmesi) Roma’nın en ünlü yapılarından biridir. Roma’nın Trevi bölgesinde üç yolun birleştiği noktaya inşa edilmiştir. İtalyan mimar Nicola Salvi tarafından tasarlanmış ve Pietro Bacci tarafından  1762 yılında tamamlanmıştır.  26.3 metre yüksekliği, 49.15 metre genişliği olan Roma’nın en büyük barok tipi çeşmesidir. Çeşme, modern Aqua Vergine (Vergine Çeşmesi), Antik Roma’ya İsa Öncesi 19 yılında şehre su getiren kanalların yenilenmiş şekli olan Aqua Virgo’nun sonlandığı yerdir.

Paskalya dolayısıyla Avrupa’da tüm okulların tatil olduğu bu dönemde her tarafta öğrenci gurupları ve aşırı sayıda turistle dolaşıyoruz. Trevi Çeşmesinde bunalan genç bir adam çıplak olarak suya dalıp karşı taraftan karaya çıkıyor. Büyük tezahürat almışsa da sudan çıkar çıkmaz iki sivil polisin himayesinde götürülüyor.

İspanyol Merdivenleri Piazza di Spagna (İspanyol Meydanı) Roma’nı en hareketli yerlerinden biridir. 1723-1726 yılları arasında Francesco de Sanctis tarafından tasarlanan ve tepenin üstünde yer alan  Trinita dei Monti Kilsesine ulaşmak amacıyla yapılmıştır. Burada yer alan Fontana della Barcaccia çeşmesi de görülmeğe değer bir yapıdır.

Vittario Emanuelle II Anıtı, Piazza Venezia’da (Venedik Meydanı) yer alır. Altare della Patria olarak da bilinen anıt, Giuseppe Sacconi tarafından Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında yapılmıştır.

Ve son olarak da Katolik Dünyasının merkezi olan Dünyanın en küçük Alana sahip devleti olan Vatikan’a metro ile varıyoruz. Papanın da dahil olduğu 800 kişilik nüfusu olan bu 50 hektarlık lanı olan küçük Devlete giriş için pasaport veya vizeye gerek yok. Vatikan’a bağımsızlık 1929 yılında verilmiş.

1506 yılında Papa I. Julius, İsviçre askerlerinin yiğitlik ve bağlılıklarından dolayı Vatikan’ı korumalarını istemiş. O günlerden gelen bu Dünyanın en eski ordusu hala daha görevini sürdürüyor. Vatikan küçük bir olsa da görülmeğe değer birçok yeri bulunmaktadır.

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar