UBP’li, DP’li veya YDP’li, hiç fark etmez, tümünün de ortak söylemi şudur; “Ankara Faiz Sucuoğlu’nu istemez.”
“Reis Faiz’in üstünü çizdi” diyenler de var. (Hani kendilerini Reis’in KKTC bayisi sayanlar.)
Sucuoğlu’nun istenmediğine ilişkin yaygın bir tevatür var.
Benim hakikaten anlamadığım bazı noktalar var.
Şöyle sıralayabilirim;
Bir buçuk yıl önce yapılan UBP kurultayında da Ankara Sucuoğlu’nu istemiyordu. Nitekim Sucuoğlu’nun ikinci tura kalmasına ve seçimi kazanmasına kesin gözüyle bakılmasına rağmen müdahale etti ve kurultayı iptal ettirdi.
Sonrasında yaşananlar herkesin malumudur.
Kurultay kaldığı yerden devam etti ve oy kullanan 10 bine yakın UBP üyesinin yüzde altmışından fazlası Sucuoğlu’nu başkan seçti.
Sucuoğlu Başkan seçilir seçilmez seçim hükümeti kurdu ve ülkeyi seçime götürdü.
Seçimde yüzde 39 küsur oy aldı, 24 milletvekiline sahip oldu ve DP ile YDP’yle ortaklık hükümeti kurdu.
Kurdu da ne oldu.
Kurultaydan ve dahi genel seçimden önce UBP’lilerin sonra da vatandaşın onayın alan Sucuoğlu Ankara tarafından istenmemekte ısrar edildi.
Ankara’ya davet edilmedi.
Ankara’nın buradaki papağanları gevrete gevrete bu konuyu her Allahın günü dile getirdiler.
Sonra protokol imzalaması için davet edildi ama Sunat Atun krizi yaşatıldı.
Ankara’dan geldi, Sunat Atun krizi tırmandırıldı.
Cumhurbaşkanı’na “Sunat Atun’u görevden alıyorum, kabul etmezsen hükümetin istifasını veriyorum” dedi, darbecilerin içinde olan Cumhurbaşkanı hükümetin istifasını kabul etti ve ülkeyi krize sürükledi.
59 günlük hükümet yıkıldı.
Şimdi de bir türlü kurulamıyor.
DP ve YDP’ye hükümete girmeyin baskısı yapılıyor.
Faiz Sucuoğlu’nun çekilmesi ve hükümeti kurma görevinin UBP’den bir başka milletvekiline verilmesi isteniyor.
Anlayacağınız Sucuoğlu’na ve UBP’ye darbe yapılıyor.
Sonucunun ne olacağını da Cumartesine kadar hep birlikte göreceğiz.
Sucuoğlu ve UBP tarihlerinin en kritik günlerinden geçiyorlar.
Shakespeare’in söylediği gibi;
Olmak ya da olmamak…
