“Euroka, euroka, euroka! (Buldum, buldum, buldum)”; Filozof Arşimed kocakarılarla hamamda bayılmadan az önce bu sözlerle yarıçıplak bi’şekilde sokağa fırlamıştı. Niye mi? Çünkü bizim adam geceli gündüzlü kafa patlattığı sorunun cevabını bulmuştu? Hangi sorunun mu? Ölüsünün goca körü su’ya ilişkin Kaldırma Kuvveti Yasası’nı keşfetmişti. Şimdilerde bu basit sorunun cevabını daha tüyü bitmemiş veletler bile bilir ama o dönem bilim ve teknolojiden uzak bi’çağda Arşimed bunu ilk dillendiren düşünür oldu. Ya Newton’un Yerçekimi Kanunu’na ne demeli. Or’da da herşey bir elma’nın önce NewTon’un kafasına düşmesiyle başlamadı mı? Neyse, bu konuya yeniden geleceğiz. Mâlum, çok sular aktı ve artık bu küresel çağda özellikle teknoloji sayesinde bu fâni dünya daha da küçüldü. Üstüne de “yerçekimi, kaldırma kuvveti” derken Bosman Kanunu kapak yaptı ya; Artık en azından Avrupa Birliği (AB) vatandaşıysanız sözleşmeniz bittikten sonra serbest mal ve/veya hizmet gibi AB sınırıları içerisinde yabancı statüsünde olmaksızın transfer hakkına sahipler. Sıkıntı olursa hakem kim? Tabii ki FIFA ve onun görüş aldığı Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi. E bizim yabancı transferinde sıkıntı olursa hakem kim? Sarı Çizmeli Mehmet Ağa mı? Asla. Bi’defa çok yaşadık, yazdık, çizdik. Bi’defa daha yazalım; Geçen cuma günü saat 08:48’de Ercan’dan çıkış yapan bi’Bostancı Bağcıl futbolcusu vardı. Kimsenin haberi yoktu Türkiye’ye denenmeye gitmiş efendi! Karayel Hoca antrenmana inmiş ama bi’bakmış ki bizim yabancı arkadaş yok. Hasan Besim Başkan’da küçükten bi’araştırma ve konu hemencecik anlaşılmış. Neymiş? Bi’süper lig takımının(!) bi’süper lig futbolcusu(!) ada’ya ‘sormadan git hanı’ muamelesi yapmış. Bunun üzerine Hasan Başkan geçen pazar akşamı BRT’deki programa bağlandı durumu anlattı. Çözümü de söyledi; Bizim yabancı transferi Türkiye’den bi’hafta sonra bitmeli ve ‘kaçan/kaçak yabancılar’ yerine yeni filiz lisanslı yabancı oyuncu hakkı verilmeli konusunu gündeme getirdi. Başkan haklı en azından geçici çözüm yerinde. E başka n’apmalı? Uçan paraların yerine konacak herhangi bi’para blokesi var mı? Yok. “Menajer” denilen arkadaşlara ilişkin Futbolcu Temsilci Talimatı ne âlemde? E o da şimdilik yok. E hâl böyle olunca da yabancı futbolcular ada dışına, bizim yöneticiler de ada içinde yaptıkları yatırımlara ilişkin bi’hava almaca veya üzerine soğuk bi’su içmece durumları. Hâlbuki ilgili futbolcunun manejeri üzerinden konu nakit cinsinden teminata bağlansa, o futbolcu kaçak filmini çevirebilir mi? Asla. Geçmişte para hırslarına yenik düşen bi’sürü yabancı oyuncu şike ve doping konularında aktif olmadılar mı? Oldular. Haa, iyilerini tenzih ederim ama bir bölümü maalesef aldıklarının karşılığını ödemediler. E karşıdan bakıca ne var? Binlerce kilometre evlerinden uzakta olan bu bebelere insanca yaşama hakkı veriyor muyuz? Geçen bu konuda bi’söyleşi okudum! E onlar da bizden memnun değil. Röportajı okurken o anda ilk aklıma gelen cümle ise; “Madem ki memnun değilsin, bu adada ne işin var be yeğen” oldu ama n’apsın yavrucaklar. Onlar da ekmek parası derdinde. Sonuç mu? Kimse ırkçılık olarak algılamasın ama birçoğunuz gibi bendeniz de artık yabancısız bir lig arzuluyorum. Geçmişte yabancıların kalitelisini en çok savunanlardan biriydim ama artık bu görüş bedenden uçtu, gitti. Orta vadeye yaymak üzere azar azar bu iş in kökü kazınmalı. Ne’re kadar mı? Endüstriyel futbol ailesinin bi’ferdi olana kadar. “E yerli oyuncuların fiyatı artacak” diyenler olabilir. Onlar da artık akıl koydu. Bu arz-talep ilişkisi sürdürülebilir bi’durumdan çıktı. Bu transfer fiyatları konusuna da KTFF müdahil olmalı, tıpkı FIFA’nın Salary Cup’ı gibi. Bu konuyu da başka zaman inceleriz. İnşallah Hasan Besim Başkan da Arşimed gibi; “Euroka, euroka, euroka (Buldum, buldum, buldum)” demez ilgili futbolcusu hangi cehennemdeyse…
