Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu KKTC’de…
Başbakan İrsen Küçük ise ABD’de…
Kıbrıs sorunu ile ilgili çarpıcı mesajlar vermekte…
Verdiği mesajlarda, Kıbrıs Türk lideri gibi, “Kıbrıslı Rumlara barış elimi uzatıyorum” demekte…
Birleşmiş Milletler’in en üst düzey yetkilileri ile görüşmekte…
ABD’den KKTC’ye, Türkiye’ye, Yunanistan’a, Güney Kıbrıs’a barış mesajları göndermekte…
Ama burada bir Cumhurbaşkanı var…
KKTC siyasi geleneğinde, Cumhurbaşkanı bir kez devre dışı kalmıştı…
O da Annan Planı öncesi ve hemen sonrasında…
Dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, kademeli bir şekilde pasifize olurken, dönemin Başbakanı Mehmet Ali Talat öne çıkmıştı.
Benzer bir süreç de Küçük’ün ABD ziyareti ile başladı…
Başbakan, “toplum lideri” gibi davranırken, Cumhurbaşkanı, Silahtar’da “Rumları ilelebet bekleyemeyiz” deyip, masaya davet yapmakta…
Türkiye Dışişleri de devrede
Başbakan İrsen Küçük’ün, Türkiye Başbakanı Erdoğan ile aynı süreçte ABD’de olması ve “dışişleri” odaklı temaslarda bulunması KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın yapabileceği işler değil.
Elbette Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın da bu organizasyonların planlanmasında ciddi katkısı vardır.
Bakınız sürece…
“Rumlar engellemesin” korkusu ile temasların hiçbiri önceden açıklanmıyor.
Son sıkı temas da dün yapıldı.
BM’nin iki numaralı ismi Jeffrey D. Feltman ile bir araya geldi.
Bunlar önemli adımlar elbette.
KKTC’de iç siyasetin saçma sapan iktidar kavgaları içerisinde debelenip durmakta.
Kıbrıs sorununun önemini unuttuk.
“Kıbrıs sorununun çözümünde hep bir adım önde” politikalarını da unuttuk.
Taşınmaz Mal Komisyonu nisan ayında 15 Rum’a 6.5 milyon Euro ödedi.
34 Rum’a ise toplam 11 milyon Euro ödendi.
Türkiye’nin mali olarak desteklediği sistem ile Kuzey Kıbrıs’ta ciddi bir toprak alımı yapılıyor ve bu topraklar “para ile alınarak” Türk toprağı yapılıyor.
Hızlı bir “çözüm” olmasa da, “çözülme” süreci devam ediyor…
Cumhurbaşkanı nerede?
Tam da bu noktada, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun sürecin dışına çıktığı görülüyor.
Türkiye Dışişleri…
Aslında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti…
Yani 10 yıldır Türkiye’yi yöneten AK Parti Hükümeti…
KKTC’de yeni bir siyasi tasfiye süreci başlatmış olabilir mi?
Şimdi kısaca şunları hatırlamakta fayda var…
Önce Taşınmaz Mal Komisyonu ile ilgili oluşumu Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü UBP. AK Parti, AB ilerleme sürecinde bunu hayati bir adım olarak görürken, Eroğlu’nun liderlik ettiği UBP, soluğu anayasa mahkemesinde almıştı.
Ardından Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki keskin UBP- AK Parti ayrılığı… Ya da “AK Parti- Eroğlu” ayrılığı…
Ve son olarak da UBP içerisindeki iktidar kavgaları, hükümet içerisindeki keskin ayrılıklar…
AK Parti’ye açıkça ayrı düşen Cumhurbaşkanı…
Eroğlu tam da şimdi…
Yani Başbakan İrsen Küçük’ün ABD ziyaretinde bir değerlendirme yapacaktır.
Şimdi bir süreç yaşanıyor.
Cumhurbaşkanı hızla yalnızlaşıyor, “siyasi” olarak.
Tabloya bakıldığı zaman görünen net:
Hem KKTC’de iktidarı, hem UBP’yi hem de Türkiye’deki iktidar desteğini kaybediyor…
Yani yalnızlaşıyor…
***
Namsoy burada… Miş gibi…
Günlerdir, ABD’ye giden Başbakanlık heyetinde, Lapta Belediye Başkanı’nın eşi ile birlikte yer aldığı yazılıp çiziliyor…
UBP milletvekilleri televizyona çıkarak bunu eleştiriyor…
Hatta üzerine televizyon programları dahi yapılıyor.
Yetmiyor, gazete manşetleri de atılıyor.
Maalesef geldiğimiz son noktayı özetlemesi açısından da Namsoy’un son üç gündür yaşadıkları güzel örnek…
Dedikodu sarmalında…
Gerçeğe bakmadan…
Kişi onur ve haysiyetini hiçe sayarak…
Milletvekili de…
Gazetecisi de…
Vatandaşı da haliyle…
Sallıyor bu toplumun…
Adam burada, topyekun “ABD’ye git miş gibi” sallıyor herkes…
Tam da ruh halimiz bu…
Ağızdan çıkanı kulak duymuyor…
“Mış” gibi yaşıyoruz…
Mış gibi…
