Emre Değirmencioğlu'ndan günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu

ABD hisse senedi endeksleri dün geceyi yeni rekorlarla tamamladı

 Öte yandan, ABD dolar endeksinde ve ABD tahvil faizlerine gelen alım isteği de doları desteklemeye başladı


 Trump’ın borç tavanını ertelemesi, Kuzey Kore riskinin düşmesi ve İrma kasırgasının tahmin edildiğinden daha az zarar vermesi sert satılan doları nefeslendirdi

 Bayram tatilinde sert gerileyen Türk Lirasının da içerde döviz likiditesinin sıkışması ile bu sabah hızla 3,47’nin kıyısına kadar geldiğini görüyoruz

 USD/TL kurunda 3,4750 seviyesini geçilmesi hızla 200 günlük ortalamalara doğru isteği artırabilir (bakınız grafik)

 Bugün önemli bir gün. Dışarda İngiltere Merkez Bankası faiz toplantısı (faiz artırımı beklenmiyor) merakla bekleniyor

 Günün ikinci yarısında ABD enflasyon verisi büyük önem arz ediyor (yüksek bir enflasyon doların şahlanmasına neden olabilir)

 İçerde ise TCMB’nin olağan toplantısı (herhangi bir değişiklik beklenmiyor) göz ucuyla takip edilebilir

 Ø  Dolar endeksinde ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yukarı yönlü hareket Doların elini kuvvetlendirmeye başladı

grafik1

Kaynak: Reuters

 Ø  USD/TL kurunda teknik grafik hareketlenmeye başladı. 200 günlük ortalamalar yukarda 3,4987 seviyesinde…

 Bayram dönemi öncesinde, TL leyine kaleme alınan yurtdışı raporlar (döviz sat TL al ve yüksek faizden faydalanan) stratejisine paralel USD/TL kuru peş peşe teknik seviyeleri kırarak (sırası ile 3,55 ; 3,52 ; 3,4750 ; 3,42) en düşük 3,3890 seviyesine kadar gerileme kaydetti. Teknik anlamda düşüşün bir sonraki adımının haftalık grafiklerde 3,35-3,36 seviyelerine kadar da devam etmesi de haliyle gündem geldi. Netice itibarı ile yurtdışı risk iştahının bu denli kuvvetli olması, risklerin göz ardı edilerek getiri peşinde koşan paranın yüksek faizli TL enstrümanlardan nemalanma girişimi, kur cephesinde ana yönün bir müddet daha aşağıya işaret ettiğini pek çok analist gibi biz de dillendiriyorduk. Lakin, son günlerde bu satırlarla anlatmasını pek de kolay olmadığı bazı gelişmeler yaşandı. Dilimiz döndüğü kadar anlatmaya çalışalım.

 Hatırlanacağı üzere, ekonomiye can suyu olarak verilen ve büyümeyi % 5’in üzerine taşıyan ana etmen kısa sürede tutarı 200 milyarı aşan KGF (Kredi Garanti Fonu) olarak kabul ediliyor. Haliyle, kaynak sıkıntısı yaşayan bankalar, bu krediyi vermek için kendi kaynaklarına veya ellerine olan mevduatlara baktılar. Kaynak sıkıntısının ana problem olduğu sektörde, hatta kredi/mevduat rasyosunun % 140-150’lere ulaştığı bir ortamda, bankalar ilk önce kaynak yaratabilmek adına TL mevduat faizlerini saldırarak neredeyse mevduat faizlerini % 15 seviyesine kadar çıkardılar. Kaynak bulmada sıkıntının devam etmesi nedeniyle, ellerine olan döviz fazlalığını da Londra’ya satıp karşılığında TL aldılar (buna değiş dokuş deniyor teknik adı swap). İlk bacakta satılan dövize karşı TL alınırken, ikinci bacakta TL geri verilip döviz alınıyor. Bankalar ellerinde olan dövizi verip TL almaları ardından, yurtdışı raporların da döviz satıp TL al ve yüksek faizden faydalan yönünde stratejilerine paralel yabancılar da döviz satıp TL aldılar. Lakin, yabancıların aldıkları TL’yi tahvil piyasasında değerlendirmek istemediklerini görüyoruz. Hazine’nin yüksek borç çevirme rasyosu ve beraberinde bütçeye verilen destek nedeniyle açığı fonlama ihtiyacı, yüksek borçlanmaya, bu nedenle de ikincil piyasa faizleri üzerinde baskı yaratmak suretiyle kazanç elde edilmesine pek de olanak vermedi. Bu bağlamda, yabancı yatırımcı da elindeki TL ile Türkiye’ye gelip döviz ile swap yaparak getiri elde etmeye çalışırken, içerdeki bankalar Londra’ya verecek döviz bulamayınca çarşı amiyane tabir ile hafta başında karıştı. Yurtdışında (döviz satıp TL alan yabancı) TL ellerine kalanınca, döviz swap faizlerini aşağıya çekmeye başladı (içerdeki TL faiz ile dışardaki TL faiz arasındaki makas açıldı). Bu nedenle de TL’nin sert bir satış baskısına maruz kaldığını görüyoruz. Döviz satan yabancı, elindeki TL ile yüksek getiri elde edemeyince, son dönemlerde 3,40 ve altından satılan dövizler (trenin son vagonuna atlayanlar) panik yaparak yeniden TL satarak piyasadan döviz talebi yaratmak suretiyle kurun yukarı gelmesine neden oldu.

 Aslında bu noktada bir konun daha altını çizmek gerekiyor. Sermaye girişlerinin rotası Türkiye olunca, kur kademeli bir şekilde yavaş yavaş aşağı yönlü süzülürken, işler tersine dönünce, veya risk iştahı herhangi bir nedenle azalınca, kurun çok süratli bir şekilde yukarı yönelebileceğini de görüyoruz. Bu anomaliye dikkat etmek gerekiyor.

 Teknik olarak USD/TL kurunda aşağı yönlü hareketin 3,35-3,36 seviyelerine kadar devam edebileceğini haftalık grafiklerde görebiliyorduk. Lakin, TL swap faizlerinde yukarda anlatmaya çalıştığım hadise ve beraberinde doların da hem endeks olarak hem de faizler olarak yukarı yönelmesi, TL’nin sert değer kazanımın törpülemeye başladı. İçerde sıkışan dolar likiditesi, talep yaratınca, kurun da yukarı gelmeye başladığını görüyoruz.

 Aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, takoz formasyonun (sarı kesik) sanki sıkışmasını bitirerek yukarı gitme isteği içine girmiş bir görünüm arz ediyor. Özellikle, 3,4750 seviyesinin aşağı geçilmesi ile büyük bir boşluk oluşmuş, kur 3,3890 seviyesine kadar gerilemişti. Benzer bir şekilde, 3,4750 seviyesinin aşılması, kuru 200 günlük ortalamaların geçtiği 3,4987 seviyesine kadar taşıyabilir. Tansiyonun azalması durumunda ise, aşağıda en büyük destek seviyesi 3,35 – 3,36 aralığında bulunuyor.

grafik2

Kaynak: Reuters

 Ø  İngiltere cephesinde bugün sonuçlanacak olağan BoE faiz toplantısı gündemin ilk sırasında yer alıyor

 Enflasyon artmaya ve İngiltere Merkez Bankası’nın sabrını zorlamaya mı başladı sorusunun cevabını bugün alacağız. Salı günü açıklanan verilere göre yıllık TÜFE % 2,9 seviyesine yükselirken, yıllık çekirdek TÜFE de yeniden % 2,70 seviyelerine yükseldi (2012’den bu yana en yüksek). Aynı zamanda, dün açıklanan verilere göre, işsizlik oranı % 4,3 seviyesine gerileyerek 1975 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilerken, saatlik kazançların ise artmadığı görülüyor. Aslında, İngiltere ekonomisi kağıt üzerinde enflasyon üretse de veya istihdam artışı dolu dizgin gelse de, çalışanların kazançlarının artmadığının görüyoruz. Bu nedenle, kuvvetle muhtemel, Brexit belirsizliği de masa üzerinde tüm heybeti ile durmaya devam ettiği bir ortamda, İngiltere Merkez Bankası’nın bugünkü olağan toplantısını pas geçebileceğine daha çok ihtimal tanıyoruz. Ancak, 9 üyeli karar komitesinin oy dağılımı Sterlin’in seyrini tayin edecektir. Faizlerin 7-2 oyla sabit tutulmasına göre, 6-3 sabit tutulması arasında Sterlin’in değerini etkileyecek kadar büyük bir fark olabileceğini düşünüyoruz.

 Dün Sterlin çaprazları ile ilgili görüş paylaşmıştım. GBP/TL kuru ile ilgili de aşağıdaki grafikten de görülebileceğe üzere 3,44 / 3,45 seviyelerinden destek bulan kur, teknik anlamda yeniden yönünü 4,70 seviyesine çevirmiş olabileceğini düşünüyoruz.

grafik3Kaynak: Reuters

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar