Emre Değirmencioğlu'ndan günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu

Hafta sonu, Kuzey Kore’nin kuruluş yıldönümünde herhangi bir füze denemesinin gelmemesi, küresel risk iştahı üzerinde olumlu bir etki yarattı

 MSCI dünya hisse senedi endeksleri (47 ülke borsasını kapsıyor) dün tarihinin en yüksek seviyesini test etti


 Jeopolitik risklerde görülen azalma ve FED’in bu yıl faiz artırımına gitmeyeceği beklentisi, elverişli finansal koşulların devam edeceği anlamına geliyor

 Haliyle, zayıf ABD doları güçlü “herşey” yüksek getirili para birimlerinin de talep görmesine neden oluyor

 Nominal anlamda en yüksek faizi sunan Türk Mali piyasalarına yönelik iyimserliği bu minvalde değerlendirmek gerekiyor

 Dün Türk Lirası 3,39 seviyesinin diplerine kadar gerilemesi ardından doların değer kazanması ve kurumsal alımları eşliğinde yönünü yukarı çevirerek günü 3,41’de tamamladı

 Mevcut konjonktür, Türk Lirasında geçen Aralık’ta dolar bozdur kampanyası döneminin en düşük seviyesi olan 3,3410 veya teknik anlamda 3,35 seviyesini gündeme getirebilir

 Dün Türkiye ekonomisi kamu destekli vergi indirimleri ve KGF’nin yarattığı “hormonlu” büyüme etkisi ile yılın ikinci çeyreğinde % 5,1 büyüdü

 Büyüme rakamı her ne kadar Avrupa’nın iki katı, Çin ve Hindistan’dan sonra gelse de, makine ve teçhizat yatırımlarının ekside olduğunu görüyoruz. İnşaat ile büyümüşüz

 İngiltere’de açıklanacak enflasyon ve perakende satışlar günün ilk yarısında takip edilebilir

 Haftaya düzenlenecek olağan FED toplantısı öncesinde dolarda bir miktar düzeltme görebileceğimizi düşünüyoruz

 Ø  Piyasa Özeti ve Yorumu

 ABD cephesinde kasırgalar endişe ile takip edilse de, küresel iyimserlik de bir o kadar hevesli bir şekilde piyasaları etkisi altına almaya devam ediyor. Dün bu bağlamda, 47 ülkenin endeksini kapsayan MSCI dünya hisseleri endeksi tarihinin en yüksek seviyede kapanış gerçekleştirdi. Haliyle insan sormadan edemiyor. Bu kadar iyimserliğin arkasında yatan ana itici güç ne acaba? Bunun şu anda kanımca en büyük nedeni olarak önde gelen merkez bankalarının sunmuş olduğu ultra gevşek para politikası duruşu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta olumlu likidite koşullarının bir müddet daha devam edeceğine yönelik inanış da yatırımcıların risk alma iştahını daha da kamçılıyor. Önde gelen merkez bankalarının, küresel kriz dönemi öncesinde bilanço büyüklüklerini kabaca 3,4 trilyon dolardan 14 trilyon dolar seviyesine yükseltmesi, alınan tüm bu önlemlere rağmen enflasyonun halen daha artmaması, gevşek duruşun bir müddet daha devam edeceği inanışın da besleyerek yatırımcıları getiri peşinde koşmaya devam ettiriyor. Trump’ın nelere muktedir olduğunun siyasi manada sorgulandığı, FED’in düşük enflasyon nedeniyle bırakın bu yılı 2018’de bile ancak 1 kez faiz artırabileceğinin fiyatlandığı bir ortamda, risk iştahı hız kesmeden başta hisse senetleri ve devamında gelişmekte olan ülke para birimlerine hücum etmeye devam ediyor. Trump’ın seçilmeden önce Kasım 2016’da % 1,7 seviyesinden olan ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin, Trump’ın duvarlar inşa edeceği, vergi indirimi ile büyüme vaadi ve beraberinde trilyon dolarlık alt yapı projelerine imza atacağı beklentisi ile % 2,7’ye yükselmesi ardından, seçim meydanlarında verilen vaatlerinin şimdilik altının doldurulamaması nedeniyle, dün sabah ABD faizleri % 2,02 seviyesine geri gelerek son 10 ayın en düşük seviyesini test etti. ABD doları cinsinden daha az risk almak isteyen yatırımcılar hisse senetleri ve tahvillere yönelirken, daha da risk almak isteyen yatırımcılar gelişmekte olan ülke para birimlerinin yüksek faizlerine sığınmaya devam ediyor. 2016 yılında yaşanan tatsız olaylar, 2017 Ocak ayında 4 seviyesinin kıyısından dönen USD/TL kuru, TCMB’nin geç de olsa faiz silahına sarılması ve elbette siyasi tansiyonun da düşmesi ile uzunca bir süre 3,50 – 3,55 bandından salınması ardından, TL’nin ucuz olduğuna yönelik raporlar, dahası yüksek enflasyon nedeniyle faizleri 2017 yılından indirmesi pek de mümkün görünmeyen TCMB’nin sunduğu gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en yüksek faizi paralel TL’nin rağbet görmesi ile kurun da 3,40 seviyesinin altını test ettiğini görüyoruz. ABD cephesinde gevşek para politikası duruşunun korunması, faizlerin artmayacak olması ve dahası içerde de faizlerin yüksek seyir, yatırımcıları dolar sat TL al ve faiz avantajında faydalan stratejisine yönelterek TL’nin değer kazanmasına neden oluyor. Bu eğilim, yurtdışı olumlu havanın devam etmesi koşulu ile bir müddet daha korunacağa benziyor.

 Lakin, aşırı iyimserliğin de yatırımcıları korkutmadığını söylemek de pek doğru olmayacaktır. Her ne kadar Kuzey Kore riski bu hafta sonu herhangi bir füze denemesi gelmemesi nedeniyle daha az konuşulsa da, ABD cephesinde kasırgalar ve Trump’ın demokrat millet vekilleri ile borç tavanı konusunda anlaşması önemi bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Bu minvalde, nelere muktedir olduğu sorgulanan ve ABD dolarındaki zayıflığın baş mimarı olarak görülen Trump’ın biraz daha zeminini güçlendirmesi durumunda, içerde törenle gerileyen kurun hızlı bir şekilde yeniden yönünü yukarıya çevirebileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda, dün 3,39 seviyesinin kıyısına kadar gerileyen USD/TL kurunda, iyimserliğin devam etmesi durumunda aşağıda 2016 yılının Aralık ayında dolar bozdur kampanyası ile gerileyen 3,3410 veya haftalık grafiklerde öne çıkan 3,35 seviyesi gündeme gelebilir.

 Dün TÜİK 2017 yılı ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi geçen yılın aynı dönemine göre % 5,1 büyürken, (piyasa beklentileri % 5,3), takvim ve mevsim etkisinden arındırılmak suretiyle hesaplanan verilere göre bir önceki çeyreğe göre büyüme % 2,1 olarak gerçekleşti. Elbette, güçlü büyüme verisi ardında yürürlükte olan KDV indirimleri ve KGF kredilerinin yattığını söylemek gerekiyor. Piyasa tanımlaması ile “hormonlu” bir büyüme olarak görülen bu takdire şayan tablonun devamı konusunda da soru işaretleri hakim. Büyümenin alt detaylarına baktığımızda, hane halklarının  nihai tüketim harcamalarının % 3,6 büyüdüğünü; devletin nihai tüketim harcamalarının % – 4,3 düştüğü, sermaye harcamalarında ise % 9,5 oranında güçlü bir artış olduğunu görüyoruz. Büyümenin ağırlıklı olarak inşaat harcamalarından geldiğini, makina ve teçhizat yatırımlarının daralmanın devam ettiğini not edelim. Bu bağlamda, söz konusu büyüme rakamın kuvvetle muhtemel bir çeyrek daha devam edebileceğini, devlet destekli tedbirler ile geçen senenin hatırlamak istemediğimiz ve ekonomik aktiviteye darbe vuran olumsuzluklarını önlediğini;  ancak devamının aynı ölçüde bu tip bir büyüme stratejisi ile korunamayacağını düşünüyoruz.

 Yeni gün başlangıcında ana hatları ile iyimserlik devam ediyor. Güvenli limanlara sığınma isteği bir miktar azalmış gibi görünüyor. Altının ons fiyatı 1,360 dolar seviyesinin kıyısından 1,326 seviyesine kadar gerilemiş. Bu bağlamda ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin getirisi de 10 ayın dibinden kısmen toparlamış görünüyor. ABD dolarında kısmi toparlanma ile EUR/USD paritesi 1,1950’li seviyelere çekilirken; USD/TL kurunun da 3,41 seviyelerine yükseldiğini görüyoruz. Bugün sabah saatlerinde İngiltere’de açıklanacak enflasyon rakamları takip edilebilir. FED’in haftaya düzenlenecek olağan toplantısı öncesine doların bir miktar da olsa toparlanmasına imkan tanıyoruz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar