Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, yeni öğretim yılının açılacak olması nedeniyle yaptığı açıklamada “eğitim sistemi mutlaka değişmeli” dedi ve yaşanan sorunları açıkça dile getirdi. Yıllardır bu satırların yazarı olarak bu köşeden veya televizyon ekranlarından sayın bakanın söylediğini defalarca söyledik. Sayın Arabacıoğlu’nu yine de takdir ettim. Çünkü açık yüreklilikle, sorunları dile getirdi, parmağının arkasına saklanmadı ve net bir şekilde eğitim sisteminin değişmesi gerektiğini söyledi. Bunu uzun süredir herhangi bir eğitim bakanının ağzından net olarak duymamıştık. Sendikalarla diyalog konusunda da her zaman açık olduğunu ve onları “karşıda” görmediğini de dile getiriyor. Bu da gösteriyor ki, sistemin değişmesi için ortam uygundur.
Ancak Sayın Arabacıoğlu’na hatırlatmam gereken bir şey var. Eğitim sistemini değiştirmek için siyasi irade gerekiyor. Bence esas sıkıntı burada kaynaklanıyor. Bugüne kadar geçen sürede çok az iktidar siyasi irade göstererek eğitimde değişiklik yapabilmiştir. Tüm bilimsel uyarılara rağmen değişiklik yapmayı reddetmiştir. “Salla külahı ye pilavı” anlayışı daha çok hakim olmuştur.
Bu nedenle Mehmet Ali Talat’ın Eğitim Bakanlığı dönemi hep hatırlanmaktadır. Yapılanların doğruluğu yanlışlığı bir kenara, Talat’ın eğitimde aldığı radikal kararlar ve değişimler bugün 20 yıl sonra bile konuşulmaktadır. Talat’ın o dönemde siyasi bir kararlılığı vardı. Hatta hükümete rağmen bazı kararları da aldığı bugün dahi söyleniyor.
Dolayısı ile Sayın Arabacıoğlu’nun yaptığı tespit doğrudur ama bunun için kararlılık gerekir. Aslında Sayın Arabacıoğlu’nun arkasında koskoca 5. Milli Eğitim Şurası kararları durmaktadır. Orada alınan kararları beğenirsiniz beğenmezsiniz ama çok sayıda akademisyenin, öğretmenin, uzmanın, yöneticinin imza koyduğu kararları uygulanmasında başlayarak adım atılabilir. Çünkü siyasetçinin görevi eğitim bilimi ışığında şura ve benzeri akademik kurulların önerilerinin hayat bulmasına yardımcı olmaktır. Bizim ülkemizde eğitimde yaşanan sorunların ana sebeplerinden biri de, siyasetçinin kendini eğitim bilimcilerin yerine koyması ve kendi kafasına göre eğitimde siyasi kararlar almasından kaynaklanmaktadır. Bunu Sayın Arabacıoğlu böyle davranıyor anlamında söylemiyorum. Geçmişte bunlara çok tanık olduk. Sayın Arabacıoğlu eğitimi ve eğitim bakanlığını tanıma sürecini tamamladı. Artık adım atma, karar alma dönemine girmiş bulunuyor. Zaten eğitim sisteminin değişmesi gerektiği yönündeki tespiti de yaptığına göre sıra adım atmaya geldi.
******
Kamusal eğitimde nitelik her geçen gün geriye doğru gidiyor. Bundan dolayı özel okullar prim yapıyor. Sınav odaklı eğitim sistemi nedeniyle özel ders için tahmin edilemeyecek boyutta paralar harcanıyor. Çocuklar yarış atı gibi yarıştırılıyor.
Çocuklarımızın bireysel yetenlerine göre eğitileceği, eleştirel düşünce, problem çözme yeteneklerinin geliştirileceği bir sistem arayışında olmamız gerekir.
Müfredatın yeni öğretim yılında değilse bile bir sonraki öğretim yılına hazır olacağını düşünürsek, iyi düşünülmüş, ihtiyaçları karşılayacak yeni bir eğitim sisteminin de hayat bulması gerekiyor. Geçmiş yıllarda hesapsız kitapsız alınan kararların bugün bile etkilerini görebiliyoruz.
Bundan dolayıdır ki eğitimde atılacak her adım iyi düşünülerek atılmalıdır. Aslında insanın olduğu her platformda bu böyle olmalıdır. Siyasetçinin iki dudağı arasında gidip gelen bir eğitim anlayışı bilimsel olmadığı gibi başarılı olma şansı da yoktur. Bugüne kadar da çoğu zaman böyle oldu zaten…
Şimdi biz Sayın Arabacıoğlu’nun “eğitim sistemi mutlaka değişmelidir” ifadesinin arkasında durması ve en erken bir zamanda bu yönde çalışmaları başlatmasını bekleyeceğiz.
Takipçisi olacağız.
