Dünyada açlık, yoksulluk, savaş ve politikacıların hırsları insanların hayatlarını alt üst eden sonuçlar yaratıyor.
Biz Kıbrıslılar yıllardır devam eden milliyetçilik travması sonucu ya evlerimizden işlerimizden etkilenerek göçmen olduk.Ya da başka ülkelere göç etmek zorunda bırakıldık.
Akdeniz son yıllarda mültecilerin felaketleriyle anılır oldu. Özellikle Suriye’li , Afgan’lı ve Afrikalı insanlar yaşadıkları ülkelerden kaçıp, büyük umutlarla başka ülkelere gitmeye çalışırken Akdeniz’in dalgaları arasında hayatlarını kaybetme tehlikesiyle, büyük mücadeleler veriyorlar.
Göçmenlik de , onun daha vahimi olan mültecilik de , tüm insanlık için kanayan bir yaradır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 4 Aralık 2000 tarihinde alınan karar gereği her yıl 20 Haziran’da kutlanan Dünya Mülteciler Günü, mültecilerin haklarını korumak ve bu konuda kamuoyunda farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir.
Bu yılki Dünya Mülteciler Günü teması “Birlikte iyileşiyor, öğreniyor ve parlıyoruz.” olarak belirlenmiştir. Dünya Mülteciler Günü, dünyanın her yerindeki farklı inançlara mensup insanları, vatansız kişileri, yerinden edilmiş insanları, mültecileri ve evlerinden kaçmak zorunda kalan diğer kişilerin haklarını vurgulamak adına önemli bir gündür.
Bu günde politikacılar ortaya çıkıp, insan haklarıyla dolu cümleler kuruyorlar. Özellikle Batı’lı ülkelerdeki sivil toplum örgütleri , mültecilerin haklarını korumak için örgütlenmeye çalışıyorlar
Oysa MÜLTECİLİK çelişkisi, DOĞU- BATI ülkeleri arasındaki her alandaki farklılıktan ortaya çıkmaktadır.
Demokrasi yoksunu ülkelerde, geçim de buna bağlı olarak çok zor koşullarda insanları zorlamaktadır.
Geri kalmış ülkelerin politikacıları, kendi ülkeleri içinde yaşayan farklı kimlik sahibi insanlara etnik ayrımcılığın her türünü uygulamaktadır.
Özellikle Amerika ve Rusya bu gibi ülkelerde etkili olmak için, BÖL VE YÖNET politikalarını vahşice uygulamaktadır.
Ukrayna-Rusya krizi, Batı’dan da göçmenler ve mülteciler olabileceğini herkesin gözünün içine sokmuştur.
5 milyona yakın Ukraynalı çevre ülkelere doğru hareket ederek, dünyadaki mülteci sayısını alabildiğine arttırmıştır.
Türkiye de mülteci hareketlerinden en fazla etkilenen ülkeler arasındadır. Son yıllarda 4 MİLYON civarında insan, mülteci olarak Türkiye’ye sığınmıştır.
Kuzey Kıbrıs üzerinden Güney Kıbrıs’a geçip, mülteci kervanına katılanların yıllık sayısı ON BİN’ in üzerindedir.
BM nin 20 Haziran’ı DÜNYA MÜLTECİ GÜNÜ olarak ilan etmesi, soruna yeniden dikkat çekmek bakımından önemlidir.
Biz insanlar, mültecilere, bize yapılmasını istemediğimiz eylemlere uğramış insanlar olarak bakmalı ve onların yaşadıklarını daha derinden hissetmeliyiz.
Dünya, hayvanların, böceklerin, bitkilerin de ortak vatanıdır. Bunların yanı sıra tüm insanlığın vatanıdır.
Mülteciler, bu ortak vatanda acıların en derinini yaşayan kardeşlerimizden başka bir şey değildir.
