TL’nin dün gelişmekte olan ülke para birimlerinden olumlu anlamda ayrıştığını gördük
1 Kasım seçimlerden Türkiye’nin hükümetsiz kalmayacağı yönünde beklenti fiyat davranışına girmeye başladı
Yarın sonuçlanacak TCMB PPK toplantısından önemli bir değişim beklenmiyor
Ancak, Perşembe günü sonuçlanacak ECB faiz toplantısına yönelik ise bazı beklentiler fiyatlanmaya başlandı
Piyasa Özeti ve Yorumu
Dün Türk mali piyasaları, Çarşamba günü sonuçlanacak içerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) faiz toplantısı ve dışarda Perşembe günü sonuçlanacak Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısını bekleyerek günün ilk yarısını yatay tamaladı. Dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, ABD’de son dönemlerde gerek mikro gerekse makro cepheden gelen zayıf verilere paralel EUR/USD paritesi geride bıraktığımız hafta 1,15 seviyesine dayanarak ciddi bir yükseliş kaydetmiş, EUR’da yaşanan yükselişe karşı rahatsızlık ise ECB kanadından Nowonty’nin sözlü müdahalesi ile gelmişti. Alınan tüm önlemlere rağmen Kıta Avrupasında var olan zayıflık ve güçsüz gelen başta enflasyon verilerine paralel Perşembe günü düzenlenecek olağan faiz toplantısı ardından mikrofon karşısına geçecek Başkan Draghi’nin açıklamaları dikkatle takip edilecektir. Piyasa beklentisine göre, zayıf verilere ve bozulan enflasyona paralel Draghi’nin tahvil alım programı ile yönettiği ultra gevşek para politikasının süresini uzatması bekleniyor. Haliyle, böyle bir karar, piyasalar açısından daha da güvercin bir sinyal olarak okunacak; ekonomi açısından ise daha bol EUR anlamına geleceği için EUR/USD paritesinin yönünü aşağıya çevireceği ve ilk etapta 1,1250 – 65 seviyesini hedefleyeceğini düşünüyoruz. Madalyonun diğer tarafında ise, Başkan Draghi’nin herhangi bir manevrada bulunmaması durumunda ise EUR/USD paritesinde yukarda sırası ile 1,1470 ve devamında 1,1710 seviyesinin yeniden radar menziline girebileceğini düşünüyoruz. Temel nedenlerden ve özellikle faiz beklentilerinden ötürü EUR/USD paritesine yönelik beklentimizde major bir değişiklik bulunmuyor. FED’in bir ihtimal ile de olsa Aralık toplantısında faiz artırımına gidebileceği gerçeği halen daha masa üzerinde duruyor. Takdir edersiniz ki, dünyanın en büyük ekonomisi ve en etkin merkez bankası nerdeyse 1 yılı aşkın bir süredir faiz artıracağı yönünde piyasalara mesaj gönderip bir türlü adım atamıyor. Repütasyon ve kredibilite açısından da konuyu ele aldığımızda, FED’den hamle gelebileceğini düşünüyoruz. Keza, dışarda Yunanistan, Çin derken para politikasında normalleşmenin geçikmesi, % 0 faiz ile 4,5 trilyon dolarlık bir bilanço üzerinde oturan ABD’de başka sorunları tetikleyebileceğini düşünüyoruz. Öte yandan Avrupa cephesinde ise ekonomik aktivitenin tekrar istenilen düzeye gelebilmesi ve ECB’nin faiz artırımını konuşmak için çok erken. Temel nedenlerden ötürü, kısa vadede her ne kadar yukarı yönlü hareket görebilecek olsak da, yılın sonuna doğru paritenin yeniden 1,10 seviesinin altına ve önemli bir destek görevi üstlenen 1,08 seviyesini hedefleyeceğini düşünüyoruz.
Düne geri döndüğümüzde ise, hatırlanacağı üzere, sabah erken saatlerde açıklanan Çin büyüme verisi her ne kadar 2009 yılından bu yana en düşük büyüme hızın kaydetse de, beklentilerden hafif de olsa daha iyi sonuçlanmış ve iyimserliğe neden olmuştu. Ancak, günün ilerleyen saatlerinde, verinin krizden bu yana en düşük yıllık büyüme oranına işaret etmesinin ağır basması ile bir miktar da olsa kar satışlarının etkili olduğunu gözlemledik. Türkiye cephesinde ise TL ve TL cinsi yatırım araçlarının göreceli olarak güçlü kaldığını söyleyebiliriz. USD/TL kuru dün sabah saatlerinde 2,88 seviyesini test etse de, günü 2,90 seviyesinin hafif üzerinde tamamladı. TL’de değer kaybının sabah açılışa göre % 0,3 civarıda olduğunu ancak Güney Afrika Randının % 1 ve Ruble’nin de % 2 civarında satış baskısına maruz kaldığı düşünülürse, TL’nin olumsuz hava da dahi dün çok hırpalanmadığını söyleyebiliriz. Mesela BİST100 endeksi kurdaki yükselişe rağmen günü % 1,6 civarında yükselişle tamamladı. Demek ki, seçimler yaklaşırken, Türk mali piyasalarına yönelik iyimser bir beklentinin olduğunu görüyoruz. 1 Kasım'da düzenlenecek seçimlere yönelik günler yaklaştıkça TL ve TL cinsi yatırım araçlarına yönelik ilginin de artma ihtimalini göz ardı etmek istemiyoruz. Seçimler ardından güncel anket sonuçları veya anket kuruluşlarını yorumlarından hareketle en güçlü sonucunun koalisyona yönelik olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda Türkiye’nin Haziran seçimleri ardından geçen sürede TL üzerinde yaşan tahribat ve içinde bulunduğumuz konjonktür de ele aalındığında, hızlı, zaman kaybetmeden ve ekonomiyi toplarlayacak güçlü isimlerden oluşacak ekonomi odaklı bir hükemt modeli TL üzerinde olumlu bir etki doğurabileceğini düşünüyoruz. Böyle bir durumunda, TL açısından aşağıda önemli ölçüde düzeltme yapacak bir alan olduğunu da göz ardı etmiyoruz. Bu görüşümüzden hareketle, seçimlere kadar kalan sayılı günlerde TL’nin iyimser bir seyir izleme ihtimalinin bulunduğu gibi, seçimlereden önce dün de grafiksel olarak gösterdiğimiz 2,88 seviyesinin aşağı yönlü kırılması durumunda, seçim sonuçları ile birlikte koşullu olarak belirttiğimiz kıstasların da gerçekleşmesi ile 2,70’li seviyelerin bile gündeme gelebileceğini düşünüyoruz. Elbette, çok pembe bir tablo çizmek olmasa da niyetim, yine de bu yönde bir beklentinin hafif de olsa fiyatlanmaya başlandığını hissediyorum. Haliyle, beklentinin boşa çıkması durumunda yada daha doğru bir yakaşımla, seçim ardında yine siyasi tıkanıklığın yaşanması ve hükmetin kurulamayarak yeniden seçime gidilmesi durumunda bardağın boş kısmının göz önüne çıkacağı ve TL ve TL cinsi varlıklar üzerinde ciddi bir satış yönde tahribat yaşanacağının altını çizmek gerekiyor.
Bugüne döndüğümüzde ise, günün makroekonomik veri takviminin çok da yoğun olmadığını görüyoruz. Sabah saatlerinde Almanya’da açıklanacak üretici fiyatları, Avrupa Bölgesi cari açık ve günün ikinci yarısında ABD’de açıklanacak konut başlangıçları verileri takip edilebilir.
https://www.iktisatbank.com/doviz-kurlari
