Hem içerisi hem de dışarısı için tam anlamıyla kritik bir haftaya başlıyoruz
İçerde yarın düzenlenecek olağan TCMB PPK toplantısı ve Cuma günü uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in değerlendirmesi,
Perşembe günü ise kritik FED’in FOMC toplantısı büyük önem arz ediyor
Mevcut koşullar altında TCMB’den faiz indirimi beklemiyoruz
FED’in her ne kadar “sabırlı” ifadesini politika metninden çıkarması beklense de, metne dengeleyici ifadeler ekleneceğini düşünüyoruz
Son dönemde TCMB üzerine yoğunlaşan tartışmalar, Fitch'i görünüm değişikliğine yöneltebilir
Ø Piyasa Özeti ve Yorumu
Manşetlerde de belirttiğimiz üzere, oldukça kritik bir haftaya giriyoruz. Salı, Çarşamba ve Cuma günleri piyasaların konstantrasyonu sırası ile TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) faiz toplantısında, Amerika Merkez Bankası (FED) FOMC – (Federal Açık Piyasa Kurulu) faiz toplanıtısında ve son olarak Cuma günü gözler Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch’in Türkiye hakkındaki değerlenedimesinde olacaktır. Doların hız kesmeden neredeyse tüm finansal varlıklara karşı değer kazanması aslında piyasaların yakında FED’den faiz artırımını fiyatlaması anlamını taşıyor. Bir çok gelişmiş ülke para birimi dolar karşısında değer kaybederken örneğin EUR son 13 senenin en düşük seviyesi olan 1,04’lere, sterlin dolar karşısında son 5 senein en düşük seviyesi olan 1,46’lı seviyelere varan geri çekilme kaydederken, gelişmekte olan ülke para birimleri arasında da Brezila Reali ve Türk Lirası adeta daha önce hiç görülmemiş sularda geziniyor. Dolar'daki değerlenme sürecinin ivme kaybetmeden devam etmesinin gölgesinde FED’in 18 Mart günü sonuçlanacak olağan toplantısı küresel piyasaların ana gündem maddesini oluşturuyor. FED’in 2008 yılında patlak veren kriz ardından faizleri hızla % 0’a yaklaştırarak ekonominin toplarlanmasına destek olmuş, alınan tedbirlerin yetersiz kalması ile trilyonlarca dolar para basarak niceliksel de olsa tahvil alımı ile genişlemeye giderek piyasayı rahatlatmaya çalışmıştı. İşte bütün bu önlemlerin artık sonuna gelinmesi ve ekonomik aktivitenin açıklanan veriler ile hızlandığının anlaşılmasına paralel FED’in 18inde sonuçlanacak toplantısında faiz politikasını temsil eden “sabrılı” ifadesini metinden çıkararak faiz artırımı için artık şartların hazır olduğu algısını yerleştirmesi bekleniyor. Yine de, doların cidi boyutta değer kazanması, zayıf bir görünüm arz eden deniz aşırı ülkelerdeki kırılganlığı daha da artıracağı veya ABD’nin ihracatına da sekte vuracağı beklentisinden hareketle “kayda değer bir süre” yerine metne konan “sabırlı” ifadesini metinden çıkarılsa dahi, piyasaları tedirgin etmeyecek ve geçiş sürecini biraz daha uzatacak ibarelerin de eklenebileceğini düşünüyoruz. Bizim uzun süredir ana senaryoumuz FED’in Haziran ayında ilk faiz artırımına başlayacağı ve akabinde bebek adımı tarzında her toplantıda olmasa da faiz artırımlarını devam ettireceğini düşünüyoruz. İlave olarak, FED’in bir an önce faiz artırması belki de her gün fiyatlanan ve piyasaların üzerinde demoklesin kılıcı gibi duran bu tehdidin de bir an öce devreye girerek mevcut dengesiz fiyatlama ve beklentileri kırabileceğini de düşünüyoruz.
Tabi her ne kadar ilk parakrafı FED’e ayırsak da, yarınki PPK toplantısı son dönemlerde devam eden haber kirliliği ve medya üzerinden devam eden faiz-enflasyon tartışmalar ile her zamankinden daha da önemle takip edilecektir. TL’nin içerde cereyan eden istenmeyen polemikler ve Merkez Bankası’nın kurum ve araç bağımsızlığını hedef alan açıklanmaların yanısıra, dışarda sert esen dolar rüzgarı ile de birleşerek Türk Lirası ve Türk Lirası cinsi yatırım araçlarında ciddi anlamda tahribat kurmuştu. Basit bir anlatımla, Ocak 2015 ortasından 2,29 seviyesine gerileyen USD/TL kuru, Mart başında 2,6470 ile tüm zamaların en yükseğine, faiz indirimine giden TCMB’nin akisine yine Ocak ortası % 6,70 olan 2 yıl vadeli gösterge tahvil % 9 seviyesine yükselirken, borsa da benzer zaman diliminde 92bin seviyesinden 76binli seviyelere kadar geriledi. TCMB’nin TL’de görülen sert değer kaybı ve FED’den yaklaşan faiz artırım sinyaline paralel yarınki PPK toplantısında TL üzerinde var olan satıcılı seyre de paralel daha da yıkıcı bir karar yaratmamak adına faiz indirimine gitmeyeceği, hatta gerekli olması halinde her türlü akisyonu alabileceğine işaret eden bir politika metni ile karşımıza çıkmasını bekliyoruz. Geride bıraktığımız hafta Cumhurbaşkanlığında yapılan zirve ardından “tatlıya bağladık” açıklaması, kısa vadede TL’de toparlanma görülünceye dek faiz indirimine ara verilediği hissiyatını uyandırıyor.
Haftanın son iş günü ise uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye değerlendirmesini takip edeceğiz. Fitch, Türkiye ekonomisini BBB- ile yatırım yapılabilir kategorisinin en alt basamağında tutarken görünümünü ise "durağan" olarak notluyor. Son dönemlerde enflasyon ve cari açık tarafında görülen toparlanma elbette not ve görünüm üzerinde etkili olacaktır ama son dönemlerde siyasi erk ile TCMB arasından medyaya yansıyan boyutu ile huzur kaçıran tartışmaların da Fitch’in dikkatinden kaçmayacağını düşünüyoruz. Bu paralelde, yatırım yapılabilir notunun korunacağını ama görünümüm durağandan olumsuza çevirebileceğini tahmin ediyoruz.
Yukarda söz etmeye çalıştığımız üzere birden çok önemli gündemin bir araya geldiği çok kritik bir haftada bulunuyoruz. TCMB’nin faiz indirmemesi, FED’in faiz artırım öncesi metni yumuşak tutması ve Türkiye’nin yatırım yapılabilir notunun devam edeceği beklentisi ile kısa vadeli de olsa soluklanma yaşanabileceğini düşünüyoruz. Ancak, FED’in kısa bir süre sonra faiz artırmına gideceği ve doların değer kazanmaya devam edeceği beklentisi altında olası iyimserliklerin riskli pozisyonların azaltılması anlamında fırsat olarak görülmesinin en akılcı yatırım davranışı olacağını düşünüyoruz. Yatırımıcıların riskten uzak durması gerektiği hassas bir dönem içinde olduğumuz unutulmamalıdır.
