İran Irak’da ABD’nin Ayn el-Esed Hava Üssünü vurdu… Ölü sayısının 80 olduğu iddia ediliyor.
Trump hala, her şey yolunda açıklamaları yapıyor…
Irak’ta çoğu Şiilerden oluşan ve Irak hükümeti destekli Haşdi Şabi örgütü, kendileri için de ABD hedeflerine saldırının vaktinin geldiğini açıkladı.
Ancak şartlar, ABD’nin istediği yönde ilerliyor. Bölgede özellikle İran’a karşı savaşı örgütleyen ABD’nin ihtiyacı olan gerekçeler bir bir veriliyor.
İranlı komutan Süleymani’nin öldürülmesi olayında ABD’nin müttefikleri NATO ve İsrail, olayın dışında olduklarını açıkladılar, itidal tavsiye ettiler.
İran’a karşı ABD’nin müttefiki olmayı reddeden Japonya da gerginliğin dünya ticaretini olumsuz etkileyeceğinden kuşkulu.
Ancak bunların hiçbiri ABD’yi durduramayacak. İsrail ABD üssünün vurulmasından sonra anında çark etti ve ABD’nin yanında olduğunu açıkladı.
Bu kez Ortadoğu’da başlayacak yeni savaş, daha öncekilerden daha farklı olacak ve adına “ticaret savaşları” denilen üçüncü dünya savaşının pimini ateşleyebilecek.
Nitekim ilk etkisi, ham petrol fiyatlarının yüzde 4 fırlaması oldu. Diğer taraftan dolar özellikle Japon Yeni karşısında değer kaybetmeye başladı. Altın fiyatları da yükseldi…
Bunlar da ABD’nin savaşı sürdürmesi için yeni gerekçeler.
ABD üslerinin vurulmasının ardından İran’da ardı ardına depremler yaşanması, ABD’nin ‘HAARP’ sistemini devreye soktuğu iddiasına yol açtı. HAARP silahı, bilinçli olarak deprem, tusunami, aşırı sıcaklar yaratabilen tektonik bir saldırı sistemi. Bu tür felaketlerin dahi silah olarak kullanılabileceği, çıldırmış bir dünyada yaşıyoruz.
İran’da düşen ve 176 kişinin hayatını kaybettiği Ukrayna’ya ait uçağın da ABD füze saldırısıyla düşürüldüğünü iddia edenler var.
Eskiden olsa, uzaktan yine üzülerek izlerdik ama bu defa bu satranç tahtasında Kıbrıs adası da var.
Planlar sadece Orta Doğu için değil. Doğu Akdeniz de olayın göbeğinde. Türkiye ve KKTC aleyhine büyük ittifaklar kuruluyor.
Dün, hepimizi dehşete düşürmesi gerekenbir gelişme yaşandı. Güney Kıbrıs, Amerika’nın talebi üzerine, Hızlı Dağıtım Kuvvetleri (RDF)’nin adada konuşlanmasına izin verdi. Gerekçe tabii ki “insani”. Oysa Rapid Deployment Force, talimatı aldıktan 8 saat içinde istediği bölgeye zorla girme yeteneği olan bir birlik.
Ya biz? Biz yine farkında değiliz.
Kim cumhurbaşkanı olacak gibi bir sorunumuz var bizim. Etrafımızda füzeler de uçsa, denizlerimiz savaş uçaklarıyla çevrilse de, başımıza neler geleceğini bilmiyor da olsak, bizim önceliğimiz farklı…
Aynı zamanda, yok farzettiğimiz iklim değişikliği bizim kuşağı fena vuruyor. Memleketi seller götürüyor, çağdışı sistemimiz kaldırmıyor, yanlış planlamaların, yatırımsızlığın sonuçlarını acı bir şekilde yaşayan bizler, yine de küçük hesaplara sıkışmaktan kurtulamıyoruz.
Hepsi bir yana, önümüzdeki süreçte daha da fakirleşeceğimiz, şartlarımızın daha da kötüye gideceği su götürmez bir gerçek. Ne önemi var, biz particilikten başımızı kaldıramıyoruz ki…
Geçen gün de yazmıştım. Bundan daha fazla nasıl dibe vurulur? Maliye’nin kasasına kilit vurulmasını mı bekleyeceğiz?
Umutsuzluğu umuda çevirecek bir söz bir işaret lazım bize. Tüm sistemi alaşağı edecek öneriler. Bu ülkenin makus talihini değiştirecek çıkışlar. “Değişim, dönüşüm” deyip, koltuğa oturur oturmaz statükonun bekçisi haline gelenler değil ama, gerçekten cesur insanlar, dürüst politikacılar… Dünyadaki gelişmeleri, ülkenin gerçeklerini doğru analiz edebilen, doğru icraatlar yapabilen politikacılar.
Bu arada daha ne kadar dayanacağız bilmem…
YERİN KULAĞI VAR
MANİDAR AÇIKLAMA:
UBP Genel Sekreteri Ersan Saner, cumhurbaşkanı adaylarını 18 Ocak’ta açıklayacaklarını ve bu ismin de büyük olasılıkla Ersin Tatar olacağını söylerken, “herkes UBP’nin buzdolabında %30 oyunun var olduğunu söylüyor bu oyları gerektiğinde kullanır diyor, biz bu rakamın altına kesinlikle inmeyiz ama % 30’un altına inersek tüm UBP bunu bir kere değil 12 kere düşünmesi lazım” diyerek, parti içindeki muhalefete de mesaj verdi, partide yaşanan krizin varlığını da ifşa etmiş oldu…
SİYASETTE İSTİKRAR OLMAYINCA:
Serdar Denktaş, yatırımlar için yine maaşların kesilmesinden söz etti. Oysa açıklamasında daha gerçekçi başka bir önerisi de vardı. Geçmişte önerdiği, ama hayata geçiremediği, seyrüseferin yerine, akaryakıt fiyatları üzerinden vergilendirme. Yolları da, akaryakıtı da çok kullanan çok ödesin. En mantıklısı buydu. Zamanında UBP’nin buna karşı çıktığını söylüyor. Demek ki orada kalmış. Neden 4’lü hükümet döneminde yeniden denememiş? Dönüp dolaşıp maaş kesintisini önerme noktasına gelmiş.
YA DİĞERLERİ?:
Maliye Bakanlığı seyrüsefer ücretlerindeki artışın yüzde 9’da kaldığı iddiasını sürdürüyor. Dün bir liste yayınladı, bir önceki hükümetin yüzde 30’luk artışına dikkat çekti. Evet o korkunç bir zamdı. Ama biz de biliyoruz ki, belki seyrüseferde değil ama, diğer harçlarda geçen yıl Temmuz ayında yüzde 15 zam yapıldı. Maliye bunu reddetmedi. Yalanlayan bir açıklama da yapmadı. Tamamen siyasi manipülasyonlarla insanların gözünü boyama günleri geçti artık…
BİR YATIRIM MESELESİ DAHA:
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy açıkladı, Devlet Laboratuvarı bina ve ekipmanları için 7 milyon euro’ya ihtiyaç varmış. Yasa üstüne yasa, tüzük üstüne tüzük çıkarmakla meşgul devletimiz, bunların tümü hazır da olsa, ürün analizlerini yapacak durumda değil. Ne yapalım para yok! Hala daha bahaneler arkasına saklanıp, devlet yönettiğini sananlarla idare edip gidiyoruz…
ÖZVERİ SIRASI ONLARDA:
Vatandaştan tasarruf ve özveri isteyen siyasiler iş kendilerine geldi mi sınır tanımıyorlar. 2020 bütçesinde siyasi partilere yapılacak devlet katkısına 3 milyon zam yapıldı. Vatandaştan elini taşın altına koymasını isteyen siyasiler, aldıkları katkıları değilse de, 3 milyonluk zammı hazineye bağışlasalar, vatandaş bunun karşılığını mutlaka fazlasıyla verir ama, bunu yapmamak için bin dereden su getirecekler göreceksiniz…
37 YIL SONRA HALA TARTIŞIYORUZ:
KKTC’nin kuruluşunun üstünden 37 yıl geçti, hala Bakan Üstel, turizm için Devlet Politikası Oluşturmak’tan söz ediyor. Onlarca hükümet ve bakan görev aldı ama ne acıdır ki altın yumurtlayan bu sektör için hala devlet politikası oluşturamamışız. Sadece Ünal Üstel bile kaçıncı kez aynı şeyleri söylüyor. Bizler de safız ya, her seferinde yiyoruz.
ZİRVEDEKİLER
Rasıh Reşat: “Tam 7 tane ana akım aday var 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde. Her birinin de en az yüzde 10 oy alacak potansiyeli fazlasıyla var. Bu durumda her bir aday yüzde 10 alsa oyların yüzde 70’i paylaşılmış olur. Bu seçim kimse için çantada keklik asla değil. Kimsenin şansı hiç yok demek da çok yanıltıcı ve de aptalca olur. İkinci tura kalmanın yüzde 15’ler civarına indiği bir seçim yarışında 19 Nisan sabahı hangi iki isimin seçim pusulasında olacağını şimdiden kestirmek imkansızın da ötesinde. Bu nedenle harika bir seçim olacak…”.
DİPTEKİLER
Dünya Kazan Gibi Kaynıyor: İranlı komutanın ABD tarafından öldürülmesiyle Ortadoğu’da yaşanan gerginlik durmak yerine tırmanıyor. İran karşılık olarak füzelerle ABD üslerini vurdu, onlarca ölü olduğu söyleniyor. Tahran’dan havalanan Ukrayna hava yolların ait uçak düştü, uçaktaki 176 yolcu hayatını kaybetti. İddia o ki, uçağın düşme nedeni atılan füzeler. Ortadoğu resmen kaynıyor. Siz bu satırları okurken belki de çok daha vahim olaylar meydana gelmiş olacak. Üçüncü dünya savaşına ramak kaldı ama, bizim uğraştıklarımıza bakın…
