Cumhurbaşkanlığı 2015 bütçesi: 23 milyon 122 bin 330 TL - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Ekonomi

Cumhurbaşkanlığı 2015 bütçesi: 23 milyon 122 bin 330 TL

Cumhurbaşkanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında söz alan UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre konuşmasına, hükümetin hiçbir üyesinin salonda bulunmamasını eleştirerek başladı.

Töre, Rumların Kıbrıs konusunu çıkmaza sürüklediğini, Kıbrıslı Türkleri eşit görmediğini, Enosis hayalinden vazgeçmediğini ifade ederek, gelinen noktada KKTC’nin bağımsızlığı, egemenliği, nüfusu, vatandaşı ve ulusal direnişiyle var olduğunu söyledi.


Azınlık durumuna bu vakitten sonra kimsenin düşmesinin söz konusu olamayacağını belirten Töre, Rumların bugün masaya gelmediğini, masaya geldiğinde de Kıbrıs Türk halkının haklarını silmeye çalıştığını, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Kıbrıs Türk halkının haklarını şimdi kabul etmediğini, azınlık durumuna düşürmek için harekete geçtiğini kaydetti.

Töre, Rumların önlerine konan tüm anlaşmaları, yakınlaşmaları ve önerileri reddettiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp ettiğini, Kıbrıslı Türkleri istemediğini ifade ederek, yıllarca Rumların Kıbrıs Türk halkına eziyet ettiğini anlattı, halen Kıbrıs Türk halkını kabul etmediğini söyledi.

Kıbrıs Türk halkının Annan Planı’na Amerika ve AB’nin baskıları nedeniyle “evet” dediğini savunan Töre, dünyanın barış istediğini ancak kendi çıkarları doğrultusunda istediğini kaydetti, Kıbrıs Türk halkının kazanılmış haklarını kaybetmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

Töre, Rumların Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na, kağıt üzerinde istediği yerleri sunduğunu ifade ederek, birçok bölgenin ve köyün adının bu kağıtta yer aldığını kaydetti.

KKTC’ye uygulanan izolasyonları, spor, seyahat, serbest ticaret ambargolarını eleştiren Töre, Rumların ayrıca Kıbrıs Türk halkına sözde seçme seçilme hakkı tanıdığını ancak oy bile verdirmediğini anımsattı.

Töre, kürsüden bir harita göstererek, Rumların istediği yerleri saydı, Enosis’e bağlılıklarına işaret etti ve adanın Yunanistan’a bağlanması hayalinden vazgeçmediklerini söyledi.

Konuşmasını dinlemeyen milletvekillerine tepki gösteren ve konuşmasının dinlenmesini isteyen Töre, Kıbrıs’ta hidrokarbon yatakları konusunda yaşanan sorunlara işaret etti, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının haklarına sahip çıktığını kaydetti.

Töre, KKTC’yi yaşatmaya Türkiye ile devam edeceklerini vurguladı.

TATAR

UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, 2009’da maliyeyi devraldıklarında bir “batak” devraldıklarını belirterek, o dönemde ülkedeki ekonomik sıkıntılara işaret etti, kendilerine yönelik eleştirileri anlamadığını, kendilerinin de hafızası olduğunu ve geçmiş dönemi hatırladıklarını söyledi.

Tatar, bir milyon TL’lik YÖDAK bütçesinin, artan öğrenci sayısı ve yapması gereken işlere bakıldığında yetersiz olduğunu, bunun artırılması ve kurumun güçlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, eğitimin, turizmden iki kat daha fazla gelir getirdiğine işaret etti.

ABD Başkan Yardımcısı’nın Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu Cumhurbaşkanlığı’nda ziyaret etmesinin ve açıklama yapmasının önemine vurgu yapan Tatar, bunun küçümsenemeyeceğini ifade etti.

“The Economist” dergisinde Kıbrıs konusu ile ilgili çıkan bir yazıyı okuyan Tatar, Kıbrıs konusunda hiçbir şeyin yürümediğini, sıkıntılar olduğunu kaydetti.

Tatar, hellim konusunda Kıbrıslı Türklere bir zorlama yapılması ve Rum tarafının mührünün istenmesi durumunda bunun kabul edilemeyeceğini belirterek, bunun büyük bir haksızlık olacağına işaret etti.

Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını korumak için dik durması gerektiğini, karşı tarafın tutumunun ortada olduğunu, bu yüzden Türkiye’nin son yıllarda gösterdiği dik duruşun ve KKTC’ye sahip çıkmasının önemine vurgu yaptı.

Rum tarafının yıllarca örnek gösterildiğini ancak şimdi durumunun ortada olduğunu, ekonomisinin battığını ifade eden Tatar, Kıbrıs’ta finans sorunu çözülmezse Kıbrıs sorununun çözümünün zor olduğunu, Kıbrıs’ta bir anlaşma isteniyorsa bunların çok iyi tartışılması gerektiğini, ayrıca çözüm sonrası ne olacağının da önem taşıdığını vurguladı.

Görüşmecinin dik durması gerektiğine de işaret eden Tatar, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bunu layıkıyla yerine getirdiğini ifade etti, Kıbrıs konusunda birlikte hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.

KALYONCU

CTP-BG Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu, demokrasilerde fikir farklılıklarının doğal olduğunu belirterek, Kıbrıs konusunda herkesin görüşünü ortaya koymasının zenginlik olacağını kaydetti ve yıllar önce ortaya konan “bir çakıl taşı vermeyiz” politikasının değiştiğini söyledi.

Kalyoncu, Kıbrıs konusunda artık dünyanın anladığı dilden konuşulması gerektiğini, Annan Planı’na “evet” denmeseydi bugünün şartlarına gelinemeyeceğine dikkat çekerek, Rum liderin masadan kaçmakla hata yaptığını ifade etti, ancak Eroğlu’nun geçmiş liderle de ortaya bir şey çıkaramadığını savundu.

AKANSOY

CTP-BG Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, Senfoni Orkestrası’nın 39 personele ihtiyacı olduğunu ancak 14 kişilik kadro öngörüldüğünü, senfoninin dış temsiliyet açısından oldukça önem taşıdığını ve kadrosunun artırılması gerektiğini ifade etti.

Akansoy, Cumhurbaşkanlığı makamının Kıbrıs sorununun çözülmesi ve toplum liderliği açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.

Akansoy, müzakere sürecine değinirken, 11 Şubat 2014 tarihinde imzalanan ortak metnin her iki taraf için bağlayıcı olduğunu belirtti.

Asım Akansoy, son 5 yıllık dönemin Kıbrıslı Türkler için iç açıcı olmadığını 2004’ten itibaren yakalanan moral değerlerin son 5 yılda düştüğünü belirtti ve Kıbrıslı Türklerin 5 yıllık dönemde ‘çözüm isteyen taraf’ imajını yitirdiğini iddia etti.

Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kolektif hareket etme yerine süreci kendi ekibiyle yürütmeye çalıştığını söyledi.

Kıbrıs sorununun çözümüne yarar sağlayacaksa Maraş konusunda adım atılması gerektiğini belirten Akansoy, bugün Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs sorunun çözümünde belirleyici olma rolünü kaybettiğini, ABD dahil ilgili tüm tarafların Türkiye ile diyalog kurduğunu, Kıbrıs Türkü’nün dikkate alınmadığını ileri sürdü.

Akansoy, Rum lider Anastasiadis’in müzakere masasına döndürülmesi için strateji geliştirilmediğini ifade etti.

Akansoy, gerilimi artırmamak için 23 Aralık’ta süresi dolacak Navtex’in süresinin uzatılmamsı gerektiğini, bu konuda Cumhurbaşkanı’nın taraflara çağrı yapması gerektiğini söyledi.

SANER

UBP Gazimağusa Milletvekili Hamza Ersan Saner, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin anlaşmayı da UBP’nin yapacağını iddia etti.

Saner, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun seçildikten sonra müzakerelere kaldığı yerden devam etmeye hazır olduğunu bildirmesine karşın, Rum lider Anastasiadis’in çeşitli bahaneler ileri sürerek  684 gün sonra görüşme masasına geldiğini, masadan kaçanın da Rum tarafı olmasına karşın bunu eleştiren olmadığını söyledi.

Saner, Cumhurbaşkanı’na birtakım göndermeler bulunulduğunu, Eroğlu’nun atılacak her adımdan önce siyasi partilerle bir araya gelerek bilgilendirdiğini ve görüşlerini aldığını belirtti.

Saner, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs sorunu konusunda birlikte hareket etmek zorunda olduğunu ifade etti.

ATUN

UBP Gazimağusa Milletvekili Sunat Atun, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ziyaretiyle ilgili yapılan eleştirilerin yanlış olduğunu, Biden’ın Cumhurbaşkanı’nı makamında ziyaret ettiğini, Biden’in ziyaretini bahane göstererek devletin ayaklar altına alınamaması gerektiğini söyledi.

Atun, ortak metnin bugüne kadar imzalanmış en ağırlıklı metin olduğunu söyleyerek, ortak metnin imzalanmasında Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun belirgin bir başarısı bulunduğunu anlattı.

Atun, Cumhurbaşkanlığı makamını yürütmenin devleti benimsemeyi ve sevmeyi gerektirdiğini ifade etti.

Atun, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çözümü kovalayan dirayetli müzakere politikası ile ‘uzlaşmaz’ gömleğinin Rum tarafına giydirildiğini kaydetti.

Sunat Atun, güven artırıcı önlemlerin sosyal ve ekonomik anlamda görüşülmesi durumunda karşılıklı anlayışın gelişebileceğini, Rum tarafının hepsini kendisine istediği güven artırıcı önlemleri Türk tarafının kabul etmemesi gerektiğini söyledi.

Suçluluk psikolojisini bir kenara bırakmak gerektiğini kaydeden Atun, devleti daha da ilerletecek vizyonun esas olduğunu belirtti.

ERHÜRMAN

Daha sonra söz alan CTP-BG Lefkoşa Milletvekili Tufan Erhürman, 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklamanın çok önemli metin olduğunu ancak, Talat ile Hristofyas döneminde de 3 mutabakat metni imzalandığını belirterek içerikleri hakkında bilgi verdi.

Erhürman, 11 Şubat 2014 tarihli ortak metin ile Talat ve Hristofyas arasında imzalanan mutabakat metinlerinin içeriklerinin aynı olduğunu anlattı.

Erhürman, federasyonun bir Türk tezi olduğunu ve ilk coğrafi temele dayalı federasyon tezini ilk kez Türk tarafının ortaya koyduğunu söyledi.

Erhürman, ortak açıklamanın amacının; çizgileri çizilmiş sahaya liderler Eroğlu ve Anastasiadis’i çekmek olduğunu 1977 yılından itibaren sürdürülen müzakerelerde yeni bir şey olmadığını kaydetti.

İki ayrı devlet argümanının çok ciddi riskler taşıdığını, bu yöndeki çözümün uluslararası sıkıntılar yaratacağını belirten Erhürman, Türk tarafı ne zaman “sahanın dışına çıksa” kaybettiğini, sınırları çizilen sahanın içinde alarak Kıbrıs Türk halkının haklarını azami seviyede korumak gerektiğini anlattı.

CANDAN

CTP-BG Güzelyurt Milletvekili Armağan Candan, Derviş Eroğlu’nun 5 yıllık Cumhurbaşkanlığı görevinin Kıbrıs Türk halkı için kayıp olduğunu, halkın içe kapandığını, karamsarlığın en üst seviyeye çıktığını savundu.

Candan, söz konusu dönemde uluslararası camiada yeni açılımlar elde edilemediğini, toplumun geri gittiğini, izolasyonların azaltılmasında yol alınamadığını, Kıbrıs sorununun çözümünde ilerleme kaydedilmediğini iddia etti.

Eroğlu’nun özel görüşmecisini 5 kez değiştirmesinin de istikrarsızlık göstergesi olduğunu öne süren Candan, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin Kıbrıs Türk halkının yararına kullanılması gibi bir kaygıları bulunduğunu belirtti.

SANER

Yeniden söz alan UBP Milletvekili Ersan Saner, Candan’ın konuşmasına atıfta bulunarak Kıbrıs Türk tarafının kendi kendini suçlamaya devam etmesiyle bir yere varılamayacağını belirtti.

ÇAKICI

TDP Lefkoşa Milletvekili Mehmet Çakıcı, bugünkü tartışmaların niyetle ilgili olduğunu söyledi.

Çakıcı, Kıbrıs meselesinde vizyon farklılığının giderek daraldığını, kurumsal anlamda bağımsız devlet diyenlerin azaldığını, Cumhurbaşkanı, UBP ve DP-UG’nin federasyonu desteklediğini, federasyonun da zaten masada olduğunu belirtti.

Çakıcı, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun federasyona dayalı çözüm vizyonu ve niyeti olmadığını, süreç gerektirdiği için masada federasyonu görüştüğünü iddia etti.

Çakıcı, Eroğlu’nun çözüm süreciyle ilgili görüşme sürecinin başarılı geçmediğini çözüm niyetiyle sürdürülmediğini savundu.

Çakıcı, Kudret Özersay’ın müzakereciyken Cumhurbaşkanı adayı olmasını eleştirerek, Eroğlu ile Özersay’ın çözüm yolunda başarısız olduğunu iddia etti.

Petrol ve doğal gazın motivasyon getirdiğini ancak çatışma riski de taşıdığını ifade eden Çakıcı, petrolün paraya dönmesi durumunda ne olacağını sordu.

TDP Milletvekili Çakıcı, en akılcı yöntemin çözüm sürecini ileriye taşıyarak Kıbrıslı Türklerin haklarını en üst düzeyde korumak olduğunu ancak 5 yılda bunların gerçekleşmediğini kaydetti.

Çakıcı AB ve çözüm vizyonu olan bir Cumhurbaşkanı gerektiğini belirterek Cumhurbaşkanlığı bütçesine ret oyu vereceklerini açıkladı.

Meclis Genel Kurulu daha sonra Cumhuriyet Meclisi bütçesini görüşmeye başladı.

umhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken söz alan ana muhalefet UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün Cumhurbaşkanlığı bütçesinin, hem Kıbrıs konusu hem seçimler göz önüne alınarak ele alınmasının doğal olduğunu söyledi.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Kıbrıs konusuyla ilgili icraatlarını ve süreci anlatan Özgürgün, Rum lider Anastasiadis’in tutumunu eleştirerek, Eroğlu’nun çözüme yönelik olumlu tavrı olmasa görüşmelerin çoktan kopacağını anlattı.

Başbakan’ın tanınmadığı bir yere gidip görüşmelerin yeniden başlamasını istemesini eleştiren Özgürgün, Rumların tavrını hep birlikte gördüklerini ve uluslararası toplantılarda sol ve sağ partilerin ortak görüş çerçevesinde hareket ettiğini kaydetti.

Özgürgün, Rum tarafındaki aşırı uçların görüşlerinin ortada olduğunu ve bu kesimlerin Kıbrıs Türk tarafı ile eşit statüde bir anlaşmaya izin vermediğini söyledi.

Ortak Metnin resmi olarak sunulmuş bir belge olduğunu anlatan Özgürgün, partiler içerisinde başka görüşlerin olabileceğini ancak bunun belgenin sunulduğu ve net olarak belgenin arkasında olunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini ifade etti.

Belgenin çözüm için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Özgürgün, Anastasiadis’in masaya dönmemesi için hiçbir neden olmadığını kaydetti.

Doğal gaz konusunda stratejik ortağın Türkiye olması gerektiğini Güney Kıbrıs’ın da görmesinin şart olduğunu söyleyen Özgürgün, Kıbrıs sorununun sadece siyasi bir sorun olmadığını, iki toplumun ortak menfaatinin bir anlaşmayla sağlanacağını ifade etti.

Özgürgün, bu noktada Kıbrıslı Rumların Türkiye’nin doğal gaz araması nedeniyle masadan kaçmasının yanlış olduğunu anlattı.

"ÇÖZÜMSÜZLÜĞE KARŞI AYRI DEVLET BİLİNCİYLE HAREKET EDİLMELİ"

Hüseyin Özgürgün olası bir çözümsüzlüğe karşı Kıbrıslı Türklerin ayrı bir devleti olduğunun bilinciyle hareket edilmesi halinde Kıbrıslı Rumların çözüme ikna edilmensin kolaylaşacağını anlattı.

Kıbrıs’ta hemen herkesin çözüm istediğini anlatan Özgürgün, bir anlaşmanın hem Kıbrıslı Türklere hem de Kıbrıslı Rumlara fayda sağlayacağını söyleyerek bunun Kıbrıslı Rumlar tarafından da böyle algılanması gerektiğini belirtti.

Anastasiadis’e masaya dönme çağrısı yapan Özgürgün, şikayet ettikleri konuların masada çözülebilecek konular olduğunu belirtti.

ANGOLEMLİ: “KONSEY OLUŞTURULSUN”

Daha sonra söz alan TDP GAzimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli, yapılanların çabuk unutulduğunu söyleyerek, yıllar önce Kıbrıs Cumhuriyeti Ortaklık Hükümeti’nin bırakıldığını söyledi.

Angolemli, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs konusunda çok önemli fırsatları kaçırdığını, Kopenhag ve Helsinki’nin bunlardan bazıları olduğunu söyledi.

Çözüm olmadan Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınmasını eleştirerek, Annan Planı ile Türk tarafının çözüm istemeyen taraf imajının değiştiğini kaydeden Angolemli, Kıbrıs konusuyla ilgili Rum Ulusal Konseyi gibi bir konsey oluşturulmasını istedi.

Angolemli 11 Şubat çerçeve anlaşmasından her iki tarafın da kaçmaya çalıştığını iddia etti.

Görüşmelerin tıkandığını ve yeniden açılması gerektiğini söyleyen Angolemli, her iki toplum liderinin tutumunu eleştirdi.

77-79 Doruk Anlaşmalarında Kapalı Maraş’ın kapsamlı çözüme ulaşmadan sahiplerine verileceğinin yer aldığını ifade eden Angolemli, Kapalı Maraş’ın açılmasının tüm taraflara fayda sağlayacağını dile getirdi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar