CTP VE UBP’NİN İNTİHARI - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

CTP VE UBP’NİN İNTİHARI

Başbakan Ömer Kalyoncu, Cumartesi yapılan CTP Parti Meclisi toplantısında çıkan karardan sonra yakın çevresine “benim Pazartesi günü gidip hükümeti iade etmem gerekir” demiş.

Bu niyetini CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’a da söylemiş.
Talat, Başbakan Kalyoncu’yu teskin etmiş ve “eğer öylesi bir karar alınacaksa hep birlikte alacağız” demiş.
Başbakan Kalyoncu ve CTP yönetimi Türkiye’den gelen suyun yönetimi konusunda Türkiye hükümet yetkilileriyle bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
Bu görüşmeden çıkan sonuç, (ki Havadis detaylarıyla birlikte yayınladı), CTP Parti Meclisi bu sonucu reddetti.
Üstelik de büyük bir çoğunlukla.
Bu durumda kendi yarattığı bir çözüm formülü partisi tarafından reddedilen bir Başbakan’ın istifa etmesi yani görev bırakması gerekmez mi?
Düz siyaset koşullarında bu sorunun yanıtı evet olur.
Düz siyaset koşullarında zaten Başbakan’ın ve hükümetin aldığı bir kararın parti organlarına götürülüp oylamaya sunulması görülmüş bir şey değildir.
Fakat, ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda düz sorunun yanıtı düz evet olmaz.
Çünkü adı konulmamış ve yeni yeni deneyim edilen modellerle karşı karşıyayız.
Devlete bağlı kurumlarda “özerlik” adı altında sendikaların veya çalışanların kurumları yönetmesi gibi (BRT-DAÜ-KIB-TEK buna örnektir) bu günlerde de memleketin en büyük 2 partisinin koalisyonunu yaşıyoruz ama 2 en büyük partinin genel başkanları hükümette yer almıyorlar.
Yer almadıkları için de parti kararlarıyla hükümeti yönetmeye veya yönlendirmeye çalışıyorlar.
Su gibi önemli krizler ortaya çıkınca da bu kez parti yetkili kurulları baskın hale gelebiliyor.
Yaşananlar bundan ibarettir.
Ve bu bizim için henüz adı konmamış, tanımlanamamış, sadece pratiğini gördüğümüz yeni bir süreçtir.
Anlaşılan odur ki bu yeni süreçte istifa etmek sadece Başbakan’a veya hükümete bırakılan bir konu değildir.
Bilakis parti başkanları ve parti yetkili kurulları da konunun içindedir.
Dolayısı ile Başbakan’ın görev bırakacağını sanmıyorum.
UBP veya CTP yetkililerinin hükümeti bırakma ve bir erken seçime gitme niyetlerinin olduğunu da sanmıyorum.
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün de devreye girmesiyle su krizi aşılacak ve hükümet yoluna devam edecek.
Aksi, her iki parti için de intihar gibi bir şey olur.
Yüz milyonlarca dolar harcanarak Akdeniz’i aşacak borular döşenerek getirilen Anadolu suyunun niye çeşmelerimizden akmadığını ve hükümetin neden istifa ettiğini seçmene anlatamazlar.
İkincisi bu hükümetin sendikalar ve sivil toplumu da arkasına alıp “biz yöneteceğiz” gibi güçlü bir konum sergileyecek pozisyonu da yoktur.
Muhalefetteki TDP ve birkaç sendikanın dışında CTP Parti Meclisi’nin kararına güçlü bir destek duyulmadı.
Bugün itibarıyla  artık gündem on üçüncü maaşların ödenmemesi ve çiftçilerin alamadığı paralardır.
Muhtemelen yeni yıl itibarıyla da gündem bu olacaktır.
Bu konuların nasıl çözüleceği ise bana göre hükümetin önündeki en büyük sorundur.
Çünkü uymaları gereken bir protokol vardır ve bu protokolü nasıl hazmedeceklerini çok merak ediyorum…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar