Cumhuriyet Meclisi’nde okunan CTP-DP Hükümet Programı’nın özellikle “eğitim” bölümünü dikkatle incelemeye çalıştım. Benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Belli ki hükümet programındaki “eğitim” kısmı tamamen DP’nin talepleri doğrultusunda yazıldı. Öyle görünüyor ki hükümet ortak talepler yerine “herkes kendi bakanlığından sorumludur” anlayışı ile hareket edecek. Hükümet programında özellikle “eğitim” başlığı altında ortak vizyon oluşturulmamış, oluşturulsaydı, CTP’nin bilindik görüşleri ve talepleri de hükümet programında yer alırdı.
Hükümet programında her hükümet döneminde yazılan klişe laflar yanında 2-3 önemli konu ve farklılık dikkatimi çekti. Ancak işin ilginç tarafı “reform” iddiasındaki bu hükümetin eğitimde yapacaklarına baktığımız zaman bizi ileriye götürecek bir anlayışın olmadığını anlıyoruz.
Hükümet programında yazılanlar ve yazılmayanlar diye ikiye ayırarak bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Yazılanlardan başlayacak olursak en dikkat çekici nokta ilkokulların 5 yıldan 6 yıla çıkarılacak olmasıdır. Her ne kadar da ne zaman yapılacağı ve ne amaçla böyle bir değişikliğe gidileceği belirtilmese de programın en can alıcı noktası budur. Bir kere bunu hükümet programına yazanların okullarımızın fiziki yapısı ile ilgili bir bilgisi olmadığı anlaşılıyor. Bu kararın gerekçesini bir kenara koyarak söylüyorum; Böylesi bir uygulama birçok okulda yeni sınıf ihtiyacı ve daha çok öğretmen demektir. Özellikle şehir merkezlerinde bazı okullarda yaşanan ciddi yığılmaların daha da artması demektir. Bugün bile bini aşmış öğrencisi olan ilkokulumuz varken, böylesi bir uygulama sınıflardaki öğrenci sayısını artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Ayrıca, böylesi bir değişiklik bütün öğretim programının da alt-üst olmasına da neden olabilecektir.
Hükümet Programında bir başka dikkat çekici nokta da “bölge okullarının” yeniden açılacak olmasıdır. Programdaki “bölge okulları”ndan kastın köy okulları olduğu anlaşılmaktadır. Birçok köyde zaten okullar açıktır ama 1995 yılında yapılan merkezileştirme ile birçok köy okulundaki öğrenciler daha iyi eğitim olanaklarından yararlanabilmek için merkezi okullara taşınmıştır. Küçük köy okullarının politik kaygılarla yeniden açılması demek, çocukları birleştirilmiş(farklı sınıflardaki öğrencilerin aynı oda içerisinde tek öğretmenle ders yapması) sınıflara yeniden hapsetmek demektir. Eğitimde ileriye gitmek yerine 20 yıl öncesi uygulamalara geri dönmek de nerden çıktı şimdi… Hem böyle bir uygulamadan bahsedeceksiniz hem de taşımacılığı geliştirmeye vurgu yapacaksınız. Bir kere köy okullarının tam anlamı ile yeniden açılması taşımacılığa da darbe vuracaktır. Belki de taşımacılık kalmayacaktır. Burada yapılması gereken, atıl durumda olan köy okullarının daha verimli kullanılmasını sağlamaktır. Bu binalar kültür ve eğitim amaçlı yeniden çocukların ve gençlerin hizmetine sunulabilir.
***
Hükümet programında bir de yazılmayanlar vardı. Mesele barış eğitimi, medya okur-yazarlığı gibi çağdaş toplumlarda müfredatlara giren konulara değinilmedi. Çevre eğitimi konusunu eğitim başlığı altında bulmak mümkün olmadı.
…Ve en önemlisi eğitimde kanayan yaramız Kolej Sınavları’na hiç değinilmedi. Ne olacağı ile ilgili tek bir satır olmadığına göre, çocukları yarış atı gibi yarıştırmaya devam…
Bir çift laf da CTP’ye…
Bu hükümet programının eğitim başlığı altında yazanlar ile CTP’nin programında yazanlar arasında çok ciddi farklılıklar var. Belli ki CTP, Eğitim Bakanlığı’nı DP’ye bıraktığı gibi, eğitimi de DP’ye bırakmış.
Ancak daha önceki tecrübeler göstermiştir ki, bu halk yapılan her yanlışın ceza puanını CTP’nin hanesine yazar. Dolayısı ile eğitimde yapılacak her yanlışın da faturası DP’ye değil CTP’ye çıkacak.
İşte onun için eğitim öyle başıboş bırakılacak bir konu değildir.
