Havadis yazdı, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu Kooperatif’teki münhalleri iptal ettiğini açıkladı.
Hükümet yeni işe alım tüzüğü yapacakmış.
İşe alımlarda daha adil bir düzen getirilecekmiş.
CTP’nin yapması gereken bu değil miydi?
Yıllarca ekmekleri silah yapılıp alınlarına dayanan, işsiz ve aç bırakılıp inandığı ideallerden vazgeçilmesi istenen, değil devlette işe girmek devletin en basit hizmetlerinden bile uzak tutulan CTP’liler değil miydi?
Tüm bunları yaşayıp da adil, hakça ve hukuka dayalı bir düzen vadeden CTP değil miydi?
Bazılarının “evet CTP eskiden öyleydi” dediğini duyar gibiyim.
Eskiden öyleydi de şimdi niye değildir?
Şair Murathan Mungan’ın dizelerinde belirttiği gibi “biz büyüdük ve kirlendi dünya” gerçeği CTP için de mi geçerlidir?
İktidar oldu ve kirlenmeye başladı.
İdeallerini bir yana bırakıp düzenin nimetlerinden faydalanmaya başladı.
Milletvekili Tufan Erhürman’ın dediği gibi “CTP’de aşağıdan yukarıya bir çıkar zinciri” kuruldu.
Ve statüko bu çıkar zinciriyle CTP’yi teslim aldı.
Dolayısı ile kurultay öncesi delege tavlamak maksadıyla istihdam yapma CTP’de mübah oldu.
Bence Başbakan Özkan Yorgancıoğlu doğru olanı yaptı.
Umarım ki olup bitenden haberi yoktu.
Tıpkı Elektrik Kurumu’nda “haberim yoktu” dediği gibi.
Başbakan sigorta olayına da el atmalıdır.
Devletin parasını kurallarına göre sigortalayamayan, kurallarına göre taşıyamayanlardan hesap sormalıdır.
Üstüne sigortacılık yasalarına aykırı bir şekilde 2 milyon lirayı aşkın bir parayı kendi kabahatlerini örtmek için transfer etmeye çalışan Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı’ndan hesap sormalıdır.
Talimatlarına uymadılar diye işten atıp da açlığa terk ettikleri 2 personeli de geri işe almalıdır.
Hem de derhal.
Yoksa yaptığı olumlu icraatların bir hükmü kalmayacak.
Hem kendisinin imajı daha da kötüleşecek hem de CTP kaybedecek.
***
Yazının başındaki “Havadis yazdı” vurgusunu özellikle yaptım.
Okuyucuları bilir ki bu gazetenin “biz yazdık” gibi bir böbürlenme geleneği yoktur.
İşimizi yapıyoruz ve halkımızın sesi olmaya çalışıyoruz.
Statükoya teslim olan ve statükoya dönüşen ardından da CTP’yi teslim alan güruh uzun bir süredir Havadis’e karşı yok etme kastıyla karalama kampanyası sürdürmektedirler.
Tamamen kara propagandaya ve dedikoduya dayanan bu kampanya karşısında vakur davranılmasını hep arkadaşlarıma telkin ettim.
“Gerçek her zaman yalanlar karşısında galip gelir.”
Üzüldüğüm nokta şudur;
Geçmişte basın özgürlüğünü bayrak yapan bir CTP vardı.
Şimdilerde beğenmediğini yok etmeye çalışan bir CTP var.
Geçmişte eleştiriyi kutsal sayan ve özeleştiri yapmayı kurumsal yapısı haline dönüştüren bir CTP vardı.
Şimdilerde en küçük bir eleştiri karşısında faşistler gibi davranan bir CTP var.
Ve ben bu CTP’yi tanıyamaz haldeyim.
Zaman zaman “CTP büyüdü ve kirlendi memleket” diyesim gelir.
Ama hala kabullenmek istemem çünkü bu memleketin CTP’ye ihtiyacı vardır.
Hala…
