Ülkemizde 4- yaştan 60 yaşa kadar felsefe eğitimleri konusunda uzmanlığı olan emekli öğretmen yılların eğitimcisi sosyoloji öğretmeni , (LTL felsefe kulüplerinin kurucusu ) Gaile dergisinde felsefe yazıları olan Nügen Derman Duru ile çocuk ve felsefe konusunda bir röportaj gerçekleştirdim . Umarım bu röportaj birçok insana ışık olur ve umarım bir gün 4 yaştan itibaren felsefe derslerini eğitim programlarına yerleştiririz.
– Çocuklar İçin Felsefe (Philosophy For Children) nedir?
Çocuklar İçin Felsefe (Philosophy For Children), çocukların düşünme becerilerini geliştirmek için oluşturulmuş ve felsefi diyaloglar şeklinde uygulanan bir pedagojidir. Özellikle ezberci eğitimin yarattığı düşünme tembelliğinin panzehiri diyebiliriz. Bu yaklaşımı 1960’lı yıllarda geliştiren Matthew Lippman’ın aslında yapmak istediği şey, çocukların daha çok sorgulamaları, düşünmeleri, yargı ortaya koyabilmeleri, bu yargıyı temellendirebilmeleri, gerekçelendirebilmeleri yani savunabilmeleriydi. Bu konularda yapılan birçok çalışma, P4C’nin olumlu sonuçlar verdiğini ortaya koymuştur.
P4C’de 4C ayni zamanda eleştirel (Critical), yaratıcı (Creative), özenli (Caring) ve işbirlikli (Collaborative) düşünme becerilerini simgeler. P4C uygulamasında çocuklara seçilen konuya uygun bir uyaran verilir. Bu bir hikâye, masal, animasyon veya nesne (sandalye, ip vb.). Uygun sorularla düşünmeleri ve özgürce görüşlerini söylemeleri sağlanır.
– Bizler felsefeyi, lise yıllarında okutulan bir ders olarak bildik. Halbuki son dönemlerde çocuklarla felsefe çalışmalarında bir yoğunlaşma görüyoruz. Gerçekten de çocuklarla felsefe yapılabiliyor mu? Bunun en alt yaş dilimi nedir?
Felsefe, Antik Yunan’da ilk ortaya çıktığı MÖ.6.yüzyıldan bu yana, varlığı, evreni, insanı ve değerlerini anlama ve açıklama çabasına yönelik bir düşünme etkinliği olarak biliniyor. Konuları ve kullandığı yöntem (derin düşünme) açısından soyut bir alan. Bu nedenle insanlar bu alana hep mesafeli durmuş. Hala da birçok insan felsefe kelimesinden neredeyse ürküyor. Yine de kanaatimce felsefe, en çok değer kazandığı bir dönemi yaşıyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri, insanların ve eğitim kurumlarının çocuklarının eğitiminde felsefeye giderek daha fazla yer açmalarıdır. Yaş açısından baktığımızda, okul öncesi döneme kadar uygulanabilen bir yaklaşım olmakla beraber, benim kişisel görüşüm bilinçli ebeveynlerle, çocuğun masal veya hikâye dinlemeye başladığı döneme kadar indirilebilir. Buradaki temel noktalar, çocuğun soru sormasına fırsat verme (çünkü düşünme soru sorma ile başlar), yaşına uygun doğru soruları ona sorma, sabırla kendini ifade etmesini bekleme ve asla yargılamamadır (yanlışlama, aşağılama, alay vb.). Her çocuk merak duygusuyla küçük bir filozof olarak doğar. Bu yönü, kendini özgürce ifade edebilme becerisi ile birlikte önce ailede, ardından eğitim kurumlarında ve farklı toplumsal gruplarda gelişir. Bu anlamda çocuğa sunulacak güvenli ortamlar ve bunların birbiri ile uyumu çok önemlidir.
Çocuklarla felsefe yapılabilir mi? Sorusuna evet yanıtını vermemizi sağlayan çeşitli bilimsel araştırma bulguları var. Dünyada ve Türkiye’de bu konuda hem uygulamalarda hem de araştırmalarda artış var. Kuzey Kıbrıs için oldukça yeni bir konu. İlk uygulamalarımıza Ruhsan Ankay Kısa ve Jülin Aksoy ile kurduğumuz “Yaratıcı Ben Akademi” ile 2019 yılında ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri ile başladık. Gençlik Dairesi, İyilik Evi ve Gençlik Merkezi Birliği ile işbirliği yaparak çalışmalarımızı sürdürdük ancak bu konuda daha çok uzun bir yolumuz var.
– Çocuklar İçin Felsefe ile çocuklarda hedeflenen kazanımlar nelerdir?
Bu yaklaşım, belirli bilişsel becerileri ve bunları geliştirmeyi hedefler. Bunlar: Felsefi düşünme (sorgulama, görüş ileri sürme ve bunu temellendirerek savunma), akıl yürütme, dinleme, anlama, anlamlandırma, konuşma ve tartışma becerilerinin geliştirilmesidir. Bunlara, esnek düşünebilme, farklı görüşlere karşı sabırlı olma, sevgi, saygı, empati ve dayanışma gibi değerlerin öğrenilmesini de ekleyebiliriz.
– Felsefi düşünüşe ve felsefeye ilgi uyandırmak için, gün içinde eğitimciler ve aileler olarak yapabileceklerimiz var mı, varsa nelerdir?
P4C aslında çok önemli bir alt sosyal mesaj taşır. Çocuğu dikkatlice dinlemek, sorularını ciddiye alarak yaşına uygun yanıtlar vermeye çalışmak, görüşlerinden dolayı kendini kötü hissedebileceği her türlü tepkiden kaçınmak… P4C, doğru diye nitelendirdiğimiz davranışları kendinin keşfetmesini sağlamayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Yaptığımız atölyelerde en çok gözlemlediğimiz şeylerden biri de atölye bittiği halde sorgulama ve düşünmenin devam etmesidir. Bu aslında tam da felsefenin yapmak istediği şeydir. Bunu sağladığınız zaman illa ki adını söylemenize gerek yoktur. Sonuçta siz küçük bir filozof gibi düşünmesinin önünü açmışsınız zaten! Ailelerin bu konuda yapılan eğitimlere katılmaları, çocuklarının eğitim gördüğü kurumlardan bu atölyelerin uygulanmasına yönelik istekte bulunmaları da etkili olur diye düşünüyorum.
– Ailelere ve eğitimcilere bu konu ile ilgili önerebileceğiniz kaynaklar var mı?
P4C ile ilgili Türkçe kaynaklar giderek artıyor. Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkanı Nuran Direk’in “Filozof Çocuk”, “Küçük Prens Üzerine Düşünmek” ve “Gençler İçin Felsefe” adlı kitaplarını, David A. White’ın Çocuklar İçin Felsefe – Her Şey Hakkında Merak Uyandıracak 40 Eğlenceli Soru” kitabını, Peter Worley’nin “Felsefe Makinesi” adlı kitabını, Michel Piquemal ve Thomas Baas’ın “Pikolo İle Felsefe Öğreniyorum”, Eric Gaste’nin“ Adım Adım Felsefe” ve Metin Hakyeri’nin “Felsefe Dedektifi” adlı kitap serilerini önerebilirim. Ayrıca çocuklara okumaları için alınacak kitaplarda seçici davranmalarını tavsiye edebilirim. Özellikle ilkokul ve ortaokul seviyesinde dünya çocuk klasikleri bir bu konuda bir hazinedir.