Cambazis’in Hidrokarbon Yatakları Yorumu... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Cambazis’in Hidrokarbon Yatakları Yorumu…

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

(Konuk yazar) Kiryakos Cambazis bir gazetemizdeki  “köşesinde” haftada bir gün Kıbrıs sorunuyla ilgili yorumlarını serdeder.  . Mümkün olduğu kadar tarafsız  davranır ve Kıbrıs siyasi sorununu analiz ederken de bu tutumuna özen gösterir.

       Geçtiğimiz günlerde Cenk Polili’nin tercümesini yaptığı  köşe yazısında şu anda Kıbrıs’ın gündemine sıcaklığınca oturan “Rum’un Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları ile münhasır ekonomik bölgelerini” yorumladıydı.


Önce spekülasyonlara neden olan MEB’ler sorununun Rum tarafındaki Başkanlık seçimleriyle ilgili propagandalar nedeniyle de kullandığını vurgulayan Cambazis bölgemizdeki istikrarsızlığı da hatırlatarak şunu sordu: “Hangi MEB?” (Cambazis’in bu konudaki yorumunu aktarıyorum.)                            “Peki hangi Kıbrıs MEB’inden bahsediyorlar ve bunu kim belirlemiştir? Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs sorununun esas oyuncularından biriyle, Türkiye ile uzlaşma sağlamadan kafasına göre münhasır ekonomik bölge sınırlarını belirlemiştir. İsrail ve Mısır ile işbirliği yapmıştır. Lübnan ise Anastasiadis’in  ikili anlaşma imzalamasına yanıt vermemiş ve belki de hiç  vermeyecektir..” (Buna karşılık geçen gün Ürdün ile Yunanistan’ı da kapsamına alan ve tabi MEB’lerin genişletilmesini  de içeren  bir dizi anlaşmalar yaptılardı.)                                                     Cambazis “Türkiye’nin  Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’inin bir kısmında hak talep ettiğini  fakat KC’nin orayı kendi bölgesi olarak gördüğünü hatırlatıyor ve  her iki tarafın NAVTEX’lerini  yayınladığını,  durumu daha da karmaşık hale getirdiklerini söyledikten sonra Cambazis, “sorun ancak müzakerelerle giderilebilir ama Türkiye’nin Güney’i tanımadığını dolayısıyla bunun mümkün olmadığını” yazıyor.

Doğu Akdeniz’de tatbikatların devam ettiğine de değinen Cambazis sonunda şunu soruyor:

Peki Kıbrıs MEB’inin Kuzey ve Doğu kısımlarında yüksek miktarda hidrokarbon yatakları tespit edilirse bunlar kime ait olacaktır?”

Ve şu öneriyi getiriyor: “İki toplum arasında bir komite kurulsun, bu komite hidrokarbon kullanılması yetkisini taşısın. Gelirler ise ortak bir yere yatırılsın.  Sadece Kıbrıs’ın Güney ve Batısındaki Rum münhasır bölgelerinden değil tüm Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesinden de sorumlu olsun.. Bu durumda tehlikeli müdahaleler de ortadan kalkar…”

NE geldi hatırımıza? “Parça parça çözüm” değil mi?  Öyleyse tek tek  yazıyorum:                İki devlet gerçeği üzerine… Tüm adanın çıkarlarını gözeten… Bu çıkarları ikili ilişki ve anlaşmalarla  ortak faaliyet alanı haline getiren… Gerekirse Cambazis’in hidrokarbon yataklarında olduğu gibi ortak komiteler tarafından yönetilen…  Yapıcı, insancıl ve barışçı bir yeni siyasi ve sosyoekonomik düzenleme…”

       Çünkü ve artık bu koşullarda “iki bölgeyi iç içe sokacak bir federal çözümün ne mümkünatı kalmıştır ne de mantığı!

[divide color=”#”]                                   [/divide]

 

HALA SULTAN İLAHİYAT KOLEJİ, NE?

Hükümet kurulması krizi arasına ansızın “Hala Sultan İlahiyat Koleji” sorunu sokuşturuldu! Bir süredir izliyorum. Ve doğrusu adı “ilahiyat” olan o kolej çatısı altında nasıl bir eğitim öğretim uygulaması yapılması gerektiğinin önerilerine istemeden “takıyorum!”

       Çünkü “ilahiyat” ilahi varlığı, yani Allah’ın varlığını ve sıfatlarını konu alan öğretiye verilen addır, tedrisi de “dindir” dinin “tedirisi” de kuran’ı kerimdir!

       Şimdi benim bu klasik tarifime din adamları “cehalet” diye gülerlerken, (çünkü olay o kadar basit değil) laik kesim de “yobazlığı” meşrulaştırdığım için kızmış olabilirler…

Fakat kabul edelim ki adı “ilahiyat” olan bir  okulda “din öğretilir, kuran  okutulur, namaz kıldırılır, oruç tutulur…  Elbet Milli Eğitim Bakanlığı da edebiyatından tarihine, matematiğine kadar mevcut müfredatı zorunlu kılar!

       Pekala bu tartışmalar nerden çıktı? TC’den gelen bazı öğretmenlerin “din eğitimi  ile  yaşam tarzını bütünleştirmek istemesinden!”

Gerçekte “ilahiyatı seçmiş” bir öğrencinin zaten başka türlü bir yaşam şansı yahut serbestisi olamaz!                                       Mesela şimdi siz bir imamın şarap içtiğini işitseniz yahut görseniz, “laiklik, özgürlük vardır kardeşim içerse içer” mi dersiniz? Zaten böyle bir vaka olduğunda adamın “imamlığını” alır kapı önüne koyarlar! Çünkü henüz hiçbir dinde “reformlar” gerçekleşmemiştir, “Allah kelamı olduğu için” de kimse Allah’a şerh koşacak kadar muktedir ve büyük olamayacağından buna tevessül etmemiştir, tutun ki sonra “cehennem ateşlerinde yanar!” Yani!

Eee! “Dinle özel hayat nasıl  bağdaştırılacak” derseniz “laisizmle..” İsteyen “dini bütün” olur isteyen “laik!”

Buna karşın sürtüşmeler bitmez!  Çünkü “dini bütün Müslümanlar” laikliğe ters bakarlar, dine dayalı yaşam tarzlarını her fırsatta “dinsiz” gözüyle baktıkları bu kesimlere de dayatmaya çalışırlar!           Gelelim Hala Sultan İlahiyat Kolejine: Dini tedrisat yapacak, memlekete din adamı imam yetiştirecek böyle bir okula ihtiyacımız var mıydı? Mutlaka! Kimliğimizde “Müslüman” yazıyorsa “imamı da olacak okulu da!” Ve çok tabi ki bir ilahiyat öğrencisi beş vakit namazını da kılacak kuran da ezberleyecek!

Ancak şu gerçeği gözden kaçıramam  tabi! “Dini bütün insan vardır, sınırı aştı mı “yobaz” olanı vardır! Ben onlardan fena halde korkarım çünkü “Allah yoluna Hz. İbrahim gibi oğullarını bile kurban edecek kuru kafaya sahiptirler!”

Kısaca: Sorunu “Eğitim Bakanlığı çözmeli” diyeceğiz ama ortada inisiyatif yüklenecek hükümet yok! Memleket olduğunca “kurulacak hükümeti” bekliyor! Tez elden gerçekleşsin gayrı!

[divide color=”#”]                                   [/divide]

KISACA TAKILDIĞIM: (GENE KARDAK!)

       Türk ve Yunan sahil güvenlik gemileri gene Kardak kayalıkları etrafında buluştular! Türk gemisi Yunan gemisine “kaç” dedi kaçmadı. “Uyardı” gitmedi. Ve derken iki gemi bordo bordaya fakat hafifinden birbirlerine süründü! Yunan gemisi çekti gitti! Ne anladık? Bordo bordoya sürünmek çatışma  nedeni değildir! Demek ki burun buruna koç güreşi yapılmalı! Kısmet artık!

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar