İçinden geçtiğimiz karantina günlerine rağmen cumhurbaşkanlığı seçimi yapmam mümkün müydü?
Hayır mümkün değildi.
Oy kullanacak olanların ölüm korkusu yaşadığı bir ortamda ve üstelik de oy verme işlemlerinin de ciddi tehdit oluşturabileceği koşullarda seçime gitmek bilinçli ve planlanmış bir şekilde katliama teşebbüs etmek olurdu.
Ülkede savaş koşulları vardır.
Düşmanımız ve savaştığımız bu kez düzenli bir ordu değil ama yaşadıklarımız düzenli bir orduyla savaşmaktan farklı değildir.
Belki de daha da ağırdır.
Bu gerçeklerden hareketle meclisin aldığı seçimi 11 Ekim’e erteleme kararı doğru bir karardır.
Yaşanan olağanüstü koşulların dayatması sonucu bu karara varıldı.
YDP hariç bütün partilerin uzlaşması ve onay vermesi olumlu bir gelişmedir.
Sığ ideolojik takıntıları nedeniyle YDP hayır oyu vermiştir ama eminim ki YDP’yi destekleyen yurttaşlar da bu uzlaşmayı destekliyorlardır.
***
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, anayasanın amir hükümleri nedeniyle cumhurbaşkanlığı seçimini ertelenemez olduğunu belirtti.
Doğrudur.
Anayasaya göre cumhurbaşkanlığı seçiminin Nisan ayı içinde yapılması gerekir.
Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri ise yaşanan olağanüstü koşullara atıfta bulunarak “zorunluluk ilkesi” çalıştırılarak bu ilke çerçevesinde anayasaya rağmen seçimlerin ertelenebileceğini belirtti.
Bellidir ki bu konu tartışılacak.
Burada sorulması gereken soru şudur;
Yaşadığımız olağanüstü durum bittiğinde, hayat normale döndüğünde ve 11 Ekim’de cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldığında seçime itiraz edilirse ne olacak?
Kaybeden adaylardan biri “bu seçim anayasaya aykırıdır” derse ve Anayasa Mahkemesine başvurursa ne olacak?
Anayasa Mahkemesi ne karar verecek?
Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar kuşkusuz öngörülemezdir.
Ama bilmemiz gerekir ki bu seçim mahkemelik olabilir.
