Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda örgütlü sendika El-Sen, kendi kendine yüklendiği yetkiyle “icraatlar!” yapıyor.
Elektrik Kurumu’na borcu olanların elektriğini kesiyor.
Son “icraatları” sosyal yardım alan fakir bir vatandaşın elektriğini kesmek oldu.
El-Sen Başkanı gazetecilerin konuyla ilgili sorularına şu yanıtı verdi;
“4 ay boyunca uyarı yaptık. Ancak borcunu ödemedi. Biz de kesmek zorunda kaldık.”
Bildiğim kadarıyla El-Sen Başkanı’nın Elektrik Kurumu’nda resmi bir görevi yoktur.
Dolayısı ile borcunu ödemeyen aboneleri uyarma yetkisi de yoktur.
Uyarıya rağmen borcunu ödemeyen abonelerin elektrik akımını kesme yetkisi hiç yoktur.
Dünyanın neresinde görülmüştür ki bir sendika kendinde olmayan yetkileri kullanarak, üstelik yasa dışı bir şekilde vatandaşın elektriğini kesiyor?
Bir elektrik sayacına benim veya herhangi bir vatandaşın müdahale etmesi nasıl yasa dışı ise ve polis kovuşturmasına tabi ise sendikacıların da müdahalesi aynı şekilde yasa dışıdır.
Peki El-Sen bunu niye yapıyor?
Kendi ifadeleri ile Elektrik Kurumu’nun 4 ay önce 357 milyon lira alacağı vardı.
Sendika yetkisiz bir şekilde elektrik kesmeye başladı ve borcu 240 milyona düşürdü.
Sendikaya göre Elektrik Kurumu yöneticileri (ki bir müdürü, bir yönetim kurulu ve bir de yönetim kurulu başkanı vardır) ile hükümet, Elektrik Kurumu’nun alacaklarını tahsil etmiyor. Kurum sürekli borçta olduğu için de özelleştirmek isteniyor.
Eğer kurumun alacağı olan borçlar toplanırsa kurum ayakta kalacak ve özelleştirilemeyecek.
Sendika kendi açısından haklı olabilir. Özelleştirme isteyen bir sendika dünya yüzünde görülmemiştir.
Ama konu tam bir masgaralığa döndü.
Ve bu masgaralığa son verme zamanı artık geldi.
***
Elektrik Kurumu Müdürü, Yönetim Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı bu masgaralığın baş mimarı ve sorumlusudurlar.
Kurumun alacaklarını tahsil etmekten acizdirler ve kurumu sürekli zarara sokmaktadırlar.
Üstüne üstlük iyi bir yönetim sergileyememekte ve yasa dışı işlerin yapılmasına göz yummaktadırlar.
Sendikanın elektrik akımı kesmesi yasa dışıdır.
Ama kurum yönetimi buna göz yummakta, ses çıkarmamaktadır.
Sendika başkanının tıpkı müdür gibi veya yönetim kurulu başkanı gibi “ikaz ettik ödemedi kestik” şeklinde demeçler vermesi yasa dışıdır.
O makamı işgal eden müdür veya yönetim kurulu başkanı masgara durumuna düştüklerini bile bile bu yasa dışılığa ses çıkarmamaktadırlar.
Sırf makam uğruna o koltuklarda oturmaya devam etmektedirler.
Ve nihayette kurumun sahibi olan hükümet.
İlgili bakan ve Başbakan bu masgaralığa daha ne kadar göz yumacaklardır.
Özelleştirmeyi savunuyorlarsa çıkıp bunu vatandaşa ve çalışanlara anlatmak durumundadırlar.
Özelleştirme niyetleri yoksa da kurumun doğru dürüst yönetilmesini sağlamak zorundadırlar.
Bu masgaralığın figüranları kurum yöneticileri müsebbibi de onlardır.
Bu masgaralığın sürdüğü her gün ise bu devleti madara etmektedir.
Buna kim son verecektir…
