Bizim sorunumuz verimlilik

Ülkemizde en çok şikayet edilen konulardan birisi de, polis azlığı…

Trafik kazası olur, vatandaş “denetim” der, “e ama yeterli polis yok” denir…
Uyuşturucu ile suçlar artar, vatandaş “denetim” der, “e ama yeterli polis yok” denir.
Kavga çıkar, polis gecikir, vatandaş, “polis nerede” der, “e ama yeterli polis yok” denir.
Kısacası, artan suç oranları karşısında, “yetersiz” kalmanın nedenini de “sayıya” bağlarız…
Peki, “polis sayımız yetersiz mi?”
Bu konuda, Birleşmiş Milletler bünyesinde görev yapan Uyuşturucu ve Suç Ofisi, dünyadaki ülkelerin nüfusunu baz alarak, “100 bin kişiye kaç polis düştüğünü” hesaplamış…
Listede KKTC yok…
Rakamlar, Rusya’nın nüfus içerisinde en çok polisi barındıran ülke olduğunu ortaya koyuyor…
Rusya’da 100 bin nüfusa düşen polis sayısı 564.6.
Ki bu listede Rusya ilk sırada…
BM raporunda, ilk 10 ülke ve bu ülkelerde “100 bin kişiye düşen polis sayısı” da şöyle sıralanıyor:
1- Rusya 564.6
2- Türkiye 474.8
3- İtalya 467.2
4- Portekiz 454.2
5- Hong Kong 450.7
6- Kazakistan 444.8
7- Cezayir 425.78-
8- Bulgaristan 398.1
9- Slovakya 394.0
10- Çek Cumhuriyeti 393.8
Rusya bu alanda lider…
Ama Rusya’yı takip eden ise Türkiye…
Kriminal olaylar…
Sokak olayları…
Bu anlamda Türkiye’de polis sayısının da sürekli arttığını söylemekte fayda var.

Bizde durum ne?
KKTC’de resmi nüfus 296 bin olarak açıklandı en son…
300 bine yuvarlıyoruz, zira tüm hesaplamalar da aslında 300 bin üzerinden yapılıyor.
KKTC’de polis, itfaiye ve sivil polis görevlilerini hesapladığımız zaman, rakam da yaklaşık 2 bin 500…
Peki, sıkı durun…
100 bine, kaç polis düşüyor bu durumda…
Hesaplayalım…
2 bin 500 polis görevlisi var.
300 bin de nüfus…
Böl, topla, çarp, çıkar…
Kişi başına düşen polis sayısı 0.00833
Bunu 100 bin nüfusa oranladığımız zaman…
Rakam ortaya çıkıyor…
KKTC’de 300 bin nüfus var…
100 bin kişiye düşen nüfus sayısı 833…
Rusya’ya polis sayısında yüzde 30 fark atıyoruz.
Türkiye’ye oranla polis sayımızdaki fazlalık ise yüzde 43…
Demek ki, gerekçe, “kelle sayısı” değil…

Her işimiz böyle
Polis, “adam azlığı” nedeniyle, ek mesai ödeyen devlet kurumları sıralamasında ikinci sırada.
2014 yılı içerisinde ek mesai ödemelerinde polise 2 milyon 272 bin 375 TL ortalama bir ödeme yapılmış.
Bu kaynak var ki ödeniyor…
Polisin, kamu içerisinde, en zor şartlarda, özveri ile görev yaptığını, gece yatağından uyandırıldığını, alarm durumlarında günlerce evine dahi gitmediğini de bilen, dostlarım sayesinde de bunu yaşayan biriyim, haklarını da teslim edelim.
Ama bir saptama da yapmak durumundayız.
Polise, bir yıl içerisinde 30 milyon TL ek mesai ödendi…
Dünya ortalamasının da üzerindeyiz.
Dediğim gibi konu bu değil…
Alın dünya ortalamasını, bakın memur sayımıza…
Alın dünya ortalamasını, bakın doktor sayımıza…
Alın dünya ortalamasını, bakın öğretmen sayımıza…
Çalışma saatlerine bölün…
Halkın aldığı hizmetle kıyaslayın…
Ama halen daha istihdamlar devam ediyor kamuya…
Polis de personel istiyor…
Hastaneler de…
Okullar da…
Tapu da…
Gümrük de…
Vergi Dairesi de…
Peki var olan personelin nasıl verimli kullanıldığı noktasında bir adım atılacak mı?
Yoksa, alınan her personelin “ne kadar verimli kullanılacağı” hesaplanmaksızın, “bizim çocukları kamuda iş güvencesine” mi ağırlık vereceğiz.
Bu halka yazık ediyorsunuz.
Konu “verimlilik”…
Ya da düz bir bakış açısıyla, var olan sayıya rağmen, “verimsizlik…”
Yazık ediyoruz…