BİR TANESİ BİLE TUTSA… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

BİR TANESİ BİLE TUTSA…

İki pencere bir kapı bir ev ederdi.

Bir de sündürmesi,
Bir de avlusu.
Bir köşesinde akasya,
Bir köşesinde mersin ağacı…

Ki o evlerin karyolaları demirdendi.
Elinizi yüzünüzü yıkamak için duvarın bir köşesinde asılı duran musluklu seyyar çeşme bildiğiniz tenekedendi.
Yanında da küçük bir ayna…

Yüzünüzü o aynaya sığdırdığınızda her şey güzeldi.
Genellikle sabah vakitlerinde yurttan sesler korosunun şarkıları ile birlikte tarardınız saçlarınızı…

Son okul zili çaldığında Kız Lisesi ile Lefkoşa Türk Lisesinin talebeleri çıkış alanında buluşurlardı.
Erkek öğrencilerde bir telaş,
Kız öğrenciler utangaç…

İki üniforma vardı.
Biri okul, diğeri askeri üniformalar.
Son ders de bitince erkek öğrenciler vakit kaybetmeden evlerine gider, Mücahit elbiselerini giyerlerdi.
Huzursuz bir telaş içinde olmaları bu yüzdendi…

Günler geçmek bilmez,
Lakin bir tek onun ellerini tutmaya vakit yetmezdi…

O zamanlar kapılar yoktu yollar vardı.
Kapılar açık mı değil mi,
Kapanacak mı açılacak mı diye bir şey yoktu.
Yollar kapalı mı açık mı,
Mesele bundan ibaretti.
Hiç kimse yollar açılsın diye projeler yapmaz, ihalelere çıkmaz, yabancılara el avuç açmazdı,
Yollar herkesin yollarıydı…

Ki bu yüzden yol ile kapı politikaları farklıdır.
Bir yola ha kapı koydunuz ha varilden barikat.
Bütün mesele yolları açmakta.
Diyeceğim,
O dönemler,
Yollar bir açılır bir kapanırdı…

Resimdeki Göz Yaşları adlı şarkının yeni çıktığı yıllardı ki, hangi tarihteyiz buradan çıkar,
Ve gür bir ses sevgilisine ağlamaktaydı.
Bir gün belki hayattan,
Geçmişteki günlerden
Bir teselli ararsın
Bak o zaman resmime
Gör akan o yaşları

Evlerin panjurları dışarıya açıktı,
Kapılar da öyle,
Dikiş makinelerinin ritmik sesleri sokaklara yayılırdı.
Böyle zamanlarda,
Mevsim de güzelse,
İki eliniz cebinizde,
Bir ıslık dudaklarınızda,
O dar sokaklarında Lefkoşa’nın,
Şarkıları takip ederek yürürdünüz,
Hiçbir kapı yüzünüze kapanmadan.
Bir de pencereye çıkmışsa hafiften bir rüzgar saçlarında,
Attığınız adımlar karışırdı bazen sekilere çarparak.
Demek istediğim,
Hoş bir sarhoşluk içinde geçerdi hayat…

Sabahları yurttan seslerle kalkar,
Akşamları uzun havalarla yatardınız yıldızlar üzerinize kapanarak…

Hayatınızda kaç yıldız kaydı, kaç dilek tuttunuz saymadınız…

Bir tanesi bile tutsa hayat böyle mi olurdu?


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar