Bir imam uğruna - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Bir imam uğruna

Ahmet OkanAhmet Okan

 

Böyle mevsimlerdi.


Herkes kapısının önüne çıkar,

Kimisi mulihiya ayıklar,

Kimisi ceviz kabuklarını soyar,

Kimisi yaseminleri hurma dallarına dizerdi…

***

Çocuklar sokak aralarında oynardı.

Türkçe Rumca…

***

Adres sorulmazdı,

Kim Borozancıbaşı Sokağını,

Ya da Alparslan Sokağını bilirdi ki?

Adres sorana,

Mehmet Çavuşunun evinin tam karşısında, denirdi mesela.

Diyeceğim,

Adresler bilinmez,

İnsanlar bilinirdi…

***

Halbuki, çok zor günler geçirmişti iki cemaat.

Araya ayrılık girmiş,

Düşmanlıklar körüklenmekteydi.

Ama güzel şeyler de oluyordu.

Köylerde, kasabalarda,

Kapı önlerinde,

Mandıralarda,

Tarlalarda,

Harman yerlerinde,

Köşelerde bucaklarda birbiri ile muhabbet eden ahali,

Türkçe Rumca,

Sırasında dönemin ayrılığı ve düşmanlıkları körükleyenlere ilginç gösterilerde bulunurdu…

***

Sene 1956.

Halkın Sesi’nin 10 Haziranda yayınlanan sayısında şu bilgiler yer alır:

Ethnos gazetesinde Ethnikos, geçen hafta ileri sürdüğü teklifleri tekrarlamaktadır. Yani Türk ve Rum liderler bir otomobil ile Türk ve Rum mahallelerini gezmeli, kahvehanelere oturarak halk ile samimi bir dostluk havası içinde sohbet etmelidirler. Çünkü iki cemaat Aysergi’de Türkler ve Rumlar birbirlerini incitmeyeceklerine dair söz vermişler, kucaklaşmışlar ve gözyaşları arasında öpüşmüşlerdir. Şüphe yok ki, şimdi Aysergi Türkleri ile Rumları arasında çok daha yakın bir dostluk vardır. İki cemaat arasında dostluk münasebetlerinin iadesi için her yerde böyle gösterişli jestlere ihtiyaç vardır. (Ahmet An, Kıbrıslı Türklerin Siyasal Tarihi, s 538)

***

Yorum yapmadan başka bir konuya geçiyoruz.

Yorumlu…

***

 

“…Neymiş, birileri de diyor ki güya Türk… Ne Türk’ü be… Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım.”

***

Sene 2016.

Böyle diyor imam,

Ve test istiyor…

***

Suyunu bile istemeyeni kim bilir nasıl görür…

***

İzin almadığım için şairin ismini vermeye gerek yok.

Görüştüğümüzde şöyle dedi.

-Haddim olmayarak Türk şiirinde rötuşlar yapacağım.

-Nasıl yani, dedim.

İzah etti:

Bir hilal uğruna ya rab

Ne güneşler batıyor…

***

-Eee, diye sordum.

Dedi ki, bir hilal uğruna güneşleri batırmağa değer mi anlamına geliyor…

***

Yani molla!

Bu durumda,

Eğer doğruysa,

Ve ben yanılmıyorsam,

Bir imam uğruna ne güneşler batıyor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar