Bir çınarın altında - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Bir çınarın altında

Ahmet OkanAhmet Okan

Atilla İlhan’ın şu mısraları gibiydi bazan hayat:

dağılmış su dumanı şimşekli bir karanlığa
yağmurun altında çınar
çınarın altında o karaltı
bırakılmış bir araba
34 FN 346
sağ arka lastiği yırtılmış
camlarında kurşun delikleri
içinde barut kokusu var
hala çalışıyor silecekleri
bir sola bir sağa
bir sola bir sağa


Yarınların belli olmadığı yıllardı ki bir köşede terk edilmiş, lastikleri parçalanmış, içinde barut kokusu tüten bir arabaya benzerdi hayat, gündüzler bile kapkaranlık; yürekler endişeli, gözlerde korku.

Böyle dönemler de yaşanmıştı doğrusu.

Kimin nerede, nasıl, ne biçimde kaybolacağı ve bir daha geri gelmeyeceği bilinmiyordu; hayatın kendisine pusu kurulmuştu; bugün varsaydınız yarın olmayabilirdiniz, böyle bir dönem…

Sokaklar ve mahalleler tekin değildi gidilecek yerlere telaşla gidilirdi.

Sadece sokaklar ve mahalleler değil denizler, dağlar ve tekmil ovalar bile pusu altındaydı, sanki bu ada o harman yerlerinde birlikte buğday harmanlayanların ülkesi değildi.

Aşktan ve ekmekten geçmişti insanlar hayatta kalabilmekti önemli olan.

Zihinler çoktan kirletilmiş; çoktan allak bullak olmuştu.

Nere baksanız, nere gitseniz, Mağusa, Lefkoşa, Baf, Limasol, Larnaka ve tekmil köy ve kasabalarda barut kokusu.

Ekmekten sudan çok en önemli şey kum torbalarıydı; yetiştirmek mümkün değildi mevzilere.

Evde, okulda, fabrikada, inşaatta, tezgahta ve dairelerde, kim nerede olursa olsun terkedilmiş bir araba gibiydiler; nefeslerinde barut kokusu.

Belki bir cinnet dönemiydi belki bir cinayet ama böyleydi…

Tekmil sokaklar ıssız ve suskundu; hiçbir kapının yüzünde tebessüm yoktu; kuşlar şaşkın, akasyalar ağlamaklıydı; surların taşları bile çatlardı böylesine.

Dillerin sustuğu, gözlerin konuştuğu, yüreklerin burkulduğu dönemlerdi.

Ne şarkılarda teselli bulmak mümkündü ne de şiirlerde.

Tek tek insanlar değil büsbütün bir hayat terk edilmişti bir köşeye; geleceği belirsiz bir hayat, içinden kan sızan.

Top ve kurşun sesleri yükseldiğinde o belirsiz karanlık gecelerde çocuklara ağlamak bile yasaktı!

Barış, sevgi, kardeşlik sokaklarda, mevzilerde ve her yerde paspas yapılmıştı; başka dillerde konuşanlar komşu komşuya, esnaf esnafa, köy köye düşman edilmişti.

Böyle zamanlarda hayat şairin dile getirdiği 34 FN 346 plakalı arabaya benzerdi, silecekleri sağa sola savrulan; içinde barut kokusu, bir çınarın altında ve yağmur yağarken…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar