Bir 23 Nisan açıklaması… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Bir 23 Nisan açıklaması…

KTÖS Eğitim Sekreter Yardımcısı Semen Saygun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde KTÖS adına bana göre çok önemli bir açıklama yaptı. Ancak gerek devletin resmi haber ajansında gerekse diğer görsel ve yazılı basında tam anlamı ile yer bulmadı. Süslü püslü 23 Nisan törenleri arasında gerçekleri gözler önüne seren bir açıklamaydı. Yüzleşmek istemediğimiz gerçekler… Ama gerçekler acıdır işte… Bu vesile ile açıklamanın tümünü sizinle bu köşeden paylaşıyorum: “23 Nisan Çocuk Bayramı yaklaşırken bu bayramın kutlandığı ülkemizin kuzeyinde ve Türkiye’de çocukların şu anki durumunu dikkatlice incelemek gerekmektedir. Çocukları siyasilerin koltuğuna oturtmak, gösterişli törenler düzenlemek ve çocuklar gösteri yaparken gurur duymak onlara yaşattığımız olumsuzlukları ortadan kaldırmamaktadır. Araştırmalara göre Kıbrıs’ın kuzeyinde başlıca çocuk hakkı ihlalleri arasında çocuk istismarı, çocuk işçiliği ve çocuk suçluluğu bulunmaktadır. Devlet, çocuklar ile ilgili üzerine düşen sorumluluğu yeterince yerine getirmeyip, özel gereksinimli çocukları, göçmen işçi çocukları, korunmaya muhtaç çocukları ve mülteci çocukları ihmal ederek kendi eliyle çocuk istismarına sebep olmaktadır. Anayasa’da parasız eğitim anlayışı esas olmasına rağmen eğitimde uygulanan gizli özelleştirme politikaları nedeniyle her çocuğun eşit eğitime erişim hakkı devlet tarafından elinden alınmaktadır. Yarışmacı sınavların çocuklarımız üzerindeki tahribatı ise tam bir felaket yaratmaktadır. Çocuklarımız, çocukluklarını yaşamadan manevi baskı ile büyümek zorunda bırakılmaktadır. Ayrıca, kayıt dışı iş gücünü kayıt altına alma anlayışındaki yanlış politikalar ve çalışma izinlerindeki ekonomik yükümlülüğün çalışanın omuzlarına yıkılması sonucu kaçak duruma düşen birçok göçmen işçi aile işini kaybetmeme, ülkeden atılmama korkusu ile çocuklarını okula yollamamakta ve bu da çocukların eğitime erişim hakkına engel olmaktadır. Kısacası, devlet politikaları, sermayenin ucuz iş gücü bağnazlığı ve ailenin hayat koşullarının faturası çocuklara kesilmektedir. Medyada çocuklar gerek fotoğraf, gerekse haber olarak teşhir edilip, hakları yok sayılmakta, bazı medya kurumları tarafından istismara uğramakta ve hakları yasalar çerçevesinde yok sayılmaktadır. Bunların yanı sıra, çocuklar, çocuk işçi olarak çalıştırılmakta, dövülmekte, hakarete uğramakta, aşağılanmakta, tecavüze maruz kalmakta ve hatta öldürülmektedir. Çocuklara uygulanan fiziksel, duygusal, cinsel istismarın ve ihmalin coğrafyamızda gittikçe arttığını bulunduğumuz yerden bile gözlemleyebiliyoruz. Daha 2 yıl önce Mustafa Diker cinayeti ile vicdanlarımızla yüzleşmedik mi? Bu konuda devletin suçsuz olduğunu hangimiz söyleyebiliriz? Kıbrıs’ın kuzeyinde suça itilmiş çocuklar konusuna gelince, ülkemizin kuzeyinde bu çocukların yargılanabileceği Çocuk Mahkemeleri, kalabileceği bir ıslah evi ve suça itilmiş çocukları topluma kazandırabileceğimiz kamu projeleri bulunmamaktadır. Çocuklar büyüklerle aynı mahkemelerde yargılanmakta ve aynı cezaevlerinde kalmaktadır. Bu suça itilmiş çocuklar için ayrı bir risk oluşturmaktadır. Kıbrıs’ın kuzeyinde, son zamanlarda artan Sünni İslam propagandalarıyla, okuldan alınan, eğitimi yarıda kesilen kız öğrencilerin sayısının arttığını gözlemlemekteyiz. Ayrıca bazı çocuklar küçük yaşlardan başlayarak, kendi iradeleri dışında kuran kurslarına gönderilmekte ve kız öğrencilerin başları örtülmektedir. Bizler çocukların olgunluk çağına gelmeden ekonomik ve siyasi istismarı ile beraber çocukların dinsel istismarına karşı da mücadele etmekte kararlıyız. Adanın kuzeyinde uyguladığı kolonizasyon uygulamaları ile Kıbrıslı Türklerin kültürel, kimliksel, dilsel ve din algısı varlığını tehdit eden ve her platformda ‘Çocuk Bayramı’ olan tek ülke olduğu ile övünen Türkiye Cumhuriyeti’ne baktığımızda ise işçi çocuk sayısının 960 bin, son 25 yılda doğu ve güneydoğu da öldürülen çocuk sayısının 569 olduğunu görürüz. Mazlum Akay, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz ve Berkin Elvan TC Devleti’nin ihmal ederek öldürülmesine göz yumduğu çocuklardan bazılarıdır. Türkiye’de Pozatlı Cezaevi’nde çocukların dövüldüğü, işkenceye maruz kaldığı medyaya yansımasına rağmen TC Devleti’nin işkenceyi, ihmali, istismarı, ölümü görmezden geldiği, sorumlularını yargılamadığı, yargılasa da ceza vermediği hafızalardan silinmemiştir. Hem adanın kuzeyinde, hem Türkiye’de, hem de Dünya’nın birçok yerinde çocuk istismarı, ihmalleri, ölümleri önlenemeyip, devletler tarafından görmezden geliniyorsa; çocukların barınma hakları, eğitim hakları, yaşam hakları ellerinden alınıyorsa; çocuklar cinsel istismara, tecavüze uğruyorsa; çocuklar savaşlarda ölüyorsa; çocuklar ihmalden, yoksulluktan, açlıktan ölüyorsa; hangi militarist tören, hangi süslü püslü kutlama çocukların hak ihlallerini örtebilir ki? Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın gönlülerince geçmesini dilerken, hükümetten çocuk hakları ile ilgili ciddi politikalar geliştirmesini ve çocuk ihlalleri ve istismarı ile ilgili ciddi önlemler almasını talep ediyoruz.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar