Bilseydi Garnındaki Erkek Çocuğudur, Hastanelerde Öldürürlerdi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Röportaj

Bilseydi Garnındaki Erkek Çocuğudur, Hastanelerde Öldürürlerdi

Bilseydi Garnındaki Erkek Çocuğudur

Ali Atamer: Çocukluk ve gençlik dönemlerinden başlayarak sohbetimize başlayalım dilerseniz.
Meryem B.:
Ben Vudalıyım. 1946 doğumluyum. Çok eyi güzel bir koydü Vuda. Çok iyi bir hayatımız geçti orda. Larnaka’ya bağlı bir köydü. Atalarımda Vudalıydı bildiğim gadarıyla. Galehorgo derdi Rumlar o köye. Sonra bura geçinca Akova oldu. Rumlarla garışığdık. Azınlıktı Rumlar. Mahallelerimiz iç içe değildi ayrıydı. Böğrülcesi meşhurdur. Gönen böğrülce tabi. Bostanı olurdu. Babam hayvancıydı yardım ederdim babama. İlkokulu bitirdim. Evin en büyüğü olduğum için okula goymadı babam. Küçük kardeşlerimi okuttu. Su daşırdık hayvanları yemlerdik. Manıdra işi. Lambacağın önünde nakış, tentecik işlerdik.
Ali Atamer: Rumlarla neler paylaşırdınız Meryem teyzeciğim?
Meryem B.:
İyiydi ilişkilerimiz. Garışırdık birbirimize. Ovada çobanlar buluşurdu. Gavede gave içerdi erkekler. ‘58’den sonra Rumlar basacak köyü öldürecek bizleri diye damalara çıkardık. Güya Rumlar gelirsaydı atacaktık nice bu genlere şişe. Çok da korku yaşadık. Köydekilerden korkmazdık çokluk. Dışardan gelen Rumlardan gorgardık. Pilavuna yaparlardı paskalarında ağırlarlardı bizi da. Biz da bayramda çörek ağırlardık genleri. Türkçe bililerdi hepsi. Biz Rumca bilmezdik.

Ali Atamer: Mustafa dayı senin hayat hikayende neler var?
Mustafa B.
: Üç şehitler Goşşi köyünde 1940 da doğdum. İskeleye bağlı bir köydü. Köylerimiz yakındı. Ufak bir köydü ama hep Türkdü. Urum yoğudu ama ovada sınırda çobanlar gene buluşurlardı te ki ‘58’e gadar. Babamı vurdular Rumlar ondan sonra hiçbir Rumu köye goymadılar. Hayvancıydık bizda. İlkden çobanıdı aile. Çocuklarda öyle yetişti. ‘58’de babam vurulunca diğer kardeşlerime babalık yaptım. 1. sınıftan ayrıldım okuldan.
Ali Atamer: Mustafa dayımın köyü nasıl bir köydü?
Meryem B.:
Meşhur Goşşi balı çıkardı orda. Kıbrıs’ın en güzel balı ordaydı. Her evde arı govanları varıdı mutlaka. Arıcılık da yaptım. 10 sene tutan olmuş bu balı ve hiç bozulmadığını söylerler. Şimdi ise yaşam yok köyde ve Rum askeri oturur orda.
Ali Atamer: Eskiye özlem var mı?
Meryem B.
: Yaşamam artık oralarda.


Ali Atamer: Eskiden yaşamın zor olduğunu kabul ederiz ama yinede insanlar bu kadar zor ve acı geçen hayatın içinde sosyal olabilirlerdi değil mi?
Meryem B.
: İskeleye giderdik gezmeye. Her hafta ona abone olduyduk giderdik. Deniz panayırına, Bayramlarda hala sultana, sinemalara giderdik. Köyün bir arabası vardı hiç yoktan biner giderdik. Şimdiki gibi her evde bolluk yoğudu vasıta. O zaman öyle geçerdi. Çocuklarımız oldu 3 dane ve kilitlerdik genleri eve da giderdik Mustafa’ynan gol gola sinemaya. Sorarlardı bize “ama çocukları bırakırsınız da gidersiniz sinemalara”. Napalım severdik sinemayı. 1 hafta evelisinden parçasını gösterirdi Türk filmlerini ona göre beğenirsak giderdik. Sinemayı işletenler Türktüler.
Ali Atamer: Çiftlerin tanışma görüşme fasılları hep ilgi çekici güzel anılarla doludur.
Meryem.B.:
Aracı girdi Hüseyin berber diye biri aracı girdi bize. Kısmet idi oldu.
Mustafa B.: Benim haberim yok Meryem teyzenden. Daha evel görmedim. Goyun kırpar çok güzel dediler Meryem. Hah dedim madem bu işi yapar bana yardımcı olacak. Alayım gendini. Görüştük tokalaştık.
Meryem B.: Dediler beğendiniz mi birbirinizi. Beğendik dedik. Tekrar dünürcü geldiler. Tekrar biz gittik kız tarafı olarak Mustafa’nın köyünü görelim. Keşke şimdikilerda bizim gadar mutlu bu gadar uzun süre sürdürebilsinler. Şimdikiler hep gendini düşünür. ‘62’de gıydık nikahı.
Ali Atamer: Eskiden kız tarafına ağırlık verme geleneği vardı.
Meryem B.:
Bizim zamanımızda yoğudu. Bir yatak ya da hayvan yada para verirlerdi gız tarafına.
Ali Atamer: Nikahınız nerde kıyıldı?
Meryem B.: İskelede gıyıldı nikah. Çok sürmedi harp olduydu. ‘63’de. Düğünümüz olmadı harpdan dolayı. Herkes can derdinde biz düğün derdine olamazdık. Yapmadık düğünü.
Ali Atamer: Aslında “63”te çıkan olaylar düğünü yapamama nedeniniz. Dilerseniz “63”ten “74”e kadar olan süreci anlatın bize.
Meryem B.:
“63”te mapıs hayatı yaşadık. Korkardık dışarı çıkamazdık. Tam harp vurunca yapamadık düğünü. Sağa sola gidemezdik. Köyden dışarı çıkamazdın nasıl düğün isteyceydin. Goşşi köyünde galdık. Yaşamaya devam ettik öyle. Gelinlik geymedim. Köyü Rum polisleri bastı. Hep kadınlar çocuklar toplandı 2 eve. Bir da rum polisi vurulduydu. Öyle olunca korktular gaçtılar. O günden sonrada köye hiçbir rum girmedi. “63”ten sonra İngiliz garışmazdı bize. Rumunan Türk galdıydık garşılıklı. Hatta ben ilk çocuğumu doğuracamda ilk luricinaya gittik ve beni helikopterinan galdırmak istediler Lefkoşa’ya. Çünkü yoldan gitseydik da bileseydiler garnımdaki çocuk erkekdir Rum hastanesinde öldürecektiler bana çocuğumu. Erkek çocuklarını öldürürlerdi Rumlar. Ve böyle duyunca korktuk. Başka bir aracınan İskele hastanesine getirdiler.
Ali Atamer: Mustafa dayıcığım TMT’de görev aldın herhalde?
Mustafa B.:
‘58’de girdik TMT’ye. 18 yaşındaydım. Yemin ettik ve girdik. Daha sonra Türkiyeye eğitime gittik. 40 gün eğitim aldık orda. Ve köyde göreve devam ettik. Görevimiz köyü savunmaktı.
Meryem B.: Çobanlara saldırırlardı.
Mustafa B.: Beni da tuttulardı çobandım diye. Ama bir süre sonra bıraktılardı bişey yapmadılar. Davarı da aldılardı bize.
Meryem B.: ‘74’e gadar galdık köyde.
Ali Atamer: ‘74 göçmeni çoğu insanımızın fotoğrafları gözümün önüne geldiğinde üzülürüm. Dağlardan tepelerden, barikatlardan geçerken neler yaşadınız?
Meryem B.:
Çok zorluk çektik. ‘74’ten evel akıncılara sığındık erkeklerda köyde galdı. Birer pataniya bir boğça da elimizde gaçtık. Arkadaşlar girdi köye. Ben giremedim. Yapayalnız galdım ovalarda. Akşam ovada olan gadın sen miydin? Dedi asker evet dedim bendim. Aldılar bizi da köye. O gadar bir korku çektim ki gaçarkan bir pabucum başkaydı diğeri başkaydı. Luricanaya sığındık biz. 14 Ağustosta bastılar köyü. İskele kazasına bağlı köyler düştüydü. Te ki bizim köy galdı bunlarda direndi köyden gaçmayık diye. Bizimkiler nasıl olduysa uçaklara ulaştılar. Yetişti uçaklar ve çok da Rum öldü o köyde. Bunlar görünca ki evler yıkıldı birçoğu dağda galdı ve 1 hafta sonra geldiler. Elimizde para yok, yem yeycek yok, geyecek yok. Bir yorganın üstünde yatırdı herkes.
Ali Atamer: Rumların elinde TMT’de olan Kıbrıslı Türklerin listesi olduğunu duyarız. İsmi yazılı olanlara ne yapılırdı?
Meryem B.
: Korkardı bizimkiler çıksın dışarı. Ya da ovalarda saklanırlardı. Bazen derlerdi Mustafa’yı ararık. Dışarı çıkmazdık. Bizim yaştakiler çok çekti. Kötü günler gördük biz.
Mustafa B.: Ovada galdığımız gece balaları örttüm üstlerine hem üşümesinler hem de saklayım gendilerini Rumlardan.
Meryem B.: Şimdikilere nasihat olsun.
Ali Atamer: Meryem teyzeciğim bir yastıkta 51 yılın sırrını kendince ifade eder misin?
Meryem B.
: Eskiden biz işlemezdik evdeydik çoluk çocuğumuza bakardık. Şimdikilerin para gördü cebleri hemen çekil oyanı deyen ayrılın. Sevgiyi saygıyı yitirdiler. Altında araba var para var. Gocayı napacam der. Yer içer yaşar.
Mustafa B.: Goca çok şimdiki kadınlara.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar