Beş yılda tek bir ilerleme yok - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Röportaj

Beş yılda tek bir ilerleme yok

Beş yılda tek bir ilerleme yok

BARBAROS GİDİYOR: Müzakere masasında krize neden olan Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin adadaki varlığı ortadan kalkıyor. Barbaros gidecek. Dışişleri Bakanı Nami, bunun müzakere masasının yeniden kurulması için önemli bir adım olduğunu söyledi

5 YIL KAYIP: Nami, geçmiş beş yılda, Kıbrıs sorununda hiçbir önemli ilerleme sağlanamadığını söyledi. Nami, yeni dönemde, hükümet ile uyumlu, çözüme inanan ve çözüm masasında dinamik bir ekibe ihtiyaç duyulduğunu, böylesi bir ekiple hükümetin uyum içinde çalışabileceğini söyledi


Baykan Gürses ÖZDAĞ
Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs müzakere sürecinde son 5 yıldır hiçbir ilerleme olmadığını söyleyerek, bu dönemin bir kayıp olduğuna işaret etti.
Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin, Türkiye’ye dönecek olmasının Türk tarafının iyi niyeti olduğunu belirten Nami, bunun Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında müzakere masasının yeniden başlayabileceğinin işareti olduğunu söyledi. Nami, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, müzakere masasının kurulmasının mümkün olmadığının altını çizdi.
Seçim sonrası, hükümetle paralel, çözüme inanan bir cumhurbaşkanlığı yapısının önemine vurgu yapan Nami, “Biz hükümet olarak, çözüm sürecine güçlü bir destek vermeye hazırız” dedi.
Nami, geçmiş bir yılda, hükümetin inisiyatifi ile ortaya çıkan 11 Şubat ortak mutabakatı dışında adım atılmadığının altını çizdi.

Çözüm odaklı masa…
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası oluşacak yeni dönemde müzakere masasının yeniden kurulması ve ilerleme odaklı bir görüşme sürecinin başlaması beklentisi içinde olduklarını söyleyen Özdil Nami, “Müzakere masasının çözüm odaklı kurulması son derece önemlidir” dedi.
Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin bölgeden ayrılacağını açıklayan Nami, bunun Güney Kıbrıs’ta olumlu karşılanması ve Kuzey Kıbrıs’taki seçimin ardından da müzakere masasının kurulması yönünde olumlu bir gelişme olması temennisi içerisinde olduklarını ifade etti.

Soru:  Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin de bugün bölgeden ayrılmakta olduğunu açıkladınız.  Bu karar kendi içinde bir sürpriz barındırır mı?
Nami:
Hayır. Biz sürecin başından beri atacağımız adımların hidrokarbon konusunu ile ilgili Rum tarafının attığı adımlara eş zamanlı ve eşdeğer olarak atılacağını söylemiştik. Rum tarafı şimdi SAIPEM gemisini bölgeden gönderdi. Dolayısıyla biz de buna karşılık Mağusa Limanı’nda bekletme olduğumuz Barbaros Hayrettin Paşa gemisini Türkiye’ye göndermeye karar verdik.

Soru: Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile nasıl bir istişare içinde oldunuz? Bu kararı siz mi aldınız?
Nami:
Biz sürekli, günlük bazda zaten temas halindeyiz. Adım atacağımız daha önceden de koordine edilmişti. SAIPEM’in aktivitelerini sürekli olarak takip ediyorduk. Onun için sistem daha önce öngörüldüğü şekilde çalışmış oldu.

Soru: Bu yöndeki kararın alınmasında siz mi zorlayıcı oldunuz?
Nami:
Hayır, burada herhangi bir tarafın zorlaması diye bir şey yok. Zaten ilk başta kararda Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs Türk halkının menfaat ve çıkarlarını korumak üzere bir adım atması ihtiyacından doğdu. NAVTEX, Türkiye tarafından bizim talebimiz üzerine yayımlandı. NAVTEX’i biliyorsunuz biz 1 hafta yenilememiştik, geçen yıl sonu bittiğinde, o ara da bizim müşterek değerlendirmemizin bir neticesiydi. 1 hafta boyunca NAVTEX yoktu, Rum Liderin masaya dönmesini bekledik. Ama o masaya dönmek yerine 5 Ocak’ta manifesto niteliğinde bir açıklama yaptı ve kendi biten NAVTEX’lerini de yeniledi. 1 hafta bekledikten sonra bize atacak başka bir adım kalmamıştı. NAVTEX’i biz de Rum tarafının attığı adıma karşılık olarak yeniledik. Ama bir iyi niyet gösterisi olarak Mağusa Limanı’nda Barbaros Hayrettin Paşa’yı bekleteceğimizi açıkladık ve beklettik. Nitekim şimdi bir olumlu adım daha atıyoruz, umarız Rum lider bunları olumlu değerlendirir. Yeni önkoşullar ortaya koymadan müzakere masasına gelmesini bekliyoruz.

Soru: Bu kararın Rum tarafında nasıl algılanmasını bekliyorsunuz?
Nami:
olumlu algılanmasını bekliyoruz. Biz zaten sürekli olarak, ana derdimizin kapsamlı çözüm olduğunu sürekli vurguladık. Bizim hidrokarbonlarla ilgili şu anda birincil öncelikli bir gündemimiz yok. Birincil öncelikli gündemimiz kapsamlı çözüm müzakerelerinin kaldığı yerden devam etmesi, geçmiş yakınlaşmalara sadık kalınması, 11 Şubat anlaşmasındaki tarif edildiği şekilde bir federal çözüme ulaşılmasıdır.
Bizim attığımız adımın NAVTEX yayınlamakla, Barbaros Hayrettin Paşayı bölgeye göndermekle ilgili mantık şuydu, ana hedefimize ulaşmayı engelleyen unsur Rum tarafının Avrupa Birliği gibi hidrokarbon konuları gibi uluslar arası tanınmışlığı gibi bazı unsurları elinde koz olarak görmesi… Biz zaten Avrupa Birliğinin yarattığı sıkıntılarla mücadele ediyorduk, bir de hidrokarbon konusunun benzer bir duruma dönüşmesini istemiyorduk. Dolayısıyla attığımız adımların mantığı buydu.
İstediğimiz kapsamlı müzakerelerin derhal başlamasıdır. Bu derhal ve emen başlaması tabi ki bizdeki seçimlerden sonrasını işaret ediyor.

Soru: BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide, ara bölgede liderleri bir araya getirebilirim gibi bir ifade kullandı. Bu mümkün mü?
Nami:
Hayır, böyle bir şey mümkün değil.

Soru: Doğru olur mu size göre?
Nami:
Doğru da olmaz. Bizim seçimlerimize çok az bir süre kaldı. Artık bunun neticesinin ortaya çıkması lazım. Ondan sonra müzakereler kaldığı yerden devam etmeli.

Önemli olan geçmiş yakınlaşmalar
Soru: Derviş Eroğlu’nun geldiği nokta ve bundan sonrası için bu iyiniyet adımlarının ardından üzerine bir şey inşa edebileceğini düşünüyor musunuz?
Nami:
Burada önemli olan geçmiş yakınlaşmalarla ilgilidir. Esas yaşanan sıkıntı bununla ilgilidir. Durumun nasıl netleşeceği önemlidir. Eğer bu geçmiş yakınlaşmaların muhafaza edilmesi şeklinde oluşursa o zaman hızlı bir şekilde ilerleme sağlayabiliriz.
Fakat Rum tarafının şu anki pozisyonu bu değil. Onlar tüm konuların eş zamanlı şekilde sıfırdan müzakereye açılmasını istiyor. Bu sıkıntının aşılmasının yegane sorumluluğu Türk tarafına yüklenemez. BM’nin de burada daha aktif bir rol üstlenmesi lazım. Eide, bunun ipuçlarını verdi. Hızlı ilerleme sağlanacak  bir müzakere yapısı oluşturmaya çalışıyoruz dedi. BM’den de çelişkili açıklamalar geliyor. Bir taraftan bunu arz ettiklerini söylüyorlar, bir taraftan da bütün sürecin her iki tarafın inisiyatifinde olduğunu ifade ediyor Burada sanırım bir fikir karmaşası var. Biz Dışişleri Bakanlığı olarak daha önce açıkladık, sonuç alıcı olması için iki unsurun da yan yana gelmesi lazım. Bunlar da hakemlik ve takvimdir. Eğer geçmiş yakınlaşmalara sahip çıkarsak, liderler seviyesinde böyle müzakerecilere delege edilmiş değil, liderler seviyesinde yoğun müzakereler başlarsa, bunu iyi disipline edilmiş bir kurguyla yaparsak, en son görüşülecek bir konu olan toprak konusunu öne çekerek zorlaştırmazsak, Maraş gibi konulara dağılmazsak, o zaman disiplinli sonuç alıcı bir müzakerenin içine girmiş oluruz. Toprak ve Maraş konusu da dahil müzakere sürecinin olgunlaştığı son aşamada ele alınır. Ve yeni bir kapsamlı bir müzakere süreci ortaya çıkar. BM’nin bu kurguyu daha ağırlıklı şekilde müzakere masasında talep etmesi lazım.

Geçmiş beş yıl kayıp…
Soru: Müzakere süreçlerinde yer aldınız. Mevcut müzakere heyetinin bahsettiğiniz hızda liderlik seviyesinde, seçim sonrası devam etmesini mümkün görür müsünüz? Mevcut liderlikle devam edeceğini düşünüyor musunuz?
Nami:
Liderler seviyesinde yoğunlaştırılmış müzakereler, müzakerecilerden de destek almama anlamını taşımaz. Ancak şu bir gerçektir ki, son 5 yıl hemen hemen hiçbir konuda hiçbir ilerleme sağlanmadı.
5 yıldır görevde olanların bununla ilgili söyleyecek bazı sözleri olması lazım. Neden daha geçmiş dönemde yine benzer Rum Liderlikleriyle muhatap olunduğunda birçok yakınlaşma kağıdı üretilebilmişti, anlaşma üretilebilmişti. Ama bu geçtiğimiz 5 yılda hiç bunlar yapılamadı. Geçtiğimiz 5 yıla baktığımızda tek somut ürün 11 Şubat 2014 anlaşmasıdır. O da CTP iktidara geldikten sonra oluştu. Hükümetin bunda katkıları oldu.
Biz bundan sonraki dönem için bakanlık olarak görevde kim olursa üstümüze düşen sorumluluğu geçmişte olduğu gibi  yerine getireceğiz. Ama bizim beklentimiz müzakere masasında olanların en az bizim kadar kapsamlı çözümü arzu etmeleri ve bunu zorlayıcı bir tavır içinde olmalarıdır.
Bizim çözüm irademizi güçlü şekilde müzakere masasına yansıtmamız lazım.
Umarım gelecekte bu sıkıntıları yaşamadığımız bir ortak akıl etrafında kenetlendiğimiz, masada söylediğimizle halkın arasına karıştığımızda söylediklerimizin birbiri ile aynı olduğu bir dönem yaşarız.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar