Bahar ayları kalp krizini tetikliyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Kıbrıs

Bahar ayları kalp krizini tetikliyor

Aniden ısınan hava, üst solunum yollarında görülen hastalıkların ve kalp krizi riskinin artışına neden oluyor. Peki bu soruna karşı ne yapabiliriz?

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülcan Abalı, uzun süren ve kondisyon olarak güçsüz kalınan kış aylarından sonra, önlenebilir risk faktörlerinden kaynaklanan kalp ve damar hastalıklarından korunmak için önerilerde bulundu. Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülcan Abalı, ani değişen hava şartlarıyla birlikte yaşanan ısı ve basınç değişiklikleri ile üst solunum yolları enfeksiyonlarında artış olmasının kalp krizi riskini tetikleyebildiğini söyledi.

Doç. Dr. Abalı, hava şartları ve mevsimlerin insan sağlığı üzerindeki etkisinin birçok çalışma ile gösterildiğine dikkat çekti.
İnsanın fiziki ve ruhsal değişimiyle birlikte atmosferde yaşanan ısı ve basınç değişimi, polenlerdeki artış ve güneşin de etkisiyle kalp hastalıklarından alerjiye bağlı sorunlara, cilt hastalıklarından böbreklere kadar birçok organı etkileyen sağlık sorunlarına daha sık rastlanabildiğini ifade eden Abalı, bu dönemde özellikle kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda olan kişilerin dikkat etmeleri gerektiğini belirtti.


kalp-krizi-1

Kalp krizi sıklığının bu dönemlerde daha fazla görüldüğünü söyleyen Abalı, “Bahar aylarında ısı ve basınç değişiklikleri ile beraber üst solunum yolları enfeksiyonlarında artış olması kalp krizi riskini tetikleyebiliyor. Ayrıca kalp hastaları kadar risk grubundaki kişiler de bundan etkilenebiliyor. Çünkü havaların ısınması ile beraber terleme gibi nedenlerle vücutta sıvı kaybı yaşanması ile kanda koyulaşma ve pıhtılaşma meydana gelebiliyor. Bu da kalp krizi ve felç risklerini artırıyor” dedi.

NASIL ÖNLEM ALMALI?

Sıcaklarla birlikte havadaki nem oranının arttığını, bunun sonucunda da su ve mineral kaybının meydana geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Gülcan Abalı, idrar söktürücü ilaç kullanan hastaların bol miktarda su tüketmeleri gerektiğini özellikle çok fazla terleyen ya da kilo sorunu yaşayan kalp hastalarının bu konuda çok daha dikkatli olması gerektiğini kaydetti. Abalı, “Terlemeyle birlikte vücutta kaybolan sıvı, kan akışkanlığında azalmaya ve koyulaşmaya neden olur. Sıcak ortamda, kendini soğutmak amacıyla kan cilde hücum ederken kan basıncı düşebilir veya yükselebilir. Bu da kalbin aşırı çalışmasına, beklenmedik kalp krizlerine, ritim bozukluklarına, ani oluşan ve hastaneye yatmayı gerektirecek kalp yetersizliklerine yol açabilir” şeklinde konuştu.

EN ÇOK DERİ VE BÖBREKLER TEPKİ VERİYOR

bobrek

Mevsim geçişlerinde sıcaklıkların ani olarak değişmesine öncelikle deri ve böbreklerin tepki verdiğini belirten Doç. Dr. Abalı, derinin, sıcaklık seviyesi arttığında terleyerek vücut ısısını dengede tutmaya çalışırken, böbreklerin de bu sırada vücuttaki su oranını korumak için idrar üretimini yavaşlattığını, bunun sonucu olarak da vücuttaki kanın koyulaşıp pıhtılaşma eğiliminin arttığını, bu nedenle söz konusu dönemde sağlıklı ve düzenli beslenmenin yanı sıra, mevsime ve sıcaklıklara uygun, terlemeye neden olmayacak kıyafetler giymenin ve hareketli bir yaşamın önemine dikkat çekti. Abalı, “Hipertansiyon ve böbrek hastaları bol su tüketmeli ve ilaçlarını doktorlarının önerdiği şekilde almaya özen göstermeli. Ayrıca idrar söktürücü etkisi olan alkollü ve kafeinli içeceklerden, gazlı ve aşırı şekerli sıvı gıdalardan da uzak durulmalı” diye konuştu.

Bahar aylarında havaların olumlu etkisi ile iyi hisseden bireylerin, kendilerinde daha fazla efor sarf etme imkanı bulduklarını söyleyen Doç. Dr. Abalı, fiziksel özelliklere ve yaşa uygun olmak üzere haftada beş saat düzenli egzersizler yapılmasının yarar sağlayacağını ifade etti.

TANSİYON HASTALARI DİKKAT!

hipertansiyon

Kalp hastalıkları açısından riski azaltmak için kan basıncı yüksekliğinin de kontrol altında tutulması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Abalı, “Özellikle tansiyon hastalarının ve risk grubunda yer alan kişilerin ayda bir kez, aynı gün içerisinde tansiyonlarını belirli aralıklarla birkaç kez ölçmesinde yarar var. Ölçülen değerin büyük tansiyon için 140 mmHg, küçük tansiyon için ise 90 mmHg ve altında olması gerekiyor. Bu değerleri aşan durumlarda ise mutlaka bir uzmana danışılmalı” dedi.

Aşırı tuz tüketiminin başta böbrekler ve kalp olmak üzere birçok organı olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Doç. Dr. Abalı, “Fazla miktarlarda alınan tuz tansiyonun yükselmesine neden olurken bu durum damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak adına yemeklere tuz atmadan önce bir kez daha düşünmek gerek” diye konuştu.

Sigara kullanımının damarlarda tıkanmaya yol açarken aynı zamanda kanı koyulaştırarak pıhtılaşma eğilimini arttırdığını kaydeden Doç. Dr. Gülcan Abalı, bu nedenle sigara kullanan kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda yer alan kişilerin en kısa sürede bırakmak için çözüm aramalarını gerektiğini söyledi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar