ABD BAŞKANI Donald Trump, seçimler sırasında güçlü bir Amerika yaratmak için her yola başvuracağını açıklayarak, Amerikalıların milliyetçi duygularını kullanarak BAŞKAN seçildi.
Trump’ın görüşleri birçok çevre tarafından eleştirilse de, Trump bildiği yoldan şaşmadan ilerlemektedir.
Trump birkaç gün önce açıkladığı Yeni ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ’nde kendisi için önemli olan politikaları iyice ortaya çıkarttı.
55 sayfalık ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ’nde ÖNCE AMERİKA vurgusunu esas alan bir politika belirlendi.
DÖRT Ana noktada özetlenebilecek Trump’ın ulusal güvenlik stratejisi,
1-“Ana kara, Amerikan halkı ve Amerikan tarzı yaşam biçimi korunmalı”,
2-“ABD’nin gelişimini destekle”,
3-“Güçle barışı koru” ve
4-“Amerikan etkisini geliştir” esasları üzerine kuruluyor.
Bu stratejide, Trump kendisine engel olacak güçleri de
Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran olarak belirliyor.
Trump, bu vurgulamasından sonra, Rusya ve Çin’e dikkat leri odaklamak gerektiğini açıkladı:
“ABD’nin güvenliğini ve gelişimini sarsmaya çalışıyorlar. Askeri güçlerini artırıyorlar, bilgi ve dataları kontrol altına alarak kendi halklarını baskı altında tutuyor, etkilerini artırıyorlar.
Rusya elde ettiği bilgileri dünyanın farklı birçok bölgesindeki toplumların görüşlerini etkilemek amacıyla siber saldırılara dönüştürüyor.
Rusya’nın bu etki çabaları korkak istihbarati operasyonlara dönüşüyor ve devlet destekli medya ile sahte online karakterler, üçüncü parti arabulucular, paralı sosyal medya kullanıcıları ya da troller oluşturuyorlar.”
Amerika’n ın özellikle Rusya’yı BAŞDÜŞMAN olarak tesbit ettiği yeni Ulusal Güvenlik Belgesinden sonra, ülkelerin Rusya’ya yakın ve Rusya’ya uzak ülkeler olarak sıralanmasının yapılması kesinleşiyor.
Zaten Trump, Kudüs sorununda, İSRAİL yanlısı pozisyonunu açıklıkla belirlerken, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki esas partnerinin İsrail ve Suidi Arabistan olacağını belirlemişti.
Bu yeni Güvenlik Stratejisi’nin, özellikle Rusya ile ilişkilerini geliştiren Türkiye Lideri Erdoğan’a karşı, yeni DIŞ MÜDAHALELERİ tetikleyeceği KESİNDİR.
Tayyip Erdoğan, Orta Doğu’da özellikle Amerika’nın Kürt politikasına karşıdır.
Kudüs olayında da Tayyip Erdoğan ABD BAŞKANINA karşı bir politika izleyerek, Yeni oluşturulan Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesine önem vermediğini göstermektedir.
Tayyip Erdoğan’ın ısrarla talep ettiği, “Fetullah Gülen’in İadesi” konusunda, Amerika hiçbir adım atmamakta, bir de Sarraf olayında Türkiye Bankalarını ve Erdoğan’ı zorda bırakacak bir yargılama sürecini sürdürmektedir.
Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi, Türkiye ile ABD’yi daha sık olarak karşı karşıya getirecektir.
Bu sık sık karşı karşıya gelme durumu, Kıbrıs’ta yaşayan iki toplumu ve Türkiye ile ilişkilerini derinden etkileyecektir.
