Kıbrıs Sorununa bir iç sorun olarak bakan anlayışlar, gerçekçi olmayan sığ bakışlardır.
Bu bakışın temelinde ne yazık ki, Kıbrıs’ta üstünlük sağlama ve yağma anlayışı vardır.
Kıbrıs adasının bulunduğu yer Doğu Akdeniz ve ORTA DOĞU’nun hemen yanıbaşıdır.
Tarihsel olarak Kıbrıs adası, YÜKSELEN ÜLKELERİN ilgisini daima çekmiştir.
Afrodit’in adası üzerinde etkisi olcak güçler, Dünya ticaretinde, Akdeniz dolayısıyla önemli bir etki kazanmaktadırlar.
Petrol ve Gaz’ın, dünya ekonomisinin kanı olduğu süreçte, Kıbrıs’ın kontrolünün ÖNEMİ daha da ARTMIŞTIR.
İngilizlerin adayı Osmanlıdan kiralaması ve daha sonra, LOZAN ANTLAŞMASIYLA sahiplenmesi, Orta-Doğu’yu kontrol etme arzusundan başka birşey için değildi.
1960’da kurulan KIBRIS CUMHURİYETİ’nde de İngilizler idari yapıdan çekilirken, ÜSLERİYLE ve GARANTÖR ÜLKE statüleriyle, adada ve bölgede etkili konumlarını sürdürme şanslarını korudular.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra, dünya çapındaki mevzilenmeler yeni baştan düzenleniyor.
Ukrayna Kriziyle beraber, Suriye ve Irak’ta patlayan çatışmalar, IŞİD’nin dünya çapındaki saldırıları ve özellikle MÜLTECİ SORUNU, Batılı Ülkeleri yeni siyasetlere yönlendirdi.
Batı’lı ülkelerin liderlerinden en önemlisi ALMANYA’dır.
Almanya, son birkaç aydır, Türkiye’yi yeniden AB sürecine katmaya çalışmaktadır.
Almanya, bunun yanısıra, Kıbrıs Sorunu çözülmeden, Türkiye’nin AB sürecinde ilerleyemeyeceğini en iyi bilen ülkelerden biridir.
Almanya ve Batı’nın Rusya’ya olan ENERJİ BAĞIMLILIĞINI Kırması için, Türkiye üzerinden geçecek enerji borularına ihtiyacı vardır.
Avrupa’yı karıştıran Suriye’li mülteci akınının durdurulmasında yine Türkiye- Almanya ilişkilerinin belirleyici rolü olmuştur.
Almanya kendisi için hayati önemi olan Enerji ve Mülteci sorununda, Türkiye’ye yaklaşırken, Kıbrıs Sorununda da, daha fazla İNSİYATİF yüklenme zorundadır.
İşte, AKINCI ve ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI’nın Bir Saat Kırk Beş Dakika’lık görüşmesini bu çerçeve içerisinde değerlendirmek gerekmektedir.
AB liderinin Kıbrıs Türk Toplumu Liderini, Almanya’ya resmi daveti bile, başlı başına bir olaydır.
AB nin lideri Almanya’nın, Dış İşleri Bakanı FRANK WALTER STEİNMER, Akıncı ile görüşmesiyle üç önemli mesajı göndermiştir.
Bunlardan birincisi, Kıbrıs Rum tarafınadır. Bu mesajda, Rumların artık Kıbrıs’ta, KıbrısTürklerinin de taraf olduğunu kabullenmeleridir. Bunu kabullenmeleri durumunda, Almanya’nın Kıbrıs’ın birleştirilmesinde, siyasi ve maddi olarak katkılarını arttıracağı mesajıdır.
İkinci mesaj Türkiye’yedir. Bu mesajda, Kıbrıs sorununda ilerlemenin, Türkiye ve Kıbrıs Türklerini dünya ile bütünleştirmede etkili olacağı mesajıdır.
Üçüncü mesaj ise, KIBRIS TÜRKLERİNİN önemli bir VARLIK olduğu mesajıdır. Bu mesaj sadece Rum tarafına değil, özellikle Türkiye’deki, Kıbrıs’ı kendilerine bağlama hayalleri içerisinde olanlaradır. Bu mesaj’da, Kıbrıs adasının TÜMÜNÜN, AB’nin bir parçası olduğu VURGULANMAKTADIR.
Kıbrıs Türkleri için, bu mesaj, en önemli mesajdır. Çünkü, Rumlar ve Türkiye’nin, Kıbrıs Türklerini görmezden gelen politikalarına karşı, Kıbrıs Türklerini dünya ile bütünleştirecek politikalara bir destek, Kıbrıs Türklerini dikkate almak istemeyenlere karşı önemli bir UYARIDIR.
